Şiir

ŞİMDİDEN GEÇMİŞ ZAMAN

sana bakarken, ağlardım merhametten alnıma atılan hüznün kertikleri,çoğalırdı mısralar,anlaşılmaya güç yettirremezdi mürekkep,parmak uçlarımı morartırdı omzumda;

TAŞ

Gelemedim. Sebebi mi? Çürüklüğüm, cesaretsizliğim, kabul edemeyişim, ertelemeyi sevme huyum mu bilemedim. Bildiğim şeyler de

ZİNCİR

Aklımda zincirlerini koparmış düşünceler, zikirler Her zincirin ucu yürek içimde köşelere değer Değer de yakar

MERHABA ASYA

En sonunda geldi ayrılık vakti. Hoşçakal sevdiğim. Merhaba Asya. Atalım yüzüğü, bozalım akti. Hoşçakal sevdiğim.

VELHASIL

hakkın karşısında durup zalime eğilirken fani cana kandın da ölüm yok mu zannettin ulu saltanatlar

HERCAİ

  Bu sefer bir başka. Gidişin naz değil. Sarılsaydım keşke. Pişmanım, giz değil. Feleğin suyu

ŞEHİRCE

Bir tabağa sekiz el sığdırır, annemin çocukluğu Duraklardan, toplu dertler taşınan çağda Odaların her birinde,

EMRİHAK

Henüz sura üflenmediyse neyin telaşıdır bu Koşunca kaçılır mı namûtenahi kederden Mahkeme-i kübra’da dirhem hesabıdır