Bir tabağa sekiz el sığdırır, annemin çocukluğu
Duraklardan, toplu dertler taşınan çağda
Odaların her birinde, ayrı ev gördü çocukluğum
Şimdi manzaraları orman betonlarda
İnsanlar, balkonları yeşertiyor
Doğa manzarası için duvar deliyor çiviler
Taş içine ekiliyor çiçekler
Şehir, benzinler döküyor genzimize
Gülerken belgelemiyor bizi fotoğraflar
Resmiyette, ciddiyet değil somurtu istiyorlar
Plastik gökyüzü altında
Kuş seslerine korna düeti ve melankoli
Toprağa suni sancı veriyorlar
Kimyası fani, organik içeceklerle
Ücreti karşılığında, hastalık doğuruyorlar
Meyvelerin aslına dönmeyince mevsimleri
Kendini bir an önce ölmek için ağaca asıyorlar
Homurdanıyor ciğerlerim bu köhne açık havada
Burada, eve nefes almak için çıkılıyor
Cesetler, gece yatağa serilince
Gündüzü sopa yapan iki pişmanlık
Tozumuzu çıkarıyor
Bizi silkeleyerek morarıyor nevresimler
Gün doğuyor, başa alıyor kendini felekzedeler