Zulmün dini olmaz.

Zulmün dili olmaz.

Zulmün ırkı olmaz

Zulmün mezhebi olmaz.

Hele hele zulmün siyaseti hiç olmaz.

Devrimizin en büyük sorunlarından biri zulüm üzerinden, mazlumun ahını kullanarak siyaset devşirenlerdir. Mazlumun kanı üzerinden menfaat arzulayıp gündelik siyasetin sofrasına meze yapanların zalimden ne farkı kalır ki?

Bu duruma yakın zamanda en büyük şahitliği her ramazan olduğu gibi bu ramazan ayında da Filistin’de sivilleri vuran İsrail güçleri bahanesiyle siyasetin çarkında zulüm, zalim, mazlum kelimelerinin gündeme gelmesi ve kullanılması ile ettik.

Filistin’de katledilen sivillere hepimiz üzülüyoruz. İsrail’de ölen sivillere de üzülüyoruz. Doğu Türkistan’da katledilen, işkenceye maruz kalan soydaşlarımıza da üzülüyoruz. Biz zulüm gören herkese üzülüyor, yas tutuyoruz. Vatandaş olarak elimizden gelenin üzülmek olduğunun farkında olarak üzülüyoruz ama konuşmalarımızda, günlük hayatımızda sürekli olarak menfaat arzusuyla bu konuları gündeme getirmiyoruz. Bu konuları gündeme getirerek seslerini yükseltmesi gerekenler ise sadece siyasi emellerinin gerektirdikleri kadarıyla seslerini çıkarıyor, menfaatlerinin olmadığı yerde o konu üzerine konuşmaktan dahi imtina ediyorlar.

Bugün bizim canımız yanıyor. Filistin’de katledilen çocuklar, öldürülen, işkenceye maruz kalan siviller için canımız yanıyor. Dedelerinin karış karış sattıkları topraklardan dolayı ölüyor çocuklar. Hangi çocuk ölmeyi hak eder yahut hangi çocuk dedelerinin, atalarının hatasının sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilir?

Neden günlük siyasi çıkarlar için, bizim şehirlerimizin sokaklarında, Osmanlı Devleti’ne isyan amaçlı açılan Filistin bayrağı ile yüzler, binler yürüsün? İnsanlarımızı sokaklarda “Mehmetçik Filistin’e” haykırışlarıyla yürüten güç kim, kimler? Mehmetçiğin, Türk askerinin kanı üzerinden siyaset yapmak hangi ahlaka sığar? Kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın, Türk askerinin kanı bu kadar ucuz geliyor olmamalı. Böyle bir basitlik başka ne ile açıklanabilir?  O malum sloganı atanların kendileri gitmek istiyorlarsa yolları açık olsun fakat başkalarının evlatlarını ateşe atmaya kimsenin hakkı yok, haddi de değil. Birilerinin çıkarları için gencecik fidanlarımızı toprağa vermeye yüce Türk milleti razı olamaz, olmamalı.

Savaş dünya üzerinde yok edilemeyecek bir olgudur. İstiyoruz ki herkes barış içinde yaşasın ama maalesef şartlar bu konuda müsaade etmeyecek kadar sert ve katı. Peki o zaman siviller vurulmasın diyoruz. Savaşın namusunu bilmeyen, herhangi bir ahlaka sahip olmayan savaş taraflıları ona da müsaade etmiyor. En azından çocuklar ölmesin diyoruz, çocukların öldüğü dünyada yaşamak kime kolay gelir diyoruz ama vicdanın kırıntısına malik olmayan kimseler çocuklara da silah doğrultuyor. Çocukları da öldürüyor.

Dünya üzerinde her çocuk kıymetlidir, savaşlarda ölen çocukların ahı, zulme siyasi anlam yükleyip çıkar sağlayan vicdanını yitirmişlerin üzerindedir.  Çocuklar ölmesin. Çocuklar yaşasın ki bizlerin de yaşamak için bir sebebi olsun.

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.