“Dünya atının nalları altında ezildi
Kaç haçlı seferi göğsüne çarpınca kesildi
Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden
Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden”
Ordu-millet anlayışını, var oluşundan bugüne kadar iliklerine kadar hisseden, kanını o ordunun varlığı için hibe edebilecek yüce milletin yüce ordusu; Türk Silahlı Kuvvetleri…
Kutlu Türk milletinin varlığından bu yana disiplinden bir nebze dahi taviz vermemiş şanlı Türk ordusu yaklaşık 2200 yıldır düzenli bir ordu olarak nice zaferlere, kahramanlıklara imza atarak şanlı tarihimizde gururla yad edilen ve halen aynı gururla andığımız, binlerce yıl öncesinden beri Türk milletinin varlığının nişanesi olarak, Türk devletlerinin yapı taşı niteliğiyle binlerce yıllık değişmeyen inanç, iman ve azimle varlığını sürdürmektedir.
Peki bu ordu neden binlerce yıldır disiplinden taviz vermeden, yeni şartlara uyum sağlayarak varlığını sürdürmektedir?
Çünkü;
Sebeplerden biri, Türk ordusunun en zor şartlar ve olumsuzlıklar altında dahi bir çözüm yolu bulabilmiş, düştüğü darboğazlardan kurtulabilmiş, devletini ve milletini de aynı şekilde kurtarabilmiş olmasıdır. Buna tarihimizden verilecek en büyük örnek Türk ordusunun komutanı ve milletin padişahı Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’un fethi sırasında bugün bile akla ve mantığa uymayan, imkansız kabul edilen gemileri karadan yürütme hamlesidir diyebiliriz.
Bu milletin yüzünü yere eğdirmemek için kanından ve canından geçmeyi kendisine şart koşmuş kanını bayrağın alına bularken geride kalanları asla düşünmemiş şehitler kervanına koşar adımla gitmeyi imanının bir parçası olarak görmüş yiğitler ile dolu olması da yine bu ordunun varlığının devamı için kabul edilebilecek sebeplerdendir.
Sebeplerden bir diğeri ise şanlı Türk ordusunun her daim bir mefkuresinin olmasıdır. Dün bu mefkure Anadolu’da olabilmek ve Anadolu’da kalabilmekti. Bugün, Afrin’de Münbiç’de, Rasulayn’da, Tel Abyad’da var olabilmek. Yarın ise kim bilir şanlı mazimizin tekerrürüyle Viyana kapılarına dayanabilmektir. İşte bu mefkureler orduyu dimdik ayakta ve diri tutan gerçekleşmiş, gerçekleşen ve gerçekleşecek gerçekliklerdir.
Milletin, orduyu kendisinin bir parçası olarak görmesi ve orduya gösterdiği bağlılık saygı ve muahbbet de ordumuzun varlığının nişanelerinden bir diğeridir. Buna en büyük örnek 12 Eylül darbesinde “Ordu Millet El Ele, Milliyetçi Türkiye” sloganlarıyla ordusuyla bütünleşebilmiş bir hareketin ihtilal sonrasında ordu eliyle idam benzeri en ağır cezalara, çok zor şartlara ve işkencelere maruz bırakılmalarına rağmen ordusuna ve Devletine küsmemesi ve Türk ordusuna gösterdiği ayı iman ile sloganına kaldığı yerden haykırmasıdır.
Şanlı Türk ordusunun bugüne değin var olabilmesinin en temel sebeplerinden biri hataya yer verilmeyen mükemeliyetçi bir yapı olmasıdır. Bu olgunun varlığına ispat olarak 2010 yılında ortadan kaldırılan askeri mahkemeler diyebiliriz. Bu mahkemelerede hataya meyleden, hataya ortak ve müdahil olan ordu içinde yargılanarak cezalandırılmıştır.
Yine sebeplerden bir diğeri ise ordumuzun üzerine oynanan türlü kumpaslara rağmen bu ordunun hiçbir neferinin doğru bildiğini haykırmaktan geri durmamasıdır. Ergenekon davasında hiçbir dayanağı olmayan, mesnetsiz suçlamalarla kirletilmeye ve altı oyulmaya çalışılan ordumuzun neferleri ne ifadelerinde ne cezaevinde geçirdikleri sürede bir kere dahi iftiralara boyun eğmemiş ve o zor ve kirli süreci dimdik ayakta atlatmışlardır.
Türk milliyetçiliğinin yaşayan en büyük varlığı olarak Türk ordusu yukarıda belirttiğimiz aynı şuur ile varlığını devam ettirmektedir. Şanlı mazisiyle asil Türk milletine sertaç olan ordumuz haince planlara ve komplolara alet olmayacak vakarlı duruşa sahip oluşuyla, onuruyla, mazisinin farkındalığıyla, tarihine saygısıyla bizlere şerefli bir yaşam sunmakta, kutsal bayrağımıza leke sürdürmemekte, dahili ve harici her türlü düşmanın korkularının müsebbibi olmaya devam etmektedir
Tanrı’nın ordusu Türk milletinin ve Türk devletinin şerefine leke sürdürmemiştir ve sürdürmeyecektir.
Son olarak:
“Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu!
Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyet’in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Salih Yozgat
Latest posts by Salih Yozgat (see all)
- Ey Şanlı Ordu - 11 Ekim 2021
- Zulmün Siyaseti Olmaz - 3 Ekim 2021
- Babaların Eğitici Rolü - 20 Haziran 2021
- Vicdani Mütalaa - 1 Mart 2021
- Taraf ve Tarafsızlık - 15 Ocak 2021