“Qurşun ve Şeir” ve Mesut Haray

Qurşun ve Şeir (Kurşun ve Şiir)

İçimdeki özgürlük arzularımdan

Düşmanlarım hürkiyor

Arkadaşlarım korkuyor.

Bilmiyorum

Arkadaşlarım mı düşman!

Veya ͵

Düşmanlarım mı, arkadaşlarım!

Sadece͵

Düşmanlarımla aynı yerde değilim.

Bir tek,

Korkak arkadaşlarımı bilmem.

Bu şiir, Güney Azerbaycanlı şair Mesut Haray’ın “Kurşun ve Şiir” adlı yeni yayımlanan kitabından alıntıdır.

Mesut Haray, 1974 yılında Azerbaycan’ın güneyindeki Hoy şehrinin Yukarı Şavanlı köyünde doğdu. 30 sene Hoy şehrinde yaşadıktan sonra Urmu şehrine taşındı. Urmu’da geçen günlerinin ardından iki sene Türkiye’nin başkenti Ankara’ya, ardından İzmir şehrine taşındı.

Mesut Haray Güney Azerbaycan’da yaşayan diğer Türk çocukları gibi ilk öğrenimini medresede, ana dilinden mahrum bir şekilde tamamlamıştır. Yaşamları boyunca duymadıkları, aşina olmadıkları Farsça’yı öğrenmek, okumaya ve konuşmaya zorlanmıştır.  Ana dilden ayrılmak ve başka bir dilde konuşmak, yazmak tüm Güney Azerbaycan Türklerinin ortak yarasıdır. Medreselerde Farsça Farsçı bir eğitime tutulan Güney Azerbaycan Türkleri için bu olağan, alışmaya zorlandıkları bir eğitimdir. Maalesef bu öğrencilerin çoğu bu büyüdükçe bu yarayı dağlar, acılarını unutmaya zorlanır. Bahsedilen öğrencilerin çoğu bu acıyı unutsa dad Mesut Haray unutamaz. Güney Azerbaycan’da gençliğinden beri yasaklanan, anasının ak sütü kadar helal olan dilinin haraylı sesi olur.

Böylece, İran’da Türklere karşı uygulanan zulme daha fazla dayanamayıp isyan eden Mesut Haray, 1996 yılında Farsça yazdığı tüm şiirleri ve şiirlerinin yayınlandığı dergileri toplayıp yakmıştır. 1996 yılında 22 yaşında olan Haray, o günden sonra kuvvetini ana dilinde yazmaya, sesini Türkçe duyurmaya ayırır. Haftalık olarak yayınlanan “Omid Zencan” dergisinde yayınlanan “Haray” başlıklı şiirinden dolayı 1997 yılında İran Emniyet Teşkilatı tarafından tutuklanması, şairin hayatında derin izler bırakmıştır. Haray şiiri kendisinde ayrı bir anlam kazanmıştır.

Azerbaycan’ın çağdaş şiiri hakkında konuşan İran’ın tanınmış Türk yazarlarından Farzana, “Azerbaycan’ın çağdaş şiirine muhtemelen mücadele şiiri veya savaş şiiri denilebilir” dedi. Bu, Güney Azerbaycan Türkleri için çağdaş şiirin çağdaş tarihlerinin bir aynası anlamına geliyordu.

Meşrutiyet’ten bu yana, modern tarihimizde defalarca haklarımızı savunduk. Ancak, son yüz yılın Güney Azerbaycan Türkleri için adaletsiz ve baskı dolu geçmesi, derin yaralarımızdandır ve büyük talihsizliktir. Bu haksızlıklara karşı mücadele veren Güney Azerbaycan şairleri de şiirlerinde bu savaşı canlandırmaya çalışmıştır.

Dolayısıyla, Güney Azerbaycan Çağdaş Şiirinin ana içeriği her zaman direniş veya savaş olmuştur. Bu açıdan Habib Sahir, Sahand, Oktay ve hatta Ali Tebrizli ve Üstad Şehriyâr gibi büyük şairleri isimlendirmek mümkündür. Ancak, bazı tarihsel kanıtlara göre, Güney Azerbaycan’da daha sonra “Direniş Şiiri” veya “Savaş Şiiri” adlı bir “şiir akımı” ortaya çıkmıştır. Mesut Haray şiir dünyasına adım attığında  Güney Azerbaycan Savaş Şiiri henüz güçlü günlerine yeni başlıyordu. O dönemde Güney Azerbaycan’ın şehir ve köylerinde yaşayan pek çok şair bu harekete katılmış ve şiirlerinde Azerbaycan’ın acılarını ve tabii ki bu acıların çaresi olan milli savaşı anlatmışlardır.

Vatanseverlik, kimlik ve milli namus gibi kutsallaştırılmış kavramları korumak için şiirlerinde bu akımı yaratan ve sürdüren şairler, kalem yerine silaha sarılıp, bir asker gibi baskıcı düşmana karşı savaşmışlardır.

Sevgilim,

Bana eldiven örmek istersen,

Sözüm yok,

Ancak,

Tırnakları çekilmiş parmaklarımı,

Unutma.

Mesut Haray’ın şiirlerinde, “Mücadele Şiiri” döneminin diğer şiirleri doğrultusunda “vatan, dil, kimlik, tutsak, toprak, savaş, kurşun, düşman” gibi kelime veya kavramlara rastlıyoruz:

Yazılarında bomba saklama,

Şiirlerinde barut

Kaleminde kurşun.

Sen͵

Ölümüne şiir yazma şair!

Bekle!

“Adım adım geri gel” dediler.

Ama bilmiyorlardı

Atom adı verilen bir parçacığın patlayıcı gücünü …

Mesut Haray’a ve “Güney Azerbaycan Savaş Şiiri” döneminin tüm şairlerine göre, şiir sadece bir “sanat eseri” değil, belki onunla ve hatta ondan önce şiir bir savaş aletidir. Barut gibi, kurşun gibi, atom gibi, ateş gibi… Bu silahın “vatan derdini” anlatmakta, çözmekte, bir işe yaraması dileklerimle.

Ateşe yanında oturduk.

Vatanın acısı kalbimizde

Yutkunuyorduk.

Kalplerimiz ateş gibi yanıyordu

Biz ikimizde.

Hava͵

Kurşundan daha ağır

Duman͵

Gözlerimizde donmuştu.

Dişlerimiz birbirine çarpıyordu,

Biz ikimizde.

kalbi acımasın diye,

İçten ağlıyordu.

İçimde bir şiir alıştır ‘dedi:

Şiir alıştı içimizde,

Biz İkimizde.

Bez Kalesi’nin yamacında,

Yorgun ayaklarımızın izleri

kanıyor şimdide

biz İkimizde.

Genel olarak Güney Azerbaycan Savaş Şiirinde ve özellikle Mesut Haray’ın şiirlerinde en derin aşk yalnızca Ana vatana duyulandır. Demek ki bu şiirlerde kişisel ve bireysel sevginin vatan sevgisi karşısında görünme şansı yoktur. Bu yüzden şair, ezilmiş topraklardaki insanlardan birini seçmek ve hayatını ve sanatını ona adamak yerine, o topraklardaki herkesi ve daha doğrusu toprağın kendisini özgürleştirmeye çalışır:

Susmak,

Ölümüme adım adım yaklaşmak demek.

Bu yüzden artık sessiz kalmayacağım

Çünkü seni seviyorum

Ve seni sevmekten yorulmayacağım vatan!

Mesut Haray’ın şiirlerinin kitap olarak basılmasına İran hükümeti tarafından hiçbir zaman izin verilmemiştir. Son zamanlarda, bu yasak damgası vurulmuş şairin şiirleri, İran’dan Türkiye’ye taşındıktan sonra bir şiir kitabı olarak yayınlama şansı kazanmıştır.

Bu kitap Sonçağ Kültür Yayınları tarafından Ankara’da basılarak okuyucuların beğenisine sunulmuştur. Dr. Esmira Fuad bu kitabın önsözünü şu şekilde sonlandırıyor: “Kurşun ve Şiir, memleketinden çok uzakta, yasaların yasaklanmasına boyun eğmeyen bir şairin yayınladığı ilk kitaptır. Bu yüzden bu kitabı, yağılar tarafından ele geçirilen ana vatanım Güney Azerbaycan’ın bağımsızlığına sunuyorum.”

Kar yağınca Ankara`ya,

Urmu`nun havası göğsüme doluyor.

Ve gözlerim,

O günlerin hasretine,

Şerab ağlıyor.

Son olarak, aynı zamanda Misak-ı Zafer’in yazarlarından olan Mesut Haray’ın şiir kitabını siz kıymetli okurlara tavsiye ediyorum. Tanrı Türk’e yâr olsun.

Bayram Köroğlu

Kitabı satın almak için:

https://www.soncagyayincilik.com.tr/urun/qursun-v-seir

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Yayımlandı

kategorisi

yazarı: