YAŞAMAK MUAMMASI
Saat üçü beş geçiyor Kapı kapalı, gözlerim aralık Eylül’ün beşi umudun çocukça sesi Bağırıyor, yırtınıyor
Saat üçü beş geçiyor Kapı kapalı, gözlerim aralık Eylül’ün beşi umudun çocukça sesi Bağırıyor, yırtınıyor
Bir rüzgâr çarpıyor göğüs kafesime, Acunda, ıssızlığın tek sahibi ben miyim? Haklının bahtsızlığı saplanıyor etime,
Senin kalbine açılıyor bütün pencereler Senin kalbine düşülüyor bütün uçurumlardan Bütün mabetlerin mekteplerin en azizesi
Mesnetsiz hikayeler çalındı kulağıma Olmaz ya sığınmışsın bir bulutun ardına Olmaz diyorum içimden inanmam gözlerini
Ey sevdiğim, sana bir çift sözüm var. Seni seviyorum, sana aşığım. Gönlüne talibim, sende gözüm
Olası bir gerçeklik içinde, Dünya durduğunda sen döndüğünde, Atka’da ya da Tepebaşı’nda bir tramvayda Yazmak
suyundan saydamlaşmış rengi tuza çalmış yosunlu yastığı sıktım yüzebilirdi balıklar görmeseydim sulu gözlerime ağ atanları
Rıza bu göç değil, örtülü işgal. Yalanın ardını tutma be Rıza. Arabi, farisi her