Her geceyi gündüz ederdi tuğlarımız,

Çelik kalkanları delerdi oklarımız,

 

Toylarda neşeye doyardı budunumuz,

Cenkte kılavuzumuz olurdu kurdumuz,

 

Nerede kaldı bizim hudutsuz koşumuz,

Nerede Mete’miz nerede Başbuğumuz.

 

Şafağı biz söktürürdük doğuda Çin’den,

Biz batırırdık günü Mostar Köprüsünden,

 

Bir yaram durmazdı sicim sicim kanardı,

Omzuma en yırtıcı doğanlar konardı,

 

Nerede kaldılar durmayan atlarımız,

Nerede yiğit tarkanımız, kağanımız.

 

Ulağımız kutlu haber vermez mi artık,

Alperenimiz yola koyulmaz mı artık ,

 

Ah sonu ne zaman gelir bu suskunluğun,

Devası nedir bu gafletin durgunluğun,

 

Nerede kaldı bizim verdiğimiz sözler,

Nerede Doğu Türkistan’da gülen gözler.

 

Ey şanlı ırkım, titre artık dön kendine,

Nehir ol çağla sıkışıp kalma bendine,

 

Nedir böyle bu yorgunluk kutlu davanda,

Bozkurt daim ulur susmaz puslu havada,

 

Nerede kaldı emaneti şu geçmişin,

Nerede gür sesin, barut kokan nefesin.

 

Unutma sakın! Unutma aciz değilsin,

Özünü bul, kara bahtlı millet değişsin.

 

 

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Ömer Faruk Şahin

Latest posts by Ömer Faruk Şahin (see all)

You may also like