Şiir
IRMAK’A DÜŞEN MEKTUP
Mesnetsiz hikayeler çalındı kulağıma Olmaz ya sığınmışsın bir bulutun ardına Olmaz diyorum içimden inanmam gözlerini
İLAN-I AŞK
Ey sevdiğim, sana bir çift sözüm var. Seni seviyorum, sana aşığım. Gönlüne talibim, sende gözüm
DİVANE ÇAĞIN SANRISI
Olası bir gerçeklik içinde, Dünya durduğunda sen döndüğünde, Atka’da ya da Tepebaşı’nda bir tramvayda Yazmak
KAVUŞMAK İHTİLALİ
suyundan saydamlaşmış rengi tuza çalmış yosunlu yastığı sıktım yüzebilirdi balıklar görmeseydim sulu gözlerime ağ atanları
VATANDAŞ(!) RIZA
Rıza bu göç değil, örtülü işgal. Yalanın ardını tutma be Rıza. Arabi, farisi her
GÜRLEK SANCI
çatlak ruhumdan şiir sızamadığında oklar ıslıklarını çalar en matemlisinden temren ellerinde baldıran zehri taşır karışır
KURSAĞIMDA KALANLAR
Adalet mezatta, gitti…gidiyor! Başın cezasını ayak ödüyor. Ne güzel yalanmış bize sunulan. Kananlar kanmaya devam
BENZİMİN OYASI
dünya gölgesinin en hakikatli şiiri yirmi altı kere şiir yirmi altı kere güzelsin ey
RÜTBELERDEN BİR HİÇLİK
ali beytullah çakır abim’e rab nefsin iftirasından sakınacak meryem masumluğu ver şuurlu sıcaktan kaynayan yanıklardan
TANDOĞAN DURAĞI
Ruhuma bağdaş kuran gözlerinden başlayarak Bulanarak sözlerime zuhur eden sihrine Dudağının kenarındaki çukura kıvrıldığımda Üstüme
MiM İçin Dört Mevsim
Ben doğmamıştım o gece ölümümden sonraydı, baharın elinden gönderilen bir mektuptur ellerin ellerin geldi ellerin,
HANGİ ADALET
Boğazında çamur varken Etrafta kir arıyorsun. Meclisin her haltı yerken Gerdanını kırıyorsun. Hüngür hüngür ağlayan