Kâdim dostum Şeyma Ersoy’a
Kırkımın Çıkış Yönü
Efnan kitaplara el sür en mukaddesten başla
Kendini okumaya niyet et levha olur cümleler
Nokta yakıştırmadığın cümlelerde özne sensin
Telaşlıyım artıyor annemin yüzünde çizgiler
Efnan çocukluğunun nasırlarına bak tebessümle
Öf’ler haram kılındı öp ve helalleştir geçmişini
Vahalara varmışken senden önce bulutun teri
Gözünün içinde çırpınan balıklara yem verme
Çamur yoğruldu Efnan içine doluştuk şekil almak için
Ayağımı kement bilip dolandıysa ruhu orada dolandı
Yaratılışını gördüğünde imansızın çatladı süveydası
Müjdelendi tefekkürü ibadet bildi diye zatından
Efnan o gün fillerimin yüzüne taktığım cümbüştü
Başıma taşlar üşüştü ama kuşları yoktu lanetten
Hakikati incitme yok olmak var diye var yok olmazdı
Gözün kötüyü gördü diye ne eksildi ki isminden
Ruhsuzluğuna rağmen diriltecek varken onu
Yine girmek için çıkmadık mı o ruhun cebinden
Onunla benim düğümüme el süremezler Efnan
Boşluğunu bulup kendine iplikten diyemezler
Efkârım ruhumu sızdırdıkça kârımdı şiirimde
Bahtiyardım biliyorsun dili hecelerimi giydiğinde
Elden ihtiyarı gidenlere bağlandı yolum başından
Gözlerinden çekiştiren meleklere söylesinler
Parlayacağım bu kömür daha derine inerse
Efnan ben yaratılışıma bağlı fıtrattayken
O günkü teslimiyete gebeyken inkârım
Hacer’i sırtlayan suya yine kanacağım
Kutsal kelamlar takıp bıçağın ucuna
Yasak meyvesini anarak ve tadarak Âdem’in
Onun damarını şahlandırmaya ikna olacağım
Fâniliğinin kanına casusluk katıp iştahla
Efnan ilâhtan sana sonsuzluklar ile katılacağım
Merve Özen