ZİYA GÖKALP VE KADINA BAKIŞI

 

Ziya Gökalp’in ailesi Karakalpak boyunun Konırat soyundan olup oldukça geniş ve eğitimli devlet dairelerinin birçoğunda görev almış devletin ve halkın problemlerini çözüme kavuşturmak için mücadeleci kişilerden oluşmaktaydı.

Tevfik Efendi de iyi bir eğitim almış biri olup vilayetin resmi gazetesi Diyarbekir gazetesinin başyazarlığını da yapmıştır.Ziya Gökalp 23 Mart 1876 tarihinde Diyarbakır da doğdu.Tam adı Mehmet Ziya’dır.

İlk eğitimi sırasında okumaya oldukça merak sardı.Askeri Rüştiye de iken tabiat tarihi ve ve felsefe derslerine ilgi duydu.1910’lu yıllarda Mehmet Ziya Emile Durkheim’in eserleri ve sosyolo ile ilgilendi.hayatının yaklaşık 20 yılını Türk Milletinin sosyolojisini ve psikolojisini incelemekle geçirdi.

Ziya Gökalp’in Aile Kavramına Bakışı ve Kadın Söylemi

Ziya Gökalp Sosyolojinin babası olarak kabul edilir manzumeleri de ideolojisinden doğar.

Gökalp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda sosyoloji merkezinde aile ve kadın konularını incelemiş, kadının toplumsal hayattaki rolünü değerlendirmiş ve aile kurumunu ele almıştır

Düzyazılarında ve manzumelerinde kadının toplumdaki yerini sorgularken kadının meslekleşmesi konusunu gündeme getirmiştir ve kadına ilim irfan yolunu açmak istemiştir.

Ziya Gökalp, imparatorluktan ulus-devlet düzenine geçişte aile kurumun nasıl yapılandırılacağına dair görüşlerini bazı eserlerinde açıklamıştır.Ziya Gökalp’in, Yeni Mecmua’da yayımlanan yazıları 1975’te Türk Ahlâkı adıyla kitaplaştırılmıştır. Kitapta “Aile Ahlakı” konusunu işleyen makalelere ağırlık verilmiştir. Ziya Gökalp’in 1925’te yayımlanan Türk Medeniyeti Tarihi adlı kitabının “dördüncü kitap” diye adlandırılan bölümü de “Türk Ailesi” konusuna ayrılmıştır.1923’te yayımlanan Türkçülüğün Esâsları kitabının “Ahlaki Türkçülük” başlığı altında aile ahlakında Ziya Gökalp’in aile kavramına yaklaşımında iki unsur belirleyicidir. Birincisi ailede kadının yeri ve kadının yerinin tespit edilmesi; ikincisi dinin bu kurumla ilgili uygulamalarda etkisinden bahsedilir. Hâkimiyet-i Millîye ve Küçük Mecmua’da da konuyla alakalı makaleler vardır

Aile konusunu ele alırken Ziya Gökalp, ahlak kavramından yola çıkar. Türk Medeniyeti Tarihi ve Türk Ahlâkı kitaplarında “Türklerde aile kavramı İslamiyet’ten evvel nasıldı?” sorusunun cevabı verilmiştir.

Türk Ahlâkı kitabında ise “Aile Ahlâkı” kenar başlığı altında “Asrî aile ve millî aile” konusu ele alınmıştır. ‘’Bize göre, bu ifratçı ceryanların ikisi de doğru değildir. Türk ailesi Avrupa medeniyetinden yeni zihniyetler alarak şüphesiz asrîleşecektir. Fakat Türk ailesi ne Fransız ailesinin, ne İngiliz ailesinin, ne de Alman ailesinin bir eşi olmayacaktır. Türk kadınlığı asrî terakkilerden feyiz alarak bir takım teâlilere mazhar olacaktır. Fakat Türk kadını, ne Fransız kadınının, ne İngiliz kadınının, ne de Alman kadınının bir taslağı olmıyacaktır.’’

Modern/Batılı/Medeniyete uygun Türk ailesinin kurulabilmesi için kültürün (harsın) ne olduğunun kavranması gerektiğinin altını çizer. Modern aile kurumunun ortaya konmasının taklitten vazgeçilmesiyle olacağına inanır Ziya Gökalp.

Ziya Gökalp’ göre, millî bir aile kurumunun kültür (hars)düşüncesinden uzakta kurulamayacağı düşüncesindedir. Aile kurumunu kadınla birlikte ele alır ve kadının aile kurumundaki rolünü yeniden yapılandırmak ister. Bu bağlamda aile kurumunu, kadın ögesi üzerinden değerlendirir. Gökalp, kadına “mürebbi ve mürşit” rolünü biçmiştir, ondan her konuda özellikle aile hayatında birtakım roller üstlenmesini bekler. Ziya Gökalp’e göre devlet ve millet ancak aile hayatının üzerinde yükselebilir. Kadını ahlaki açıdan daha kuvvetli bulur ve o nedenle ailenin yapıcısı olarak görür.Gökalp, kadının toplumsal hayatını ele aldığı şiirlerinde kadını “aile” noktasından ele alarak değerlendirir. Kadının ailedeki konumunu yeniden düzenlemek ister ki toplumda da kadının yeri ve değeri bilinsin.

Araştırmalarında kadın konusunu el almayı  ihmal etmemiş, kadının toplumdaki konumuna ve kadın eğitimine ayrıca sıkça vermiştir. Yazılarında, şiirlerinde ve eşi ile kızlarına yazdığı mektuplarda kadına verdiği değeri açıkça aktardığını görüyoruz.

Gökalp, Türk kadınının toplumdaki yerine yönelik bir devrimi, halkının ilerlemesi için gerekli sayar. Kadının geçmişteki yerini inceleyerek, eski Türk toplumlarında kadının yüksek bir yeri olduğuna işaret eder. Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı eserinde eski Türklerin hem demokrat ve hem de feminist olduklarını söyler. Türklerin feminist olmasındaki başlıca sebebi, Türk Şamanizm’inde kadının kutsi bir kuvveti olmasına dayandırır.

Eski Türklerde kadın her alanda eşinin yanındaydı. Devlet işlerinde emirnamelerde “Hakan emrediyor ki” ibaresini koymak yeterli değildi. Belgenin geçerli olması için “Hakan ve hatun emrediyor ki” sözüyle başlamak gerekiyordu. Hakan tek başına bir elçiyi kabul edemezdi. Elçiler ancak sağda hakan ve solda hatun oturdukları bir zamanda huzura çıkardı. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde ve ayinlerde, harp ve sulh meclislerinde hatun mutlaka hakanla beraber bulunurdu. Hakanın hükümette ortağı olan hatuna “Türkan” unvanı verilirdi. Gökalp’in bütün eserlerinde, tarihte Türk kadının konumuna yer vermiş olması onun “Kadın Devrimi”ne zemin hazırladığı şeklinde yorumlanabilir18.

Tarihte hiçbir milletin kadına Türkler kadar değer vermediğini ve kadın haklarına Türkler kadar saygı göstermediğini ifade etmiştir. Yazmış olduğu Türk Töresi adlı eserinde, eski Türk devlet yönetiminde kadının varlığına dikkat çekmiştir. Türk devlet ahlakına göre ülke Hakan ve Hatun tarafından yönetilir. Hatun devlet işlerinde söz sahibidir. Kurultaylara katılır, savaş kararlarının verilmesinde fikirlerini söyler ve elçileri Hakan ile birlikte karşılardı.

Kutlamalarda, şölenlerde ve dini ayinlerde Hakana eşlik ederdi. Kadınlar devlet başkanı olabildikleri gibi, yeni bir emir ilan edilecekse yalnızca Hakanın emri geçerli sayılmazdı,Hatunun onayı gerekliydi.

Gökalp’in önemle değindiği bir başka nokta da İslam’ın kadına bakışıdır. Ona göre Türk-İslam kadınının, şeriatın gözünde hakir görülmesinin nedeni, İslam dini değil müfessirlerin Kur’an-ı yanlış yorumlamasıdır21

İslamiyet’in ilk dönemlerinde kadının çok saygın bir yeri olmakla beraber İran ve Bizanslıların etkisiyle bu saygınlık zamanla kaybolmuştu. Yüzün peçe ile örtülmesi ve kadınların hareme kapatılması, Müslüman toplumların daha sonra benimsediği ve hiç olmazsa kasabalarda dinsel yükümlülükler haline getirdiği yabancı geleneklerdi17

Gökalp, 1917 Aile Hukuku Kararnamesi’nin hazırlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu yasa ile evliliğe sadece dinsel bir olay gözü ile bakılmasına son verilmiştir

Ziya Gökalp kadın ve erkeği eşit olarak görmüş, ulusun yükselişinde kadın ve erkeğin önemini vurgulamıştır. Kadınların cehalete mecbur bırakılmasını, Osmanlı toplumundaki geri kalmanın sebebi olarak görmüştür. Yazılarında kadın eğitiminin başka bir boyutunu da göz önünde bulundurmuştur. Malta sürgününde iken kızına yazmış olduğu mektupta kadınların eğitimine, toplumdaki rollerine ve bu konudaki görüşlerine değinmiştir.

Kadının sahip olması gereken toplumsal konum hakkında düşüncelerini Türkçü bakış açısıyla ifade etmiştir.

Topluma bakışı, kadın ve kadın hakları konusundaki düşünceleri Atatürk’ü de etkilemiştir. Mustafa Kemal, sonraki dönemlerde Ziya Gökalp’ten bahsederken Gökalp’e fikirlerimin babası dediği bilinmektedir. Medeni Kanun’un oluşumunda ve Cumhuriyet dönemi kadın hakları ile ilgili gelişmelerde Ziya Gökalp tesirini görmek mümkündür

 

Aile Bir kadın var ki ya annem, ya kardeşim, ya kızım,

 Odur bende en mukaddes duyguları yaşatan..

Bir diğeri sevgilim ki günüm, ayım, yıldızım

Odur bana hayattaki şiirleri anlatan ..

Bu mahluklar nasıl hakir olur şer’in gözünde?

 Bir yanlışlık var mutlaka müfessirin sözünde!

Ailedir bu milletin, bu devletin esası,

 Kadın tamam olmadıkça eksik kalır bu hayat ….

 Ailenin adle uygun olmak için binası

Nikah, talak, miras: Bu üç iste gerek müsavat.

 Bir kız irste yarım erkek, izdivaçta dörtte-bir

 Bulundukça ne aile, ne memleket yükselir.

Diğer haklar için milli mahkemeler açmışız,

Aileyi bırakmışız medresenin elinde.

. Bilmem niçin, kadınlığa ait işten kaçmışız,

 Ya onun da bir emeği yok mu bu Türk ilinde

Haklarını pençemizden ihtilalle alacak?

 

 

KAYNAKÇA:

file:///C:/Users/User/Downloads/748843%20(1).pdf

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/384911

http://acikerisim.pau.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11499/2810/Fahri%20Fatih%20%c3%96zer%20.pdf?sequence=1&isAllowed=y

https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/37270/mod_resource/content/0/T%C3%9CRK%C3%87%C3%9CLER%C4%B0N%20PENCERES%C4%B0NDEN%20OSMANLI%E2%80%99DA%20KADIN%20MESELES%C4%B0.pdf

DURU Kazım Nami,Ziya Gökalp

Erişirgil Mehmet Emin Bir Fikir Adamının Romanı Ziya Gökalp

Türk Yurdu Yazıları Türk Sosyolojisinin 100.Yılında Ziya Gökalp

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Bengisu Ünal