Amerikalılar Sporlarını Sever

Work&Travel, Greencard, Amerikan Rüyası, Fırsatlar Ülkesi…

Bu bahsedilenlerin ortak noktası gelişmemiş veya gelişmekte olan toplumların “Amerika Tanımı” etrafında ilk akla gelenler. Ülkemizdeki Amerikan düşmanlığı beraberinde hayranlığı ile tüm memlekete yayılmış durumdadır. Dünya’nın kötü çocuğu Amerika Birleşik Devletleri, kanını emmek ile suçlanan toprakların vatandaşları için bir çıkış yolu(!) olarak görülmekte. Dışa dönük olarak dünyanın en acımasız dış politikalarından birini izleyen bu modern imparatorluk kendi içerisinde dünyanın en demokratik ve özgürlükçü ülkesi olarak bilinmekte.

İç siyaset ve dış siyaset karşılaştırmasından öte bu yazıda spor tüketimi ve Amerikalılar üzerindeki etkisinden bahsedeceğim.

Birleşik devletlerde yılın her günü en az bir profesyonel lig maçı izlenmesi mümkün. Özellikle kendi sporları olarak sahiplendikleri Beyzbol, Amerikan Futbolu, Buz Hokeyi ve Basketbol kendi formatlarında kendi kanallarında izlenmekte. Bunun üzerine Futbol, Ragbi, Kriket gibi takım sporları; üzerine de dövüş müsabakaları izlenmekte.

Spor günümüzdeki yeri ve anlamı bakımından rutin zamanları kaliteli değerlendirmeye yönelik bir sektör olarak karşımıza çıkmakta. 18-24 yaş arası için en elzem konu bu olmasa da genellikle 25 yaş ve üzeri insanların genel tüketim eğilimleri rutin zamanlarını kaliteli değerlendirmek üzerine. Çocuklu bir aile için haftasonunu aile ile değerlendirmek söz konusu olduğunda “kaliteli vakit” olarak değerlendirilen zaman dilimi sosyal aktiviteler ile kesişmektedir. AVM gezmek, evde bilgisayar oyunları oynamak yerine kültür, sanat ve spor faaliyetleri bilinçli ailelerde bahsedilen “kaliteli vakit” diliminde.

Bahsedilen boş vakitleri değerlendirme fonksiyonu ile birlikte Amerikalıların spor ile uyutulmasa dahi yatıştırıldığı da bir gerçek. Ellerindeki huzur ve rahatlığı besleyen ve ekonomik olarak refah seviyesi gayet yerinde olan vatandaşlar için Donald Trump’ın dış siyaset ile ilişiği pek de ön planda kalmamakta. Tersine refahın artması ve bu sayede bahsedilen aktiviteler ile daha çok vakit harcanabilmesi de kendilerini yatıştıran etmenler içinde. Bu denli refahın halka yayılması ise mevcut olanı korumak adına muhafazakar akımlar oluşturmakta.

Profesyonel liglerin Amerikalılar için önemi bahsedildiği üzere gayet yüksek ve yatıştırıcı fakat en can alıcısı bu komisyonların insanların ahlaki kahramanlığı görevini üstlenmeleri. Amerika Birleşik Devletleri nereye demokrasi götürmeye(!) karar verirse, önümüzdeki sene o ülkeden kaçan çok başarılı ve demokrasi aşığı(!) bireyler farklı spor dallarında yıldızlaşır, Amerikan propagandası yapmaya başlar. Enes Kanter’in FETÖ propagandası ve mağdur tavrı ile Birleşik Devletlerde kamuoyu yaratması ABD’nin Ortadoğu’da olmasını toplumun gözünde haklı çıkaran faktörlerden. Zaman zaman sosyal medya gündeminde de karşılaşılması olağan.

Ulusal boyutta turnuva ve şampiyonaların yanında, profesyonel olmayan liglere de ulusal rağbet yoğun. Kolej ligleri olarak bilinen Üniversite spor programlarının turnuvaları bu 365 gün durmak bilmeyen akışta yoğun bir şekilde izlenmekte ve desteklenmekte.

Lise spor programları ise ailelerin çocuklarını “uyuşturucu, cinayet, seks”  üçgeninden uzak tutma güvencesi. Lise antrenörlerinin iyi sporcuların yanında iyi bireyler yetiştirdiğini işleyen düzinelerce film ve dizi mevcut.

Marka üretmek ve yaşatmak konusunda uzmanlaşan Amerikalılar, bu markaları aynı şekilde gündelik hayatlarına düzen getiren faktörler haline getirmiş ve iç huzuru kontrol edilebilir sınırlar içinde tutmuştur. Gelip görülmelidir ki “Özgürlükler Ülkesi” tabusuna tamamıyla zıt giden Donald Trump’ın çoğu politik kararı Ulusal Basketbol Ligi(NBA) Finalleri, Amerikan Futbolu Finali (Super Bowl) ve benzeri spor müsabakaları ile yatıştırılmıştır.

Bu denli yoğun spor tüketimi aynı şekilde ekonomiye de yansımaktadır. Türkiye’de yıllardır hedeflenen ve sonuçlanamayan kendine coğrafi olarak en yakın takımı destekleme kültürü oluşturma çabaları Birleşik Devletlerde başarılı sonuçlanmış ve kentsel ekonomide alışveriş bazlı ekonomik canlanmayı da yakından etkilemiştir. Her sene yeni formalarını piyasaya süren takımlar taraftarların forma tüketimi, bilet satışları ve maç günleri civardaki işyerlerinin işlerinin hızlanması ile sene boyunca nispeten daha istikrarlı bir piyasa oluşturabilmektedir.

Toplumu bu denli meşgul eden ve rahatlatan spor tüketimi, iç huzursuzlukların önüne geçmekte ve insanların siyasetten uzak olmasına yol açmaktadır. Ülkemiz adına neler yapabileceğimiz bir dahaki yazımızda sizlerle olacaktır.

Bir dahaki yazıya kadar, Zaferle kalın.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

zaferyemin