Uzun zamandır ortalıkta görünmeyen İsviçreli bilim adamları şok bir keşifle sahalara döndü: Türkiye Halkları Organizması.

Keşif heyetinin lideri ve sözcüsü konumundaki Stoltenberg adı geçen organizmanın tanıtımında ilginç açıklamalarda bulundu: “Uzun süredir ortalarda yoktuk. Bunun sebebi Türkiye Cumhuriyeti topraklarında izine rastladığımız yeni bir yaratık türü. İlk kez 30 yıl önce görülen ve mitoz bölünmeyle çoğalan bu organizmanın daha net bir fotoğrafını çıkarmak için bu kadar bekledik.”

İlk karşılaşmada onları insana benzettiğini söyleyen bilim adamı, incelemenin ardından “Bir insan olmadıkları açık. Söylenenleri anlayamıyorlar. Ama en azından duyabiliyorlar…” diye ekledi.

Araştırma safhasıyla ilgili gelen soru şöyle cevaplandı: ” Aslında ilk hedefimiz bunları “anavatanlarında” incelemekti. Fakat bu organizmanın haymatlos olduğunu anladık. Fazla zaman geçmeden de bu türün Anadolu’dan çıkarak Avrupa’ya da geldiğini gördük.

Avrupa’ya gelenlerin Batı medeniyetine tehdit oluşturduğunu düşünmüyoruz. Anadolu’da ne söylüyorlarsa aynısını burada da tekrarlıyorlar.

Söylemleri bir insana göre fazla basit. Yine de kötü bir şarkıya benzeyecek kadar müzikal özellik barındırıyor.

Pavlov’un köpeği teorisine benzer şekilde “eğitimli” olarak bu şarkı benzeri şeyi söyleyenler olduğu gibi zeka geriliği problemiyle boğuşanları da var. Hatta ikincileri çoğunlukta…”

Bu yaratık türüne neden “Türkiye Halkları” isminin verildiği sorusuna şu cevap verildi: “Bu ismi biz vermedik. Kendileri aldılar. Yaratıkla ne zaman diyalog kurmaya kalksak “Türkiye Halkları” diye bağırmaya başladığını gözlemledik. Bizde onlara “Türkiye Halkları Organizması” demeye başladık.”

Tıpkı insanlar gibi iki cinsiyete sahip olan bu organizma 30 kelimeye kadar konuşabiliyor.

“Bir papağandan sadece birkaç kelime daha az” diyerek şaşkınlıklarını belirten keşif heyeti dinleyenleri heyecanlandırdı.

Dinleyenlerden birinin “Peki eğitilebilirler mi?” sorusuna heyet iç açıcı bir yanıt vermedi. Sözcü: “Sanki bu çağa ait değiller. 2 asır önce şimdiki imkanlarımız bulunsaydı, eminim farklı bir cevabımız olurdu” dedi.

Kendi aralarında konuştukları 30 kelimenin söyleyiş olarak Türkçeyi andırdığını, bunun da coğrafya etkisi olduğunu belirten bilim adamı: “Ama konuştukları dile Türkçe diyemiyoruz. Çünkü bir Türk’ün onları anlamasına imkan yok” dedi.

Tanıtım için bir tane getirilen Türkiye Halkları Organizması’nın “Türk” kelimesini duyunca düşüp bayılması izleyenleri şaşırttı. Keşif heyetinin lideri bu duruma kendilerinin de bir anlam veremediklerini, konuştukları Türk bilim insanlarının da cevabı merak ettiğini söyledi.

Kimi anlarda şaşırtıcı derecede insana benzeyen bu yaratık türünün genel görünümü hakkında da bilgi verildi.

Erkekleri; pos bıyıklı, çekingen, zeka olarak geri durumda ve ortalama bir insan boyunda bulunuyor.

Boyları erkeğe yakın olan dişileri ise; genellikle renkli saçlı, erkeğe göre atılgan, zeka düzeyi olarak ise erkekle hemen hemen eşit derecede oluyor.

Konuşabildikleri kelimeler arasında yalnızca “Türkiye halkları” yok. Bir terör eylemi gördüklerinde “demokrasi” dedikleri net şekilde duyuluyor. Türk kelimesini işitince, bayılmadan hemen evvel “barış” gibi bir şey söyledikleri zannediliyor.

Bu da tarihin bir noktasında insanoğluyla temas ettiklerini fakat bu temasın kopmasının ardından derin bir karanlığa gömüldüklerini düşündürüyor.

Konuşabildikleri 30 kelimeye rağmen bilim heyetinin bir üyesiyle girdikleri tartışma ise izleyicileri tebessüm ettirdi. Büyük ataları hakkında olan bu “sohbette” atalarının insanlar tarafından katledildiği anlamına gelebilecek şeyler söylediler. Ardından daima mağdur edildiklerini ifadeye çalıştılar.

Evrenin “bu kadar az zekayla depresyona girebilen tek canlısı” olma başarısını göstermeleri de sunumda detaylarıyla anlatıldı.

Bilim dünyası “Türkiye Halkları Organizması” isimli yaratığın sırlarını çözdükçe sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Semih Ayna

1996'da doğdu.

Latest posts by Semih Ayna (see all)

You may also like