Dilimizde “baba” kelimesinin karşılığı; çocuğu olan erkektir. Ancak toplum olarak kabullenilen çocuk sahibi olmak, baba olmak için tabii ki yeterli değildir. Baba olan kişi, evladının ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olan kimsedir. Buradan hemen maddi ihtiyaçlar anlaşılmamalıdır. Asıl önemli olan husus çocuğun gelişimi için gerekli kabul edilen ihtiyaçların zamanında ve kusursuz şekilde karşılanmasıdır. Maddi eksiklikler bir şekilde telafi edilebilir fakat özellikle okul öncesi dönemde gelişimini tamamlayamayan bir çocuk ömür boyu eksik olarak yaşamak zorunda kalacaktır. Gelecekte kuracağı ailesinde, arkadaş çevresinde, iş yerinde ve toplumla bütünleştiği bütün sosyal hayatında sıkıntılar çekecek, sorunlar yaşayacaktır. Çocuğun gelişimini ve bu konudaki eksikliklerini tamamlayabilmek için eğitim kurumları ne kadar önemli ve gerekliyse anne ve babanın verdiği eğitim de o kadar önemli ve gereklidir.
Babaların eğitici vasıflarının başında çocuklarıyla etkili iletişim kurmak ve onların gelişimine katkı sağlayacak nitelikte aktiviteler ile çocuklarıyla vakit geçirmek gelmektedir diyebiliriz. Çocuklar çoğu şeyi merak güdüsüyle, sorarak öğrenmek isterler. Bu konuda babanın vazifesi üşenmeden, sıkılmadan çocuğunun sorduğu her soruya mantık çerçevesinde açıklayıcı cevaplar vermektir. Çocuğun gelişimi ve çocuğun eğitimi açısından onu dinlemesi, dikkate değer olduğunu hissettirmesi ve onunla gerektiği yerde çocuklaşarak konuşmasıyla etkili bir iletişim kurması, babanın yapması gerekendir. Şahit olduğumuz bazı babalar çocukla alakalı bütün yükümlülükleri geleneksel anlayışla anneye yüklemekte, kendisini çocuğun eğitiminde dışarıda kalacak bir pozisyona itmekte ki bu bir çocuk için babanın eksikliği anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda ömür boyunca çocukla baba arasında iletişim kopukluğu olacaktır.
Babalar, çocuklarına değer verdiklerini hissettirir nitelikte sevgi ve şefkat göstermekle yükümlüdürler. Çocuğuna onu sevdiğini, onun canının yanmasını istemediğini, herhangi bir sorun mahiyetinde olayla karşılaştığında ona yardımcı olacağını, onu kötülüklere karşı koruyacağını bilmeli ve hissetmelidir.
Babalar; çocuklarına kültürel değerleri, ahlaki sorumlulukları, iyi insan olmanın gerekliliklerini öğretmek zorundadırlar. Bu olguların pedagojik olarak çocuğa verilmesinin en iyi yolu; babanın bu vasıfların sahibi olduğunu çocuğuna göstermesi ve çocuğuna bunları inandırmasıdır. Çünkü çocukların rol model olarak kabul ettiği kişiler babalarıdır. Mesela babasının kitap okuduğunu gören çocuğa kitap okumanın önemini anlatmaya dahi gerek yoktur. Çünkü babasının kitap okuduğunu sürekli olarak gören çocuk bir süre sonra kendisi de bir kitap alarak babasının yanında kitap okumaya başlayacak; babası yokken kitap okuduğunda ise kendisini ispatlamak amaçlı bunu babasına anlatmak için çaba sarf edecektir.
Çocukların en iyi öğrenme yöntemi şüphesiz oyunlardır. Babalar çocuklarıyla vakit geçirdiği süre zarfında onlarla oyun oynamalı ve oyunun içine gerekli eğitici unsurları yerleştirmelidir. Başta da belirttiğim gibi babalar çocuklarıyla çocuk olabilmelidir.
Çocuğa karşı fiziksel ve duygusal şiddet büyük bir insanlık sorunudur. Çocuğa el kaldırmak ve çocuğa sesini yükselterek onu azarlamak çocuğun hayatında büyük bir olumsuz etki yaratacaktır. Dayak bir eğitim yolu değil aksine çocuğun eğitimi için en olumsuz davranış biçimidir. Kavganın, dayağın ve bir başkasına sesini yükseltmenin yanlış olduğunu, sevgiyi hayatımızın temeline oturtmamız gerektiğini çocuğa öğretmek ve ispatlamak için babanın; anneye ve diğer insanlara karşı olumsuz sayılan davranışları sergilememesi ve insanlara sevgiyle yaklaşması gerekmektedir. Bunun sonucunda çocuk babanın davranışlarını içselleştirecek ve hayatında uygulayacağı olgular haline getirecektir.
Bunların yanı sıra çocuk gereksiz kısıtlamalarla sınırlandırılmamalı, özgürlük kavramı öğretilerek davranış ve düşüncelerinde özgür bırakılmalı, kendi hayatında karar vericinin kendisi olduğuna inandırılmalı ve bu konuda hayatı boyunca başkalarının fikirlerine muhtaç olmaması gerektiği anlatılmalı ve öğretilmelidir.
Çocuklar bizim geleceğimizdir. Geleceğimizi şekillendirmek, çocukları için her türlü fedakarlıktan çekinmeyen babaların elindedir. Bu vesileyle çocukları için en ağır yükleri sırtlanmaktan asla imtina etmeyen, çocuklarını şefkatle, sevgiyle ve sabırla yetiştiren tüm gizli kahraman babaların; babalar gününü en içten dileklerimle kutlarım.
“Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin”
O çapkın babamı ben öyle sevdim”
CAN YÜCEL
Salih Yozgat
Latest posts by Salih Yozgat (see all)
- Ey Şanlı Ordu - 11 Ekim 2021
- Zulmün Siyaseti Olmaz - 3 Ekim 2021
- Babaların Eğitici Rolü - 20 Haziran 2021
- Vicdani Mütalaa - 1 Mart 2021
- Taraf ve Tarafsızlık - 15 Ocak 2021