Kırım’ın Coğrafyası

Kırım sadece Türk Dünyası açısından değil, Karadeniz ve çevresinde medeniyet kurmuş, politik ilişkiler yürütmüş tüm devletler ve topluluklar açısından kilit nokta olarak nitelendirilebilecek bir toprak parçasıdır.

     Avrupa kıtasının doğusunda, Karadeniz’in kuzeyinde yer alan Kırım topraklarının Azak Denizine ve Karadeniz’e kıyısı bulunmaktadır, bu durumdan kaynaklı olarak yarımada olma özelliğine sahiptir. Coğrafi düzlemde koordinatları ise; 44,2°-46,3° kuzey paralelleri ile 32,4°-36,8° doğu meridyenleridir.

      Kırım Yarımadası’nın en geniş kısmı , Kafkasya’yı Kırım’dan ayıran Kerç Boğazı’nın batı sahilinden itibaren yarımadanın batı sahilinde yer alan Tarhankut burnuna kadar olan üç yüz yirmi kilometre olan alandır. En kuzey noktasından en güney noktasına kadar olan uzunluğu ise iki yüz kilometredir. Kırım Yarımadası’nın sahillerinin uzunluğu bin kilometre kadardır. Girintili körfez ve koyları ile çıkıntılı burunları çok oluşundan dolayı  liman ve iskelesi çoktur, deniz ulaşımına oldukça  elverişlidir. Bölge topraklarının yeryüzü şekilleri incelendiğinde ise yükselti ortalamasının az oluşu ve aktif akarsuların bölgenin güney kesimlerinde yoğunlaştığını görmekteyiz. Bu durumun sebebini ise sıcaklık ortalamalarının güney kesimlerde fazla iken kuzeye doğru gidildikçe azalmasından kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Başlıca akarsuları ise Salgır, Karasu, Çorgana, Belbek, Kaçı, İndalve ve Bulganak’tır. Bin altı yüzü aşkın sayıda akarsu bulunmasına rağmen yaklaşık yüz elli tanesi sürekli akarsu konumundadır, kalanları ise mevsimlik akarsudur. Kırım’ın en önemli doğal sorunlardan bir tanesi de akarsularının su seviyelerinin azalması ve kurumaya yüz tutmuş olmasıdır.  Kırım’ın güney doğusunda Karadeniz kıyısından yaklaşık on kilometre içeride yer alan bin beş yüz metre yüksekliğinde olan ve sıra dağ şeklinde uzanan Kırım Dağları ve yine bölgenin güneyinde yer alan Karadeniz sahilinde bulunan Yalta kentinin yaklaşık on beş kilometre uzağında, beş yüz yetmiş metre yükseltisiyle uzanan Ayı Dağları yer almaktadır. Özellikle Kırım Dağlarının zirve noktası olan Ay Petri Tepesi turistik açıdan büyük ilgi çekmektedir.

     Yirmi altı bin kilometre kareyi aşkın olan Kırım topraklarında genel itibariyle iki farklı iklim tipi gözlemlenmektedir. Kırım yarımadasının güneyinde karakteristik olarak ülkemizde görülen Karadeniz iklimine benzetebileceğimiz ılıman sıcaklıklara sahip ve sonbahar mevsiminde  yağış alan bir iklim yapısı görülürken kuzey bölgelerde enlem derecesinin artmasından kaynaklı olarak sıcaklık ortalamalarının düştüğü, ılımanlıktan uzak, kışların uzun ve soğuk geçtiği karasal iklim görülmektedir.  Güney bölgelerde iklimin ılıman oluşu ve sıcaklık ortalamalarının kuzeye göre daha yüksek oluşu tarımsal faaliyetlerin güneyde daha yoğun oluşunda temel etkendir. Güney kesimlerde yapılan tarımsal faaliyetlerde şarap yapımında kullanan üzüm bağları ve parfüm yapımında kullanılan çiçek yetiştiriciliği yaygındır.

     Yeraltı kaynakları olarak ise taş kömürü, linyit kömürü, manganez ve demir madenleri ön plana çıkmaktadır. Kırımda sanayinin gelişiminde madenlerin payı oldukça büyüktür ve yeraltı kaynaklarına dayalı sanayi faaliyetleri yaygındır. Kırım’da ilk doğalgaz kaynağı 1996 yılında bulunmuştur. Daha sonra bu kaynağın üretim kapasitesi geliştirilerek ülke genelinde toplam sekiz yüz  kilometre doğalgaz boru hattı inşa edilmiştir.

    Ulaşım ağları bağlamında inceleme yapıldığında ise Kırım’ın oldukça geniş ulaşım olanaklarına sahip olduğu görülmektedir.  Sivastopol, Yalta, Gözleve ve Kerç limanları sayesinde Krosnadar, Hazar Denizi, Baltık Denizi, Beyaz Deniz, ve ülkemizde İstanbul, Çanakkale, Samsun ve Trabzon limanları ile  Romanya’nın Köstence limanına ulaşım sağlanmaktadır.  Karayolu uzunluğunun yedi milyon kilometreyi aştığı Kırımda bin kilometrenin üzerinde de demiryolu ulaşımı mevcuttur.

    Günümüzde Kırım Özerk Cumhuriyetinin idari merkezi olan Akmescit üç yüz elli bini aşkın nüfusu ve uluslararası havaalanı ile en büyük yerleşim birimidir. Aynı zamanda Akmescit   Kırım’ın en uzun akarsuyu olan Salgır Nehrinin kıyısında bulunmaktadır. On beşinci ve on sekizinci yüzyıllar arasında Kırım’a başkentlik yapmış olan Bahçesaray otuz binden fazla nüfusu ve gelişmiş tarım alanlarıyla Akmescit’in otuz kilometre güney batısında konumlanmıştır. Yine başkent Akmescit’in güneyinde üç yüz kırk bini geçen nüfusuyla Sivastapol adıyla da bilinen Akyar kenti bulunmaktadır. Bu kentin en önemli özellikleri ticari hacmi gelişmiş limanı ve üst düzey sanayi tesisleridir. Kırım yarımadasının en doğusunda bölgede bulunan boğaz ile aynı adı taşıyan Kerç şehri bulunur ve nüfusu iki yüz bine yaklaşmıştır. Kırım’ın üçüncü büyük kenti olarak nitelendirebileceğimiz Kefe kenti, limanlarının ülkemiz ile bağlantı sağlanması açısından önem arz etmektedir. Sağlık ve deniz turizmi denilince akla gelen Kırım şehri ise Yalta’dır. Normal şartlarda yaklaşık iki yüz bin civarı olan kentin nüfusu yaz aylarında iki katına çıkmaktadır.

     Tarih boyunca İskitler, Hunlar, Hazarlar, Bulgarlar, Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Karadeniz’in kuzeyinde özellikle ulaşım ağlarıyla bir cazibe merkezi haline gelmiş, uzun dönemler Türk’e yurt olmuş Kırım’ın ebediyete kadar Türk yurdu özelliğinin var olması fani hayattan niyazımızdır.

    Şimdi matem tutar Kırım’da dağlar,

     Siyaha bürünmüş yemyeşil bağlar,

     Camiler yıkılmış minare ağlar,

     Ezanlarla süslü yıllar yok olmuş…

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Enes Er

Latest posts by Enes Er (see all)