BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN KISA TARİHİ

‘’ Sanma ki yetimim.
                                                                                        Öz be öz Türküm.
                                                                                        Bağrımdan çıkmış Atatürk’üm ‘’
                                                                                        -Emin Nadir

         1363 yılında Sultan I.Murat tarafından Rumeli bölgesine yapılan fetihlerle Türk toprağı olan Batı Trakya uzun yıllar boyunca Türk toprağı olarak kalmıştır. Fetihlerden hemen sonra bölgeye İskân politikası gereği Anadolu’dan Türk akınları olmuş ve han, cami, medrese, hamam gibi birçok mimari eser bırakılmıştır. Batı Trakya 1363 yılından 1913 yılına kadar aralıksız 650 sene Türk hâkimiyetinde kalmış, üzerinde taşıdığı sayısız tarihî eseri ile altında sakladığı binlerce şehidi ile gerçek vatan olmaya en layık topraklardan biridir. 1913 yılında I.Balkan Savaşı sonrası Batı Trakya’da bağımsız bir hükümet kurulmuştur. Tarihte kurulan bu ilk Türk Cumhuriyeti, hem Bulgar Başbakanı Wradislov, hem de Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos tarafından tanınmıştır fakat Osmanlı Devleti tarafından tanınmamıştır. Osmanlı Devleti içerdeki siyasi karışıklıklar ve dış baskılardan dolayı bölge boşalttırılmış 29 Eylül 1913 tarihinde imzalanan İstanbul Antlaşması ile Batı Trakya tamamen Bulgaristan’a bırakılmıştır. Böylece ilk Türk Cumhuriyeti 25 Ekim 1913 tarihinde siyaset sahnesinden çekilmiştir Bulgaristan’a devredilen topraklar I.Dünya Savaşı boyunca Trakya Paşaeli Cemiyeti ve Trakya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti gibi cemiyetlerle bölgedeki Türkler varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Savaş sonrası Lozan Barış Antlaşması gereği Yunanistan’a bırakılan Batı Trakya bölgesindeki Türkler ne yazık ki yapılan mübadelelere dâhil edilememiştir. Her ne kadar Yunanistan’da azınlık olarak kalsalar da benliklerini ve kültürlerini korumaya devam etmişlerdir. Batı Trakya Türkleri halen azınlık olarak görülmekte ve pek çok haktan yoksun bırakılmaktadırlar. Dış İşleri Bakanlığının bu durumlarla ilgili çalışmaları vardır ve ne yazık ki birçoğu sonuçsuz kalmaktadır.

Soydaşlarımız 1967 yılından itibaren vakıf yönetimlerinden uzaklaştırılmışlar; 1970’lerden itibaren “Türk” sıfatının kullanılması suç olarak nitelendirilmeye başlanmış; 1980’lerde isminde “Türk” sıfatı olan azınlık sivil toplum kuruluşları yasadışı ilan edilmiş ve Batı Trakya vakıflarına yönelik ayrımcı yasa kabul edilmiştir. Soydaşlarımızın Lozan’dan kaynaklanan eğitim hakları çerçevesinde Türkçe de eğitim almalarını sağlayacak çift dilli anaokulu açılması talepleri, Yunan makamlarınca 2011 yılından bu yana cevapsız bırakılmaktadır. Siyasi temsil sorunu da Batı Trakya Türklerinin karşılaştığı önemli meselelerden biri olarak süregelmiştir. Seçim Yasası’nda 24 Ekim 1990 tarihinde yapılan bir değişiklikle getirilen %3’lük ülke barajı uygulaması, daha önceden baraj engeline takılmaksızın seçilebilen Batı Trakyalı Müslüman Türk bağımsız milletvekillerinin seçilmesini engellenmiştir. Batı Trakya’da uzun süredir yaşanan en önemli sorunlardan biri de hiç kuşkusuz “seçilmiş” ve “atanmış” müftü konusudur. Lozan Barış Antlaşması’nda din ve inanç özgürlüğünü garanti alan maddeler arasında müftülerin seçim usulüne ilişkin kesin bir hüküm yoktur fakat bu makam ayrıntılı biçimde 1913 Atina Antlaşması ile düzenlenmiş olup,2345/1920 sayılı ve tarihli kanunla iç hukuka yansımıştır. 1990 yılında İbrahim Şerif ve Mehmet Emin Ağa Azınlık tarafından müftü olarak seçilmiş, fakat Yunan hükümeti Azınlığın seçmiş olduğu müftüleri tanımayarak kendisi müftü atamıştır. Halk tarafından demokratik olarak seçilmiş bu müftüler, ‘‘sahte müftülük iddiasıyla’’ suçlanarak yargılanmışlardır. Bu yargılanmalar Türklerin hukuki anlamda da haklarını arayamadıklarının açık bir göstergesidir.

Batı Trakya Türkleri her yıl Türk kimliğine dönük saldırılara karşı direnişe geçtikleri gün olan 29 Ocak gününü  ‘’Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü” adıyla anıyor. Vakıfların kapatılması kararına ilişkin mahkeme kararının ardından harekete geçerek ‘’TÜRKÜZ’’ diye slogan atan binlerce Batı Trakyalı Türk Gümülcine’ye yürüdü. Yapılan anonslar ve kurulan barikatlar onları bir araya gelmekten alıkoyamadı. Yunan Polisinin haksız tutuklamaları ve şiddeti ne yazık ki engellenemedi. Batı Trakya’da tırmanan olayların ve direnişin sembol ismi hiç şüphesiz Dr. Sadık Ahmet’ti. Batı Trakya Türklerinin haklarını dünya platformunda ararken bir yandan da Batı Trakya Türklerini iktisaden kalkındırma projeleri üzerinde çalıştı. 24 Temmuz 1995 tarihinde şüpheli bir trafik kazasında vefat etti. Sadık Ahmet bugün hala Batı Trakya Türkleri için bir kahraman olarak anılmaktadır. Ruhu şad olsun.

Batı Trakya’daki Türklere karşı uygulanan bu politikalara karşı devletimiz soydaşlarının hakkını tüm dünyada savunmaya devam etmelidir. Bizler Türk olarak bütün dünyada Türk azınlıkların neler yaşadığını öğrenmeli ve öğrendiklerimizi asla unutmamalıyız. Soydaşlarımıza sahip çıkmak için gereken tüm çabayı göstermeli ve gerekli çalışmaları yapmalıyız. Yunanistan’ın asimilasyon politikasının ve hukuka aykırı tutumlarının gözden geçirilmesi gerekmektedir. Yapılan çalışmalar ne yazık ki Yunanistan hükümetlerinden dolayı halen sonuç verememiştir ve 30 yılı aşkın süredir Batı Trakya ciddi bir baskı ve zulüm altındadır.

 

KAYNAKÇA
1.Balkaç. Zerrin. Türk Tarihi Araştırmaları. ‘’Batı Trakya Türkleri’’
https://www.altayli.net/wp-content/uploads/2018/05/BATI-TRAKYA-T%C3%9CRKLER%C4%B0.pdf
2.Kulalı. Yeliz. Uluslararası Hukuk ve Politika Dergisi ‘’BATI TRAKYA MÜSLÜMAN TÜRK AZINLIĞI: DÜNÜN SORUNLARI, BUGÜNÜN GELİŞMELERİ’’
https://search.proquest.com/openview/11665def822744b8fc9b4fdb59dadbc1/1?pq-origsite=gscholar&cbl=736347
3.Öksüz.Hikmet.BATI TRAKYA TÜRKLERİ. Karam Yayıncılık ISBN:975-6467-21-5
https://books.google.com.ua/books?hl=tr&lr=&id=MoSMbBim3aIC&oi=fnd&pg=PA1&dq=Bat%C4%B1+Trakya+T%C3%BCrkleri&ots=GtWT-l-VNe&sig=wDJi9PmifLxlrXJiPRtDSwKtvAU&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false
4.TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AZINLIKLAR RAPORU
http://www.mfa.gov.tr/bati-trakya-turk-azinligi.tr.mfa
5.Yılmaz.Eren Alper. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) ‘’BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN SORUNLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME’’
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/678306

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Buğra Kaptan

Erciyes Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi. C1 seviyesinde İngilizce bilmektedir.