Sana kanımdan süzdüğüm sözlerle geldim
Kaybolduğum ormanda yundu gözlerim
Ulu kayın ağaçlarının
Buz sıcağı, korkak yüzleriyle geldim
Hoyrat bir poyraz savururken yapraklarımı
Yamalı tulumuyla, yorgun elleriyle
Evine ekmeksiz dönen işçi yenilgisiyle geldim
Sürüsüne kurt dalan çoban gibi
Sessizliğime eş olan odam gibi
Bu hayata mağlup doğan babam gibi
Kötü anılarımı, gizli acılarımı toplayıp geldim
Geçtim sulardan, köprülerden
Bir rüyanın tam ortasında kalkınca
Tüm rüyaları yarım çocukluğumla geldim
Serin yaz gecelerinde
Tanıdım tüm heybetiyle Zühre’yi
Dar havsalam sordu -bilse de anlamayacağını-
Nedir bu göğün sırrı
Nasıl durur bu kainat ayakta
Hangi ışığın ardında duruyor görklü tanrı
Sana gördüğüm tüm yıldızların selamıyla geldim
Gözümde yaşlarla, titrek kirpiklerimle geldim
Buraya atlas yelkenli gemilerle
Yenilmez ordularla değil
Bir cuma sabahı azıksız geldim
Çıslak tabanlarım çatladı, bineksiz geldim
Kovulduğum şehre davetsiz geldim
Topladım yılgın zaferlerimi, ben sana yenilmeye geldim
Latest posts by Sefa (see all)
- Davetsiz Şiir - 18 Ocak 2022