Genç Adam’a

Genç Adam’a,

 

Sevgili genç adam, ismini şimdilik söylemek lüzumu görmüyorum mazur gör beni. Dünyadaki tek genç adam sen değilsin elbette ama şu an sen öyle zannediyorsun. Dünyayı omuzlarında, tüm mertliği kendi bağrında sanıyorsun. Elindeki kılıcı tüm düşmanları ortadan ikiye bölecek kadar keskin görüyorsun. Bana kalırsa bunun hiçbir mahsuru yok ve fakat bırak ikiye bölmeyi, hayat burnunu bile kanatamayacağın devler çıkaracak karşına. O zaman kurduğun tüm hayallerin bir anda silinip yok olmaması için hazırla kendini. Elini istediğin kadar salla, bazen elli kişinin birden umurunda olmayacaksın. Aynada gördüğün güzelliği, dışarda kimsenin fark etmediği olacak. Senin için dünyayı kurtaracak olan o fikir, koca koca adamların tebessümüne sebep olacak belki.

İşte bu noktaya geldiğinde, seni tüm insanlıktan ayıracak özellikler inşa edeceksin kendinde. Çünkü insanlar hayallerinde değil, gerçeklerinde ayrışıyorlar. Birlikte hayal kurduklarının, senin yarın kadar cesur olamadığını gördüğünde hak vereceksin bu söylediğime. Dahası, cesaretin yüzünden hor görüleceksin. Umudunu mu kırdım? Mübalağa mı benim diğer adım? Öyle bir çizgide yürüyorsun ki yüzyıllardır deneyimlenmiş ve daha haritası çizilememiş bir yol bu. İnsanlık, kendisinden sonrasına bir huzur reçetesi bırakamıyor ne yazık ki. Hatta belki birkaç yüzyıllık yalnızlık, aşk acıları ve dış borç…

Sana, geçmişin zaferleriyle övünmeni öğütleyenler olacaktır, onlarla tokalaş ve avuçlarına yeni zaferler bırak. Çünkü Tanrı seni, yeni bir nesil içinde yarattı. Unutma, dünün doğanı bugünün yaşayanı olduğun kadar, yarının ölüsü de sen olacaksın. Yaşanacak hiçbir efsunlu hissi kaçırma. Ardından bakma hiçbir yaşanası ânın. Dünya senden seçimler yapmanı isteyecek. Karar vermek için çok vaktin olmadığını gizleyecek senden. Akranların “daha yolun başındayız” diyecek, yolun içinde seni konumlandıranlara inanma, nerede olduğunu ancak Tanrı bilir, unutma ki: “Atına atlayan, bahtını kovalar”

Olduğun yerin, kullandığın kelimelerin ve hatta bileğindeki saatin değerini, şahsiyetinin belirlediğini hatırlatırım genç adam. Zaman değil, senin nabzındır saatte okuduğun. Başındaki şapkayı hürmetle selamlıyorum. Dilerim ki bu genç ve deli kanın, hakiki meseleler yolunda köpürsün. Ellerin tokalaşmakla anılsın, çok dost göresin.

Şimdi benim gibi genç bir kadının, yani, zaten hayat yolunda yürümeye devam eden bir insanın neden bir başka gence öğüt verdiğini düşüneceksin. Çünkü yavrum, sen bu mektubu okuduğunda, senin bir küheylan oluşunu gururla izleyen orta yaşlı bir kadın olacağım. Bu mektubu sana 23 yaşında yazıyorum, 16 gün sonra ilk yaşına gireceksin. 22 sene sonra okuman ümidiyle, bu mektubu senin 23 yaşına yazıyorum oğlum. O gün geldiğinde, bir kadına aşık, bir davanın peşinde ve ay yıldızın gölgesinde güzel bir Türkiye’de yaşıyor olmanı Tanrı’dan diliyorum. İyi ki doğdun Oğlum Alibek.

 

Bir Zamanlar Senin Gibi Genç Olan Annen Betül Azra

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Betül Azra

Latest posts by Betül Azra (see all)