Bundan 107 yıl önce, Sadrazam Mahmut Şevket Paşa Harbiye Nezaretinden Bab-ı Ali yolundayken silahlı bir suikaste uğradı. Suikaste uğrayan tek Sadrazam olarak tarihe geçen Mahmut Şevket Paşa, devlet kademelerinde üstlendiği sınırsız görevin yanında savaş teknolojisi hakkında kitaplar yazan, sert bakışlı ve kuvvetli bir kişiliğe sahipti. 31 Mart ayaklanmasını bastıran Mahmut Şevket Paşa, Hareket Ordusu İstanbul’a girmeden önce, Yeşilköy civarında tarihi bir konuşma ile askere hitap etti. Bu konuşma sonrasında Hareket Ordusu İstanbul’a girdi ve 3 günlük çatışmanın ardından II. Abdülhamit tahttan indirilip Mehmet Reşat tahta geçirildi.

Bu ve benzeri vesikaların önemi, doğrudan bir görüşü savunmaktan veya karşı çıkmaktan öte dönemin şartlarını anlamamıza yardımcı olacaktır. Bu vesileyle İttihat Terakki ve İşgal İstanbul’u hakkında başka vesikalar yükleneceğini de duyurmaktayım.

II. Meşrutiyet’in ardından İstanbul’da çıkan 31 Mart İsyanı, ekseri olarak “Din elden gidiyor, şeriat isteriz” sloganları etrafında cereyan ediyordu.İsyancılar, İstanbul Avcı taburlarındaki subayların bir kısmını önce tutsak etmiş, sonra katletmişti. Ayrıca Mahmut Şevket Paşa’nın da hitabında bahsi geçen Ali Kabuli Bey, Sultan II. Abdulhamit’in gözleri önünde linç ederek can vermişti. Bunun üzerine İstanbul’da Yüzbaşı İsmail Canbulat bey Selanik’e “Meşrutiyet Mahvoldu” yazan bir telgraf çekti.

İstanbul’daki 31 Mart Ayaklanmasına Balkanlarda genç subayların tepkisi çığ gibi büyüyordu. 14 Nisan 1909 günü Selanik’te seferberlik ilan edildi. Selanik’te bulunan 3. Ordu ve Edirne’de bulunan ikinci ordu ya mensup askerler Hareket Ordusunu oluşturdu. Taburlar silah altına alındı ve civar şehirlerden isyanı bastırmak için bir çok sivil gönüllü 3. Ordu Komutanı Mahmut Şevket Paşa’nın emri altında İstanbul’a yürümeye başladı. Kolağası Mustafa Kemal Bey’de 31 Mart İsyanını bastırmak adına İstanbul’a yürüyenlerin arasındaydı.

31 Mart İsyanını bastıran Hareket Ordusu, İstanbul’a girmeden önce Mahmut Şevket Paşa askere hitap etti. Bu hitap, sonraki yıllarda Mahmut Şevket Paşa tarafından tekrardan kaydedilerek propaganda amacıyla vilayetlere gönderildi.

Mahmut Şevket Paşa’nın askere hitabını sizlerle paylaşmadan önce, 20. yüzyılın başında ses kaydı almayı akıl eden üstün vizyonlu isimsiz kahramanı ve Mahmut Şevket Paşa’yı saygıyla anıyorum.

“Kardaşlar,

Yüzbinlerce şühedanın kanı pahasına kazanılan meşrutiyetimizi mahvedip yerine yine istibdatı ikame etmek üzere, İstanbul’da, o köhne Bizans’ın Yıldız Burcunda ikamet eden baykuş, insan kanı emmekten, öksüz yetimlere gözyaşı döktürmekten mütevezir olan haris, 600 senelik muhteşem, muzaffer bir milletin tarihini, ecdadının namusunu lekeleyen o insan kıyafetindeki canavar, İstanbul’da avcı taburlarına iğfal ettirmiş, para mukabilinde namuslarını satan o alçaklar da sair muti askerleri cebren ve sehven isyanlara iştirak ettirmişler.

Orada, ne kadar hammiyetli kardaşlar, ne kadar genç mektepli zabitler varsa, cümlesi birer suret-i feciyyede şehit ediliyorlar! İşte, bu şühedanın içinde Asar-ı Tevfik zırhlısı kaputanı Ali Kabuli bey de var! İstanbul’un erbab-ı namusu, pencerelerden bile bakmaya cesaret edemiyorlar. Makarr-ı Hilafet kan ağlıyor. Payitaht bizden, ordudan imdat bekliyor. Vatan gidiyor, millet mahvoluyor! Ne duruyoruz?

Bizde cesaret, bizde hammiyet yok mu? İşte ben, tekmil servetimi ordunun masarif-i iftihhariyesine hayatımı, hayatımı da vatana feda ediyorum! Hürriyet istihsali için benimle beraber İstanbul’a gidecek içimizde çok kahraman var. Paşa, kumandan hepimiz gideceğiz. Cümlemiz sana diren olacağız. Kanımızın son damlasını vatanın, Meşrutiyet’in istihsali için dökmekten, bu uğurda güle güle can vermekten ictinap eden içimizde bir kişi yoktur. Hepimiz hazır, emrinize muntazırız.

Öyleyse, ordu marşı çalarak eyy!”

 

Bayram Köroğlu

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.