Hatalarıyla sevaplarıyla, Osmanlı İmparatorluğu Türklerin kurduğu ve yönettiği en büyük devlettir. Osmanoğulları, devleti 3 temel üzerine konumlandırmıştır. Bunlar Ekonomi, Askeri Kuvvet ve Adalettir. Değişen şartlar neticesinde Türklerin Askeri Kuvveti zayıflamış, Ekonomi bozulmuş, Adalet zelzeleye uğramıştır. Buna mukabil Türkler, Osmanlı İmparatorluğunu yıkıp yerine Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Cumhuriyetin kuruluşundan bir asır sonra, tarihimizde bir dönüm noktası ile karşılaşmış bulunmaktayız. Ekonomik sorunlar ve gündelik hayata kadar inmiş hukuksuzluğa karşın Türk Devleti askeri kuvvetini yeniden toparlamıştır. Libya’da, Suriye’de, Kuzey Irak’ta, Kafkasya’da ve Akdeniz’de Türk Devleti büyük adımlar atmaktadır. Yazının başında değinilen Türk Devlet felsefesine göre şu an devlet askeri kuvvetini göstermektedir. 21. yüzyılda devletlerin önce ekonomik, sonra adalet ardından da askeri yönde yükseliş göstermesi münasip olsa da Türkler bu sıralamada ufak bir değişiklik yapmış, kendine göre bir yol çizmiştir.

Ekonominin iç açıcı olmaması, ülkede muhtelif hukuksuzlukların bulunması bunun sonsuza kadar devam edeceği anlamını taşımaz. Burada biz genç Türkler, gördüklerimizden ders almak ve tespit ettiğimiz aksaklıkları gelecekte kesip atmakla mükellefizdir. Ekonomiyi ve adaleti koruyacak olan Türk ordusu, bugün bizlerin yanlışları düzeltmesi için cephe cephe fedakarlık etmektedir.

Mevzubahis Türk milleti olunca, ne olursa olsun umut mevcuttur. Türklük dinamizmi, ne olursa olsun bu darboğazdan da gerek bedel ödeyerek, gerek bedel ödeterek sıyrılacaktır. Burada bir soru ile karşılaşıyoruz. Ya sonra?

İnanıyorum ki Türk askeri sınır ötesi harekatlarında muzaffer olacak, sınırlarımızı başarıyla müdafaa edecektir. İnanıyorum ki Türk askeri yıllardır gasp edilen ve hakkımız olan Mavi Vatan’ı bizler için daha sağlam temellere oturtacak, bu yolda büyüklerimiz bizlere yol gösterecektir. Bununla birlikte biz genç Türkler kamuoyunu bilgilendirmek adına mahalledeki kahveden köydeki meydana kadar memleketimizin her karışında Mavi Vatan’ı önce anlamalı, sonra aktarmalı ve savunmalıyız. Doğu Akdeniz’de bulunacak enerji kaynaklarını düzgün bir ekonomik sistem ile doğru yöne aktarmalı, ülkedeki hukuksuzlukları ortadan kaldırmalıyız.

Yazının başında bahsedildiği gibi Türk Devlet Felsefesi üç ayak üzerinde yükselir. Bu ayaklardan bir tanesi kısa kalırsa devlet çöker veya zor durumlara girmek zorunda kalır. Türk Askeri muzaffer olduktan sonra, ekonomi ve hukuk konuları dikkatle ele alınmalıdır. Kahraman askerimizin kanı pahasına kazandığı haklarımız bizlerin aymazlığıyla geri bırakılmamalıdır.

Merhum Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi ile surda mukaddes bir gedik açmış, Türk tarihçileri takipçisi olmuştur. Sıra biz genç Türklerdedir. Cihat Yaycı, Cem Gürdeniz ve adını sayamayacağımız fakat Mavi Vatan uğruna serden geçen büyüklerimiz bizler için surda mukaddes bir delik açmıştır. Biz genç Türklere düşen görev bu yolu takip etmek, ötesine gitmektir.

Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin. Zafer’e!

 

Ayrıca, Misak-ı Zafer olarak Mavi Vatan kavramını somutlaştırmak adına hazırladığımız “Dünden Bugüne Mavi Vatan” başlıklı YouTube içeriğine göz atın: https://www.youtube.com/watch?v=KKfHH4FWrKE&ab_channel=Misak-%C4%B1ZaferTv

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

zaferyemin