Tarih 6 şubat  1695  Sultan II.Mustafa 22. Osmanlı padişahı ve 101. İslam halifesi  olarak tahta geçmiştir. Tahta çıkmasıyla ilk işi Erzurumda sürgünde olan Hocası Seyyid Feyzullah’ı Şeyhülislam olarak görevlendirmek oldu.Seyyid Feyzullah 1639’da Erzurum’da doğdu.Babası Erzurum müftüsü Seyyid Mehmed.Tahta çıkan Sultan atalarının sürdürdüğü seferleri devam ettireceğine dair hatt-ı hümayün yayınlamıştır.Söz verdiği gibi Avusturya üzerine seferlere devam etdi. Başarılı iki seferin ardından Zenta Bozgunu olarak bilinen ardından Karlofçaya uzanan o sıkıntılı döneme girilmiştir.Zenta bozgunundan sonra bir daha savaşacak gücü kendinde bulamadı. Yaklaşık 300.000 kilometrekare toprak kaybı Sultanı savaşlardan uzak bir hayata Edirne’ye itmiştir.Bu süre boyunca sadrazamlar değişmiş fakat Şeyhülislam Seyyid Feyzullah gücüne güç katmıştır.İstediğini devletin çeşitli kademelerine getirdi kendinden olmayanları sindirdi koca devleti kendisi yönetir duruma geldi.Hatta öyle ki kendisinden sonra oğlu Fethullah’ın  Şeyhülislam olması için padisahı ikna bile etmiştir.Bu aile nepotizmi devletle liyakati bitirmiş uygunsuz icraatları ve giderek nüfuzunu daha da arttırıp tayinlere, azillere müdahalesi içten içe büyük bir tepkinin oluşmasına yol açmıştır. Bozuk siyasi ve iktisadi durumun da etkisiyle ulemâ, asker ve nihayet İstanbul yerine Edirne’nin pâyitaht yapılacağı söylentileriyle tahrik edilen İstanbul halkı ayaklandı (1703).

     Tarihlere Edirne Vak‘ası veya Feyzullah Vak‘ası adıyla geçen bu isyan önce İstanbul’da başladı, daha sonra Edirne’ye sıçradı. Edirne’de bulunan Şeyhülislâm Feyzullah ve ondan sonraki şeyhülislâm adayı oğlu Nakîbüleşraf Fethullah görevlerinden alındılar (15 Temmuz 1703). Feyzullah Efendi kaçmaya çalışırken Pravadi’de yakalanarak yarı çıplak vaziyette Edirne’ye getirildi. Feci işkenceler sonunda oğlu ile birlikte Batpazarı’nda çırılçıplak bir halde uyuz bir hamal beygirine bindirilip türlü hakaretlerle başları kesilip katledildiler. Feyzullah’ın kesik başı bir mızrağın ucuna takılıp âsiler tarafından Edirne sokaklarında dolaştırıldı. Cesedi ise ayaklarına ip bağlanarak hıristiyan keşişlere sürüklettirildi ve parçalanarak Tunca nehrine atıldı. Daha sonra cesedinin nehirden çıkarılarak Sitti Hatun Camii civarındaki Abdülkerim Mektebi avlusuna gömüldüğü rivayet edilir.

   Tarih ders almak mı? Yoksa tekerrür mü? Orasını bilemem fakat 15 Temmuz 2016’da girişilen hain darbe teşebbüsü ile tuhaf benzerlikler bulunduran bir tarihi olay.Seyyid Feyzullah ve Fethullah’ın memleketleri Erzurum,Edirne vak’asının tarihi, oğlu Fethullah ve yaptıkları aile nepotizmi tuhaf tesadüfler.
Burada asıl dikkat edilmesi gerekilen konu,siyasi bir güç ele geçiren cemaâtler ve tarikatların ilk işi kadrolaşmak ve Ülkeyi kendi siyasi emellerine göre kaosa sürüklemek oldu ve ilk güçü ele gecirdiklerinde bu olacaktır.Ve bunu 1695 yılında da dinden yaptılar dünde.Türk millet’inin  hassas değeri olan din ile kandırıp,yanıltıp yüzyıllardır planları olan iktidar ve kaos  hep içlerinde kalmış,hiçbir zaman ulaşamayacakları bir hayal olacaktır .Tarihimizde bu olay gibi pek çok hadise pek çok hakikat vardır.

“Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır”.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Y.B

Latest posts by Y.B (see all)