Türk Milliyetçiliğinin Güneşi: Ziya Gökalp

                                                                   “ Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan

                                                                     Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan.”

Millet, aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, ülkü, gelenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluktur. Kültür dil, din ve tarih gibi önemli üç unsurun birleşmesinden meydana gelir. Milliyetçilik, bir ulusun bireylerinde ortak olan duyguların, ülkülerin ve değerlerin toplamıdır. Gökalp’e göre Türkçülük ile Turancılık birbirlerinden farklı iki kavramdır. Türk bir milletin adıdır. Turan kelimesi “Turlar” yani Türkler demektir. Turan kelimesi Türkler demek olduğu için özel olarak Türkleri ihtiva eden bir topluluk ismidir.

Gökalp’in Türkçülük anlayışının temelinde millet ve vatanseverlik kavramları bulunmaktadır. Ziya Gökalp; kültüre, dine ve millete karşı bağlılık duygusunu devlete karşı duyulan bağlılıktan daha güçlü, derin ve sürekli görürken bunun yanı sıra ortak milli kültür ve dil teması üzerinden devlete bağlı olma düşüncesini de savunmuştur.

Gökalp tarafından kuramı ortaya atılan Türk milliyetçiliği ile daha önceki yüzyıllarda yaşanan din,ırk ve mezhep ayrımlarından kaynaklanan savaşlara son verilmiştir. Türk milliyetçiliği ile kültürel ve ülkü birliğine dayanan birlikteliğin temeli atılmıştır.

Türk milliyetçiliğinin temelinde bulunan Gökalp, kadın ve aile konusuna da gereken önemi vermiştir. Ona göre; Türk kadınının Arap, Bizans ve İran kültürünün etkisinden kurtarılması gerekir ve Türk kadınının kurtuluşu ancak Türk medeniyetinin dinamikleriyle kabil olur. Çünkü Türk medeniyet ve kültüründe kadın ve erkek eşit haklara sahiplerdi. Eski kavimlerden hiçbiri kadına Türk toplumu kadar haklar verip saygı göstermemişlerdir.

Gökalp’e göre devletin temeli olan ailede kadının önemli bir yeri vardır. Kadının varlığıyla toplum hayatında teşekkül edebilecek çözülmeler ve bozulmaların önlenebileceğine inanır. Gökalp, eski Türk toplumunda kadının gerek sosyal hayatta, gerekse de hukukî bakımdan, erkekten daha düşük bir seviyede olmadığını vurgulamakla birlikte, Türklerin girdiği farklı medeniyet dairelerinin etkisiyle, kadının, sosyal hayat içindeki konumunun da değiştiğini belirtmektedir

Aile, Gökalp’in sosyolojik düzeninin temelini oluşturmaktadır. O aileyi toplumsal hayatın özü ve çekirdeği olarak görmekte, yapısal sistemini de aile kurumu üzerine inşa etmektedir. Ziya Gökalp’ın aile konusuna büyük önem vermesinin başlıca sebebi,ferdin ilk eğitimini ailede almış olmasıdır.

Aynı şekilde milli kültürü,ulusun tüm fertlerine tanıtabilmek ve her bireyin de milli kültür dairesi içinde yetişmesini sağlamak için öncelikli yer, aile ocağıdır. Bu bakımdan aile, Gökalp’a göre devletin ve milletin temelini oluşturur.

Gökalp’in söylemlerinin ışığında görüyoruz ki Türk milliyetçiliği insanlara biçilen cinsiyet rollerinden uzak olmak ve aile kavramındaki bütünlük, birlik ve saygıyı korumak için çalışmaktır. Bir milleti anlayabilmek için araştırmaya aile kurumundan başlamak gerekir. Aile dini ve milli değerleri ile toplumun çekirdeğini oluşturur.

Ulu Önder’in fikir babası, Türkçülüğün yıkılmaz kalesi, Türk kültürünün ilerlemesi için çalışan bu yolda Türk Ocakları’nın kuruculuğuna öncülük eden Ziya Gökalp’i saygıyla anıyor ve onun yolunda çalışmaktan onur duyuyoruz.

     “Ailedir bu milletin, bu devletin esası,

 Kadın tamam olmadıkça eksik kalır bu hayat”

 

         Şeyma Ersoy

 

 

 

Albayrak Ali, Ziya Gökalp’te Kadın ve Aile,2017

Öğüt Eker Gülin, Yazılı Kaynaklarda Türk Ailesi,2001

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Şeyma Ersoy

Latest posts by Şeyma Ersoy (see all)