VATAN NE TÜRKİYE’DİR TÜRKLERE TÜRKİSTAN VATAN MÜEBBET BİR ÜLKEDİR TURAN! Ziya Gökalp.
İşimizde Aşkımızda Türk Dünyası…
Şehnamede Türklerin yaşadıkları topraklar Turan olarak geçmektedir. M.S. 7.yüzyıldan beri Turan diye zikredilmektedir. Günümüz de Türkistan coğrafyası için Orta Asya tabiri kullanılmaktadır.
ETİMOLOJİSİ
“Kazak” adı Kazakların göçebe kültürünü yansıtan bir Eski Türkçe sözcük olan “gezinmek” anlamına gelir. Farsça olan son eki -stan ise “arazi” veya “yer” anlamına gelir, böylece Kazakistan sözcüğü tam anlamıyla “gezginlerin ülkesi” olarak çevrilebilir.
KAZAKİSTAN’ IN KISA TARİHİ
Moğol hâkimiyeti devrinde kültürlerini ve varlıklarını koruyabilmişlerdi. Ardından Timur’un kurduğu devletin etrafında birleşmişler, ancak onun ölümü üzerine meydana gelen siyasî istikrarsızlık sebebiyle dağılmışlardı. Bunlardan bir kısmı Timur’un oğullarının yanında toplanırken bir kısmı da Fergana vadisiyle kuzeyinde başı boş bir hayat sürmeye başladı. (1428-1468) otorote altında toplanmak isteyen Kazaklar Kasım Han zamanında birliği sağlayabilmişlerdir. Büyük oğlu Tahir zamanında birlik bozulmuşsada bir müddet sonra Kasım Han’ın küçük oğlu Hak Nazar (1538-1581), Kazaklar’ı tekrar bir araya toplamayı ve merkezî otorite altına almayı başardı.
Bu sırada daha olumlu bir tavır içine giren Çin’le Kazak-Çin ittifakı kuruldu. Orta Asya’daki hâkimiyetlerine önemli bir darbe sayılan bu ittifak üzerine Ruslar, Kazaklar’a karşı yumuşak bir siyaset izleyerek Abılay Han’ın dostluğunu kazanmaya çalıştılar. Bundan faydalanan Abılay Han Sayram, Çimkent ve Suzak gibi kültür merkezlerini yönetimi altına aldı. Siriderya’dan İli ve Çu vadilerine kadar uzanan geniş sahada huzur ve asayiş sağlandı.
Bu huzur dönemi Abılay Han’ın 1781’de vefatıyla sona erdi. Sonunda Ruslar bütün orta cüz Kazak topraklarını ellerine geçirdiler. Böylece XIX. yüzyılın ilk yarısında orta cüzle büyük cüzün kuzey kısmı Rus hâkimiyetine girdi. Rus hakimiyeti dönemi başladı bu bölgede.
KAZAKİSTAN HAKKINDA
KAZAKİSTAN, topraklarının büyük bölümü Orta Asya’ da, küçük bir bölümü Doğu Avrupa’da yer alan bir ülkedir. Kazakistan,( Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan ile birlikte) günümüzdeki yedi bağımsız Türk devletinden biri olup Türk Devletleri Teşkilatı ve TÜRKSOY‘un üyesidir.2.724.900 km² yüzölçümü ile dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesidir. Müslüman çoğunluklu ülkelerin ve Türk devletlerinin yüzölçümü bakımından en büyüğü, doğal kaynaklar bakımından da en zenginidir. Kazakistan Türk tarihinin önemli devletlerinden olan Saka, Hun, Göktürk, Kıpçak, Karahanlı, Altın Ordu gibi devletlerin merkez üssü; Kıpçak, Oğuz, Karluk gibi Türk boylarının beşiği olmuştur.Türk devletlerinden biri olan Kazakistan Cumhuriyeti 2019 yılında bağımsızlığının 28 yıl dönümünü kutlamıştır.
KOMŞU ÜLKELERİ
Kazakistan komşu ülkeleri olarak; kuzeyde Rusya,güneyde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan, doğuda Çin bulunur. Ülkenin ayrıca Hazar Denizi ve Aral Gölü‘ne kıyısı vardır.
NÜFUSU
Bağımsızlığın kazanılmasına doğru 1989 yılında 16.464.464 kişi olan ülke nüfusu, 1999 yılına gelindiğinde Slav ve Almanların ülkeden göç etmeleriyle 14.900.000’e kadar düşmüştür. 2010’da bu sayı 16.500.000’e yükselmiş ve 01.07.2021 itibarıyla 19.194.656‘ya ulaşmıştır.
EĞİTİMİ
Orta Asya, Kazakistan topraklarında VII ve VIII. asırlardan beri birçok okul (Müslüman ilkokulları) ve medreseler, dini eğitim veren eğitim kurumlan çalışmaya başlamıştır. Eski İsficab, Taraz, Türkistan, Oturar vb. şehirlerdeki medreselerin toplam sayısı yaklaşık 84’e ulaşmıştır. Bu kurumlardan eğitim alan öğrenci sayısı yaklaşık 5 bindi. Bu okullarda dersler öğretmenler yerine imamlar tarafından sürdürülmüştür. Öğrenciler sadece güz aylarında (bir yılda 4 veya 6 ay) eğitim görmüşlerdir. Okuryazarlık öğrenmek için Arap harfleri ve kelimelerini ezberlemek, özellikle Kuran’ın Arapça metnini ezbere öğrenmek zorunlu olmuştur XIX. asrın II. yarısında Kazakistan’ın Rus imparatorluğu altına girme süreci ile Kazak ülkesinde dini eğitim veren kurumların azalması ve dini olmayan eğitim kurumlarının yayılmasının ilk adımları başlamıştır.
1841 yılında da Bökey Orda’sında Cangir Han, Kazak öğrenciler için iki yıllık ilkokul açılmıştır. Okulun ana amacı, Kazak çocuklarını Ormbor Neplyuyev askeri konut okulu gibi belli eğitim kurumlarına hazırlamaktır. Böylece Rus dilinde eğitim veren ilk Kazak Okulu 1841’de açılmıştı ikinci Rus-Kazak Okulu 9 yıl sonra (1850) Ormbor’da komitesinin yanında sultanların ve zenginlerin çocuklarından tercüman hazırlamak amacıyla yedi yıllık mektepler açılmıştır.
1917 yılındaki Kazan darbesinden sonra hükümetin başına geçen Bolşevikler ekonomik problemlerin çözümü ile birlikte kültürel devrim uygulanmasına dair karar vermişlerdir. Eskiden açılmış olan okulları yöneten kurumları yok etmişlerdir, özel eğitim kurumları kapatılmış okullarda eski diller ve din eğitimi yasaklanmıştır.
1920 yıllarında okuldaki eğitim sisteminin darbeden önceki hali tamamen ortadan kaldırmıştır; yeni eğitim programları hazırlanmış ve eğitim kurumlarının ve yeni devlet yönetiminin sisteminin temelini oluşturmuştur.
1925 yılında da ilk kez 7 yıllık fabrika okulları (Fabrika mektepteri) açılmış ve yaygınlaşmaya başlamıştır. 1921 yılın da açılan fabrika okulları hızlı bir şekilde gelişmeye başlamış ve bu okulların amacı – gençlerin arasından üretim ve ulaşım alanında uzman işçileri hazırlamak olmuştur.
Sovyetler Birliğinden önceki yıllarda Kazakistan’da Müslüman mektepleri ve medreseleri çok yaygındı. Mektepler ilkokul olarak şehirlerde, köylerde ve kasabalarda faaliyet gösteriyorlardı. Onlarda ders plan, programı veya ders kitapları yoktu. Ders kılavuzu görevini Kuran ve başka Arap dilindeki dini kitapları yapıyordu.1927 yılında Kazak köy okullarının sadece %1,5’i ve Rus okullarının %28’i kendi binalarına sahiptir. 1911 yılında bir Rus-Kazak okulunun öğrencisine ortalama 17 ruble harcanırken, 1927 yılında bir Rus okulunun öğrencisine 16 ruble, Kazak okulunun öğrencisine ise 7 rub.70 kop. Harcanıyordu.
1930 yılının Nisan ayında gerçekleşen Milli eğitimle ilgili II. Sovyetler birliği parti toplantısında zorunlu genel ilkokul eğitimine geçmenin ana mesele olduğu dile getirilmiş ve Sovyet hükümeti tarafından genel zorunlu ilköğretimin geniş hacimli programı belirlenmiştir. Kazakistan’ın Rusya’ya girişinden sonraki ilk aşamasında bölge yönetimi tarafından Müslüman okulların içlerine müdahale etmeme politikası izlemiştir. Ancak, Özbekistan’ın Andican kentinde yaşanan Andican isyanından sonra (1897) mektep-medrese ve tüm Müslüman dini okulları üzerindeki kontrol yoğunlaşmıştır. 1905-1907 yıllarındaki devrimden sonra da bu politika devam etmiştir.
1920-1930 yıllar arasında Latinizasyon yani SSCB halklarının alfabelerini Latinceye çevirme kampanyası başlatılmıştır. Latin alfabesine geçiş Arap harflerine dayalı alfabeyi kullanan dillerden başlatıldı. Arap alfabesini Latin alfabesine değiştirme süreci 1921 yılında Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya’dan başladığı görülmektedir. 1926 yılının Mart ayında Bakü’de ilk Türk kongresi, Türk halklarının temsilcileri ile Leningrad ve Moskova’dan gelen Türk âlimlerin katılımıyla gerçekleşmiştir. Türk halk temsilcileri tarafında ki Azerbaycan Cumhuriyeti’nin diğer cumhuriyetlerde ve özerk bölgelerinde Latin alfabesine geçişin istendiğine karar verilmiştir
14 Aralık 1928 yılında Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (Kazak ÔSSC) merkez komitesi yeni alfabeye geçiş hakkında karar vermiştir. Toplam harf sayısı 29 olarak belirlenmiştir. Bu karar kabul edilene kadar uzun tartışmalar, Türkologlar kongresinin gündemi meşgul etmiştir. 1924-1927 yılları arasında Orta Asya halkları kendi içlerinde Arap harflerinin taraftarları(muhafazakârlar) ve Latin alfabesinin taraftarları (yenilikçiler) olmak üzere ikiye ayrıldığı ve birçok tartışma yaşandığı görülmektedir. 1936-1940 yılları arasında SSCB halklarının neredeyse tamamının alfabe değişimini büyük ölçüde tamamlanmasına rağmen Kiril’e geçmek için yeni bir kampanya başlatmış ve SSCB dış politikasından dolayı Kiril alfabesine geçmiştir.
27 Ağustos 1930’da Kazak ÔSSC hükümeti tarafından 1930-1931 eğitim yılından itibaren Kazakistan’da genel zorunlu ilkokul eğitimini uygulama hakkında kararname imzalanmıştır. Genel zorunlu ilkokul eğitimini uygulama ve yedi yıllık okulları yaygınlaştırma, öğretmen kadrosunu iyileştirme ve özellikle de köy okulları için hazırlıkları arttırma talep edilmiştir. Kazakistan’ın bazı bölgelerinde %30-60 oranda öğretmen sayısı yetersiz olduğu görülmektedir
Kazakistan okullarında, eğitim Kazakça veya Rusça sürdürülür ve bu iki dilin diğeri ikinci bir dil olarak ve üçüncü bir dil olarak İngilizce öğretilir. Kazakça eğitim dili ile okullara devam eden öğrencilerin oram son yıllarda % 63,8 çıkmıştır. (KC EBB İstatistikleri, 2017) Türkçe, Fransızca ve Almanca da dâhil olmak üzere dört dilde eğitim veren okullar da vardır. Kazakistan’da da bugün kırsal kesimde bulunan okul öncesi eğitim kurumlarının birçoğu Sovyet döneminden kalma ve ciddi tadilata muhtaç durumdadır. Okul öncesi eğitim kurumlarının sayısı 2000’li yıllardan sonra artış göstermiştir. Şehirde bulunan resmî okul sayısı 1.789 ve kırsalda bulunan resmî okul sayısı ise 5.218’dir. Şehirde bulunan özel okul sayısı 858 iken kırsalda ise 602 tane özel okul bulunmaktadır.
DİNİ
Bağımsızlık öncesi Kazakistan’da ekonomide tarım ve hayvancılık belirleyici iken idari yapıda da, kabile, boy şehir ve köy cemaatleri şeklinde ayrılan bir yapılanma mevcuttur. Bu hususun önemi, bu tarzda bir ekonomik-idari sistemin genel olarak İslami ideoloji ile karakterize olmasıdır. Yani Kazakistan’da bağımsızlık öncesi süreçte İslam dininin baskın konumda 2018-2ULUSLARARASI AFRO-AVRASYA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ INTERNATIONAL JOURNAL OF AFRO-EURASIAN RESEARCH 2018-2 E-ISSN: 2602-215X – Haziran / June – Sayı / Issue: 6 77 olduğu görülmektedir. Tarihçi W. Barthold Kazakların İslamiyet’e olan bağlılıklarını şu sözleriyle tespit etmektedir: “Bir Türkistanlıya kimliğini sorsanız, o önce Müslüman olduğunu, sonra hangi şehirden veya köyden olduğunu, eğer bir göçebe ise kabilesini söyler.” Kazakistan’ın İslam algısı örfe dayalı bir Hanefi-Maturidi mezhebiyle karakterizedir. Çarlık döneminde Hıristiyanlaştırma politikasına maruz kalan Kazaklar, Sovyetler döneminde de ateist bir inanca sevk edilmeye çalışılmıştır. Bu politikalar sonucunda ülkede İslamiyet’in etkisi büyük ölçüde kırılmaya çalışılsa da Kazakistan’da bağımsızlık öncesi süreçte İslam dininin halen baskın bir şekilde varlığını koruduğu görülmektedir.
Bağımsızlık Sonrası Kazakistan’da Dini Yapı
Kazakistan’da Türkiye örneğinden hareketle ilahiyat fakülteleri açılmış, tasavvuf öne çıkarılmış ve Yesevi Tanu (Yesevilik Bilgisi) adıyla bir ders, temel dersler arasına konularak Yesevilik Kazakistan’da gündeme taşınmıştır. Sonuç olarak Kazakistan’da İslami ideoloji, ulus inşa sürecinin etkili bir unsuru olmuş ve küreselleşmenin de bir aracı olarak kullanılmıştır. Nursultan Nazarbayev’in şu sözleri bağımsızlık sonrası Kazakistan’ın İslam dinine ve diğer inançlara dair olan iç politikasını özetlerken aynı zamanda da geleneksel İslam’dan ziyade örfi bir İslam algısına sahip olduğunu göstermektedir.
KAYNAKÇA:
–https://tr.wikipedia.org/wiki/Kazakistan(E.T 02.05.2023)
–https://islamansiklopedisi.org.tr/kazakistan(E.T 02.05.2023)
E.T 02.05.2023)
–https://www.trtavaz.com.tr/haber/tur/avrasyadan/kazakistan-nufusu-2021-de-yuzde-1-3-artti/61fa665501a30a27f43d3f20 E.T 02.05.2023)
– BOLATOVA, Aigul Sovyetler Birliği Döneminden Günümüze Kazakistan Eğitim Sistemi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, , Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı ,Yüksek Lisans Tezi.
– ADİLBEKOVA , Kaldygul Kazakistan’ın Dış Politikası Ve Orta Asya’da ki Rolü
Yalova Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi.
-ZAKİR , Umit Sovyet Sonrası Kazakistan Cumhuriyeti’ n de Kültür ve Kimliğin Dönüşümü, Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Uluslar arası İlişkileri Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
– KUREŞ ,Mehmet Nuri 2010-2020 yıllarında , Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerine Yönelik Faaliyetleri(Azerbaycan ve Kazakistan Örneği )Ege Üniversitesi Türk Dünyası Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.
Bengisu Ünal
Latest posts by Bengisu Ünal (see all)
- VATANLARI ÇALINANLAR: AHISKA TÜRKLERİ - 18 Aralık 2023
- TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞU VE 100. YILINDAKİ DURUMU - 1 Kasım 2023
- KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ - 3 Mayıs 2023
- HİLAL-İ AHMER - 13 Nisan 2023
- ZİYA GÖKALP VE KADINA BAKIŞI - 3 Aralık 2022