İNGİLİZ KEMAL: ATATÜRK’ÜN CASUSU

 

Asıl adı Ahmet Esat Tomruk olan namı diğer İngiliz Kemal 1893 yılında İstanbul Altın Mermer de doğdu. Babası Evkaf Nezareti Varidat Kalem Müdürü Mehmet Reşit Bey annesi Sıdıka Hanım’dır. Mehmet Reşit Bey eğlence hayatını seven birisi olmasından dolayı bütün malını mülkünü bu yolda harcamış geride çocuklarına sadece Fatih ilçesinin en eski semtlerinden olan Bahçekapı da bir dükkan bırakarak genç yaşta vefat etmiştir. Babası hayata gözlerini yumduğunda Ahmet Esat beş yaşındaydı. Babasının vefatından sonra Ahmet Esat, Hazine-i Hassa Kalemi Katibi olan dayısı Sezai Bey’in himayesine girerek annesi ve dayısı ile birlikte Beyoğlu Taksimde Kazancı mahallesinde kiraladıkları evde yaşamaya başlamıştır.

Ahmet Esat kendini hatırlamaya başladığında artık dayısının himayesi ve gözetimi altındadır. Ailesinin maddi durumu iyileşince aile Emirgana taşındı. Emirgan kırlarında koşup eğlenmeyi çok seven Ahmet Esat, sporla da çocukluktan itibaren yakinen ilgilenmeye başlamıştır. İlk spor derslerini de Hariciye Müsteşarı olan komşuları Talat Bey’den almaya başlamıştır Talat Bey Ahmet Esat gibi mahallenin çocuklarına yüzme ve yelken dersleri verirdi. Ahmet Esat’ın hayallerinde ise meşhur bir pehlivan olmak vardı. Ahmet Esat ilköğrenimini Emirgan da tamamlayıp daha sonra dayısı tarafından Galatasaray Lisesine kaydı yaptırıldı. Galatasaray Lisesi’ne kayıt olduğunda okulun müdürü meşhur tarihçi Abdurrahman Şeref Bey ders nazırı yani eğitim öğretimden sorumlu müdürü ise Cemil Beydir. Galatasaray Lisesine 679 numara ile kaydedilen Ahmet Esat’a dayısı haftalık olarak 5 kuruş veriyordu. Galatasaray’a kaydolduğunda sınıfın en küçüğü olduğundan sempati ile karşılanan Ahmet Esat’ın arkadaşları arasında Ruşen Eşref, Fuat ve Kemal adlı öğrenciler vardı. Bu arkadaşlarının da kendisi gibi yetim olduğunu öğrenen Ahmet Esat kendi ifadesiyle bu arkadaşları ile birlikte okulda adeta Yetimler Birliği kurmuşlardı.

Galatasaray Lisesi’nde parlak bir öğrenci olan Ahmet Esat özellikle Fransızcasını geliştirmiş yurt dışından edindiği arkadaşlarıyla mektuplaşmaya başlamıştır. Yurt dışından adına sık sık mektupların gelmesi dönemin iktidarının ilgisini çekmiş ve iktidarın hafiyeleri tarafından takip edilmiştir. Hatta o sırada Fransa’da yayınlanan Mon Dimanche Gazetesi aracılığıyla edindiği arkadaşları ile birbirlerine kartpostal gönderimi yapmışlarıdır. Fransızca başta olmak üzere İngilizce, İtalyanca ve Rumca dillerini öğrenmiştir. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin önde gelen kurucularından ve Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli siyasal gelişmeleri sağlayan İkinci Meşrûtiyet döneminin önde gelen Jön Türklerin başındaki isimlerinden olan ve o sırada Paris de bulunan Ahmet Rıza Bey tarafından gelen kart Ahmet Esat’ın yakın çevresi tarafından endişeyle karşılanmıştır. Ahmet Rıza Bey, Galatasaray Lisesi öğrencisi Ahmet Esat’a gönderdiği kartta istibdadın hür çocukları sizleri tebrik eder ihtiyatlı olmanızı tavsiye ederim gibi bir ifade kullanmıştır. Ahmet Esat bu kartı dayısı Sezai Bey’e gösterince endişeye kapılan dayısı kartı hemen yok eder. Ayrıca Galatasaray Lisesi’ndeki öğrenciliği sırasında öğrenciler arasında yönetime karşı gizli teşkilat kurduğu gerekçesiyle de devamlı gözetim altında tutulmuş hatta bir ara istibdat döneminin hafiyeleri tarafından tutuklanarak Yıldız Sarayı’na götürülmüş suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakılmıştır. Ahmet Esat gerek okul içinde gerekse okul dışındaki hareketleriyle kabına sığmayan, enerjik ve zeki bir çocuk olduğunu göstermiştir. Bundan ötürü okul İdaresi tarafından da deyim yerindeyse belalı bir tip olarak tanınmıştır. Ahmet’e Esat’ın annesi ve dayısı hafiyelerin devamlı takibi altında olmasından dolayı korkmuşlar özellikle dayısı yurt dışına çıkması konusunda yeğenini ikna etmiştir.

 

Yurtdışına dayısının tanıdığı Yahudi komisyoncunun aracılığıyla muhtemelen 1908 yılında İngiltere’ye gitmiştir. Bu yolculuk esnasında gemi kaptanı ile dost olmayı başaran Ahmet Esat kaptana İngilizcede baba anlamına gelen Father kelimesi ile hitap etmiştir. Henüz 16 yaşında olan bu kıvırcık saçlı mavi gözlü sarışın çocuğu gemi kaptanı da sever ve Curly adını verir. Kaptanla Ahmet Esat arasında baba oğul ilişkisi başlar ve kaptana İngiltere’de kimsesi olmadığını ve okumak istediğini anlatır. Londra’da gemiden indikten sonra kaptanla birlikte kaptanın evine gider kaptanın eşi tarafından da sevgiyle karşılanır. Baba Olarak hitap ettiği İngiliz Kaptan kendisine her zaman iyi davranmış ara sıra yaptıkları sohbetlerde ise vatanını hiçbir zaman unutmaması gerektiğini hatırlatmış ve Ahmet Esat’ın Türk olduğunu unutmamasını tavsiye etmiştir. Ahmet Esat bu arada İngiltere’de Navy College kaydolur. Galatasaray Lisesi’nde okurken  boksa ilgi duymuş ve  bazı kuralları öğrenmiştir. Navy College da ise artık profesyonel olarak boks yapmaya başlamış hatta kazandığı başarılar ile okulda nam salmıştır. Ahmet Esat 1914 yılında Navy College’den mezun olmuş ve mezun olduktan sonra İngiltere’de belirli bir süre daha kalmıştır. O arada Fransa başta olmak üzere farklı Avrupa ülkelerini de gezmiştir. İngiltere’de de kaldığı yıllarda İngilizce bilgisini çok geliştirmiş hatta bir İngiliz’den bile daha fazla İngilizcenin ayrıntılarını, gramer kurallarını öğrenmiştir.

Ahmet Esat davranış ve yaşayış tarzı olarak da bir Avrupalı gibi olmuştur. Avrupa’da yaşadığı zaman içerisinde zamanının çoğu zengin çevreler arasında geçmiştir. Avrupa’nın farklı ve çeşitli ülkelerine yaptığı seyahatlerde bilgi ve kültür birikimi edinmiştir. Galatasaray Lisesinde amatör olarak başlayıp Neavy College’da ise profesyonel olarak icra ettiği boks ile Avrupa’da ringlerde ismi duyulmuştur.

 

Ahmet Esat, 1914 tarihinde başlayan I.Cihan Harbi neticesinde ülkesine dönüş yapmıştır. Başlatılan seferberlik çağrısına katılan Ahmet Esat, topçu asteğmen olarak Çanakkale cephesine sevk edilmiş ve 5. Ordu karargahında göreve başlamıştır. Çanakkale cephesinde hastalanan Ahmet Esat bunun üzerine İstanbul’a gönderilmiştir. İstanbul’da kaldığı süre zarfında iznini ihlal edince durum mahkemeye intikal etmiş Enver Paşa’nın aracılığıyla kurtulup tekrar cepheye gönderilmiştir. Özellikle Çanakkale cephesinden İstanbul’a gizli olarak gelen İngiliz denizaltıları ile ilişkiler kuran Ahmet Esat, Lawrence adıyla anılan ünlü İngiliz casusunun peşine takılarak Osmanlı hükümetine bilgiler vermiştir. Ahmet Esat bu arada büyük Cemal Paşa olarak bilinen İttihatçıların meşhur ve büyük lideri ile de yakın diyalog kurmuş onun güvendiği kişiler arasında yer almıştır. Çanakkale muharebelerinden sonra İstanbul’a döner dönmez yine boksla ilgilenmeye devam etmişti. Öğrencilik zamanlarından beri fikirlerini kendine yakın bulduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti ile de yakın temas da bulunmuştur. Cemiyetin İstanbul şubesinde faaliyette bulunan Ahmet Esat bu arada İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin askeri kanadı tarafından kurulmuş ve ülkenin her yanında çeşitli meslek grubu ve mezhepten insanların görev yaptığı Teşkilat-ı Mahsusa’ya kayıt oldu. Teşkilat-ı Mahsusa da önemli görevleri üstlendi. Ünlü istihbaratçılardan olan  Kara Kemal ve Dramalı Rıza Beylerden çetecilik dersleri aldı. Bir ara Kut’ül Amare’de esir olan İngiliz Generali Towshend’in yanına hapsedilerek ondan önemli bilgileri öğrenmekle görevlendirildi. Ahmet Esat’ın I. Cihan Harbi dönemindeki faaliyetleri hakkındaki bilgiler oldukça azdır.

 

1918 yılında İstanbul’un işgalinden sonra İngilizlerin şehirdeki baskıları giderek artmıştır. İngilizler, İttihat ve Terakki cemiyetinin önde gelenlerin tutuklanmaya başlamışlar ve başkentte adeta bir İngiliz terörü başlamıştı. Ahmet Esat bu sırada yine İngiliz boksörlerle de ringlerde mücadele edip başarılar kazanmıştır. Kazandığı başarılar dikkat çekmeye başlamış hatta bir İngiliz gibi İngilizce konuşması İngiliz sporcular tarafından sempati ile karşılandı. Ahmet Esat’ın İttihatçıları kurtarma yolundaki gayretleri ve İngilizlerle yürüttüğü pazarlıklar sonuç vermemiş ve bu kurtarma olaylarından dolayı İngiliz istihbaratı tarafından tutuklanarak Beyoğlu’ndaki İngiliz hapishanesine atılmıştır. Bu hapishanede işkence gören Ahmet Esat, bir ara firar etmeye kalkmış lakin yakalanarak tekrar hapis olmaya maruz kalmıştır. İstanbul’dan alınarak Çanakkale’de bulunan İngiliz Sahra hapishanesine gönderilmişti burada Hintli Müslüman askerlerle yakın ilişkide bulunmuş ve onların sevgisini kazanmış ve bir zaman sonra da buradan kaçmıştır.

Ahmet Esat İngiliz Sahra hapishanesinden kaçtıktan sonra karşı kıyıya geçerek uzun bir gece yürüyüşü yaptıktan sonra Lapseki kasabasına varmıştır. Rastgeldiği köylerde karnını doyurarak eski püskü bir kıyafet içerisinde Biga’da Kuvayi Milliyecilere sığınmıştır. Bir süre sonra orada bulunan Kuvacılar ile ahbap olmuş ve onlara başından geçenleri anlatarak kendini tanıtmıştır. Ahmet Esat, Biga’da kaldığı süre içinde burada bulunan Kuvayi Milliye grupları ve halkın genel psikolojisini de yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Biga yöresinde Kuvayi Milliye ile temasta bulunduktan sonra 61. tümen komutanı Albay Kazım Bey ile de tanışan Ahmet Esat mükemmel İngilizcesi sayesinde kendisine verilen özel görevlerde Amerikalı gazeteci kimliğini bürünerek gerekli bilgileri toplamayı başarmıştır. Davranışları, konuşma tarzı ve fiziksel görünüşü ile bir İngilize benzeyen Ahmet Esat Bey, Biga yöresindeki Kuvacılar tarafından İngiliz Kemal adıyla anılmaya başlandı.

 

İngiliz Kemal Balıkesir bölgesinde Anzavur ile yapılan mücadelelerde aktif olarak görev yapmıştır. Özellikle Anzavurla Amerikalı gazeteci kimliğini bürünerek Bandırma’da yaptığı mülakat ve aldığı bilgiler Albay Kazım Bey için çok mühimdi. Bu elde edilen bilgiler değerlendirilerek mücadelenin nasıl olacağını belirlemiştir.

Yunan ileri harekatı başlayınca Balıkesir bölgesinden Bursa’ya oradan da Eskişehir üzerinden Ankara’ya giden İngiliz Kemal, TBMM başkanı Mustafa Kemal Paşa  genelkurmay Başkanı Albay İsmet bey ve Fevzi Paşa tarafından kabul edilmiştir. Yapılan görüşmeler sonunda İngiliz Kemal’in farklı dilleri bildiğinden dolayı İstihbarat şubede çalışması uygun görülür. İngiliz Kemal, Kuran, bayrak ve silaha el basarak vatanı ve milleti için sadık kalacağına ve gerekirse öleceğine yemin ederek İzmir’de çalışmaya başlar. İngiliz Kemal’e  verilen görev Yunan Ordusu karargahına girip önemli bilgileri toplamak bu bilgileri zaman geçirmeden Ankara hükümetine bildirmektir. İngiliz Kemal görevini öğrendikten sonra Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile vedalaşarak Ankara’dan ayrılmıştır. İngiliz Kemal’in hedefi İzmir’deki Yunan ordusu karargahıdır. Artık hedefine ulaşmak üzere gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra yola çıkar karayoluyla Antalya’ya giden İngiliz Kemal orada Amerikalı gazeteci kimliğine bürünüp gerekli belgeleri Trablusgarplı Sait takma adıyla İtalyan konsolosluğundan temin ettikten sonra Antalya’dan Rodos’a geçmiştir.

İngiliz Kemal kendini Amerikalı gazeteci ve sinema muhabiri olarak takdim etmiştir. Kumar oynayarak 45 bin frank kazanmış ve şöyle düşünmektedir İzmir’deki vatan görevine başladım. İngiliz Kemal’in İzmir macerası cömert bir Amerikalı gibi geçmiş ve İzmir paralı gayrimüslimleri ve Yunan askerleri tarafından imrenilen bir kişi olarak görülmüştür. Kısa sürede gece hayatının aranan yüzü olan İngiliz Kemal üst düzey Yunan subaylarıyla da samimiyetini geliştirmiş ve onların en gizli toplantılarına bile katılmış aldığı bilgileri İzmir’de kendisi gibi görevli olan Uşaklı Alaattin tarafından  Antalya mutasarrıfı Aşir Bey’e aktarılmıştır. Aşir Beyde aldığı her bilgiyi anında Genelkurmaya iletmiştir. İngiliz Kemal bu sırada Yunan ordusu başkomutanı ile gazeteci kimliği ile görüşme yapmış Yunan kralının Anadolu’ya yapacağı ziyareti takip edecek olan gazeteciler listesinde yer almıştır.

Çerkez Ethem’in Yunan ordusunun sığındığı dönemde Ethem’in adamları tarafından Yunanlılara deşifre edilen İngiliz Kemal yakalandı.  Yunanlılar tarafından Divanı Harbe çıkarıldı lakin İngiliz Kemal lakabının hakkını vererek hiçbir şekilde Türkçe konuşmadı ve kimliğinin öğrenilmesini önledi hatta Yunanlı hakimler bile onun Amerikalı olduğuna inandılar. İngiliz Kemal daha sonra İzmir’deki hapishaneden Yunanistan’a nakledildi. İngiliz Kemal yunan hapishanelerinde çok sıkıntılı günler geçirmiş  ama bir çaresini bularak Atina’daki hapishaneden kaçmayı başarmıştır. İngiliz Kemal hapishaneden kaçtıktan sonra parasız olduğu halde bir yolunu bulmuş ve İzmir’e gitmiştir. İzmir’e geldiği sırada Türk orduları Yunanlıları denize dökmüş tüm ordu karargahı Bornova’da konuşlandırılmış vaziyetteydi İngiliz Kemal o sırada Genelkurmay karargahına uğrayıp Fevzi Paşa ile görüşmüş ve başından geçen sıkıntıları anlattıktan sonra kendisine 15 gün kadar izin verilmiştir. Bu süre de İngiliz Kemal,  İzmir de dolaşıp birkaç ay evvel işgal altında olan güzel İzmir de anılarını canlandırır. Bu arada İzmir’de Balıkesir’den tanıdığı eski arkadaşları Kazım Paşa, Vasıf Bey ve Necati Bey ile görüşür. İngiliz Kemal, Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edilir ve başından geçen badireleri Paşaya anlatır. Bu kabulden sonra tekrardan Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa’nın huzuruna çıkar ve bu görüşmede yeni bir görev verilmiştir.

 

İngiliz Kemal, Sofya üzerinden Bulgaristan’ın Rodos kasabasından geçerek Batı Trakya’ya ulaşır. Batı Trakya’da ise o esnada Yunan ordusunun hizmetinde bulunan Ermeni Generali Antranik’in karargahının bulunduğu Gümülcine’ye gider. Kendisini tekrardan Amerikalı gazeteci olarak tanıtarak Antranik’in karargahına sızmıştır. Önemli ve gerekli bilgileri Ankara’ya göndererek görevini tamamlar. Bu görevinde üstesinden gelen İngiliz Kemal Ankara’ya geri döner. İngiliz Kemal Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak yürüttüğü istihbarat görevinden 1924 yılında istifa etmiş ve İstanbul’a yerleşmiştir. İngiliz Kemal görevinden istifa ettikten sonra Milli Mücadele döneminde yaşadığı anılarını yazıp yayınlamıştır. İngiliz Kemal dört yabancı dil bildiğinden dolayı tercümanlık ve turizm rehberliği gibi işlerle uğraşmıştır. Galatasaray lisesinde amatör olarak başlayıp Navy College’da profesyonelleştiği spor olan boksu tekrardan devam ettirmiş ve Türkiye Hafif Sıklet Boks Şampiyonu unvanını 1932 senesine kadar kimseye kaptırmamıştır. Sert yumruklu bir boksör olduğu için Tomruk soyisimini almıştır. 1943 senesinde İngiliz aktris Dorothy Minnic ile dünya evine girmiştir. Ömrünün sonuna doğru büyük sıkıntılar içerisine düşen İngiliz Kemal emekli sandığına yaptığı başvuru sonunda vatana hizmet görevinden kendisine aylık 500 lira verilmesi kararlaştırılır. Yaşamının son zamanlarını Beyoğlu’nda geçiren İngiliz Kemal 1964 senesinde kısmi felç yaşamıştır. Çok maceralı bir hayat geçiren İngiliz Kemal 9 Şubat 1966 günü beyin kanaması geçirerek Fransız Pastör Hastanesi’ne kaldırıldı ve 16 Şubat 1966 tarihinde vefat etti. Ahmet Esat Tomruk, 17 Şubat 1966 günü Şişli Camii’nde kılınan ikindi namazından sonra Emirgan’daki aile mezarlığına gömülerek ebedi yolculuğuna uğurlandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

https://www.haberturk.com/ingiliz-kemal-kurtulus-savasi-nin-casusu-2971285 (E.T 17.03.20203)

https://www.biyografi.info/kisi/ingiliz-kemal (E.T 17.03.2023)

https://www.biyografi.net.tr/ingiliz-kemal-kimdir/ (E.T 17.03.2023)

https://www.gazetebilkent.com/tarih-2/833/ingiliz-kemal/ (E.T 17.03.2023)

 

https://belleten.gov.tr/tam-metin/2079/tur (E.T 17.03.2023)

 

https://indigodergisi.com/2017/03/ingiliz-kemal-efsane-turk-casusu/ (E.T 17.03.2023)

https://fikir.news/yazarlar/ali-fuat-kalyoncu/ingiliz-kemal/?doing_wp_cron=1679004697.6850700378417968750000 (E.T 17.03.2023)

 

https://www.mgmstrateji.com/2018/01/26/ingiliz-kemal-izmirde/ (E.T 17.03.2023)

 

 

 

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Emir Şahin

Emir Şahin, 2004 doğumlu , Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İngilizce Ekonomi Bölümü öğrencisi. Türklük üzerine okur araştırır ve yazmaya başladı.