Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya çıkardığı modern Türk kadının en nitelikli örneklerinden biri olan, aynı zamanda Batı Avrupa kültürü ve Türk kültürünü birlikte kullanarak yeni atılımlar gerçekleştiren Adile Ayda, 7 Mart 1912 yılında Rusya’nın St. Petersburg şehrinde dünyaya gelmiştir.
Babası Sadri Maksudi, annesi Kamile Ramieva’dır. Babası Sadri Maksudi, Kazan’da bir süre milletvekilliği yapmıştır. Rusya’daki siyasi ve iktisadi yıpranmalardan Adile Ayda da bizzat etkilemiştir. Ailesiyle birlikte Finlandiya’ya göç eden Ayda’nın yurduna dönmesi hayatı boyunca mümkün olmamıştır. Finlandiya’dan sonra ailesiyle yerleştiği Berlin’de öğretim hayatına başlamış ve öğrendiği ilk dil Almanca olmuştur.
Öğrendiği ilk dil Almanca olmasına rağmen, Adile Ayda’nın fikirlerini ve eğitim hayatını şekillendiren ülke Fransa olmuştur. Almanya’da aldığı eğitimden sonra ailesiyle Fransa’nın başkenti Paris’e yerleşen Ayda, Fransızcayı ana dili gibi öğrenmiş, zamanla bu dil eğitimiyle kitap ve makalelerini yayımlamaya başlamıştır. Adile Ayda, Paris’te modern bir sosyal hayatla karşılaşıp burada edindiği birikimlerini Türkiye’de nasıl işleyebileceği üzerine çalışmalar yapmıştır. Babası Sadri Maksudi Arsal ise bu süreçte Paris’te bulunan Sorbonne Üniversitesi’nde Türk Kavimleri Tarihi konulu dersler vererek meslek hayatına akademisyen olarak devam etmiştir.
Maksudi, 1924 yılında yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ne geldiği bir konuşmada Mustafa Kemal Atatürk’ten Türkiye’ye yerleşmesi için teklif almıştır. Sadri Maksudi bu teklifi kabul etmiş, babasıyla Türkiye’ye gelmiştir. Adile Ayda Türkiye’ye yerleştiğinde henüz 13 yaşındadır. Fakat Adile Ayda ve kardeşi İstanbul’daki Notre Dame de Sion Lisesi’nde yatılı öğrenci olarak okumuştur.
Adile Ayda aldığı lise eğitimden sonra babasının da kurucu müderrislerinden biri olduğu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimine başlamıştır. Üniversiteden başarıyla mezun olan Ayda, Dışişleri Bakanlığı’nda “meslek memurluğu” sınavına girerek kazanmış, 12 Aralık 1932 günü bakanlığa atanmasıyla Türkiye’nin ilk kadın diplomatı olmuştur.
Bakanlıkta uzun süre görev yapan Ayda, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Fransız Filolojisi bölümüne kaydolmuştur. Burada aldığı yüksek eğitimle birlikte Ankara Konservatuarı, Ankara Koleji ve Ankara Kız Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yapmış ve 1941 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Fransız Filolojisi bölümünde asistanlık yapmıştır. 1943 yılında ise Fransız Edebiyatında doçentliğini almıştır. Mühendis Reşit Mazhar Ayda ile evlenen Adile Ayda, İstanbul’a yerleşerek İstanbul Üniversitesi’nde akademisyenlik yapmaya devam etmiştir. Meslek hayatına İstanbul’da devam eden Ayda, önce Cumhuriyet gazetesinde daha sonra Tercüman gazetesinde ve Hisar dergisinde makalelerini yayımlamıştır. “Paris Kütüphaneleri” başlıklı makalesi bir süre orta okul kitaplarında okuma parçası olarak yer almıştır. Ankara’da yaşadığı dönemlerde eski komşusunun oğlu olan Halil İnalcık, bir kitabını “Adile Abla” başlıklı ön sözüyle Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından yayımlamıştır.
On beş yıldan fazla süren akademik hayatına 1957 yılında İstanbul Üniversitesinden ayrılarak son veren Ayda, Dışişleri Bakanlığındaki mesleğine geri dönerek Kadınlar Dayanışma Derneği’ni kurmuş ve ilk başkanı olmuştur. Ayda 1959 yılında Lahey’deki Türkiye Büyükelçiliğine müsteşar olarak atanmıştır. Daha sonra Üsküp’te görev yapan Adile Ayda, Yahya Kemal Beyatlı hakkında çalışmalara yönelmiş ve 1979 yılında Yahya Kemal’in Fikri ve Şiir Dünyası kitabını yayımlamıştır. Dışişleri Bakanlığı’nda bir süre çalıştan sonra Kültür İşleri Genel Müdürlüğü’ne atanarak yapmış olduğu çalışmalardan dolayı 1966 yılında İtalyan devletinden Likayat Nişanı almıştır.
Bu olaydan sonra Adile Ayda, İtalya’nın başkenti Roma’da elçilik görevine tayin olmuştur. Burada da kısa bir süre çalıştıktan sonra Türkiye’ye geri dönmüştür. 1974 yılında “Etrüskler Türk Müydü?”, 1978 yılında ise “Türklerin İlk Ataları” eserlerini yayımlayan Ayda, 5 Kasım 1992 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir.
Ömrü boyunca türlü dert ve sıkıntıyla karşılaşmasına rağmen Adile Ayda hedeflerinden vazgeçmemiş, dünya Türklüğüne emsal teşkil etmiştir. Gerek yaptığı akademik çalışmalar gerek Türk dış işlerine katkıları gerekse milletler arası saygınlığıyla Adile Ayda Türk milletinin kadınlara verdiği değeri dünyaya kanıtlamıştır. Bizler, genç Türkler bugün Adile Ayda’yı kendimize örnek alıyor, bir Türk kadını olarak dünyada kazandığı saygınlığı imrenerek tetkik ediyoruz. Ve ekliyoruz, Türk kadını, her türlü zorluk ve düşmanlığın üstesinden gelebilecek yetkinliğe sahiptir. Türk büyükleri buna en büyük şahittir. Ve biz Türk kadınları Adile Ayda’yı her daim rahmet ve saygıyla hatırlayacak, zorluklarla karşılaştığımızda özümüze danışacak ve kuvvet bulacağız. Türk kadını, saygı ve hürmet sanadır!
Ayda Tonar
Latest posts by Ayda Tonar (see all)
- Müfide Ferit Tek’in Hayatı - 23 Şubat 2021
- Türkistan’dan Günümüze Kımız - 6 Ocak 2021
- Osmanlı’da Saray Mutfağı - 20 Aralık 2020
- Adile Ayda’nın Hayatı - 13 Aralık 2020
- Türkiye’de Kız Enstitüleri - 29 Kasım 2020