Okumak İstediğimiz İnsanlarla Daha İleriye Yürümek

Yaşamak bir denizde yüzmek kadar kolay gibi görünse de dünyada olan bitenleri algılamaya ve anlamaya başladıktan sonra bu dalgalarla boğuşmak kadar yorucu bir eyleme dönüşebiliyor.  İşte Türklük tam olarak da böyle bir şey. Eğer bir Türk’sen bir noktada elin her zaman  o taşın altında oluyor. Yine hazır oluyorsun her işe ve bu iş seni daima mutlu ediyor. Bir işe başlamak istersen öncü sen oluyorsun fakat bunu bilinçli mi yapıyorsun yoksa bu Türklük etkisi mi bilmiyorum. Türklük sanki bir sorumluluk gibi biniyor üstüne. Başardım demek için hasretle bekliyorsun!

Zamanla bu yük bir alışkanlığa dönebiliyor.Bu alışkanlık, sevdiğiniz bir makalenin çıktısını cebinizde taşıyıp bunu “hiç okumadığınız insanlara” vermek gibi.
Ufak tefek kağıtlara Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyin Nihal Atsız şiirleri yazıp bunları etrafa yapıştırmak gibi.
Okuduklarınızı keyifle insanlara aktarmak gibi.
İşte Misak-ı  Zafer de bize bu duygumuzu defalarca tattırdı. Bu Türklük şuurumuzu da Dünya Türklüğünü anlamak ve anlatmak için de gösterdiğimiz bu gayreti artık yeni bir unvanla devam ettirecek olmam da şahsım adına da gurur vericidir. Misak-ı Zaferin yönetim kurulu başkanlığına geçmiş bulunmaktayım. Bu unvanla bildiklerimizi aktarmaya, dostlarımızın bildiklerini aktarmasına ve siz kıymetli okuyucunun okumasına vesile olmak için çalışmak büyür bir şereftir.

Türklük her zaman bir  soy olmamıştır. Bu bir kültür de olmuştur, bir yaşayış biçimi de olmuştur ya da bir hayat felsefesi hatta şuur olmuştur. Bizler de bu şuuru daima ileri taşımak, bunu anlatmak ve anlamak için burada olmaktan gurur duyarız.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Senem Karabulut

Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık bölümünü 2018'de tamamladı. Aktif olarak İç mimarlık mesleğini icra etmektedir. Türk mitolojisi ve Türk mimarlığı üzerine araştırır, okur ve yazar. Erlik Han Tamgası isimli kitabın yazarıdır.