“Bilkent Üniversitesi 1984 yılında İhsan Doğramacı tarafından Ankara’da kurulmuştur, kurulduğu günden beri en iyi üç üniversite içinde bulunmuştur.” Fakat bu bilgileri her yerde bulmanız olağandır.

Bugün Bilkent Üniversitesini daha çok sosyal ortamı, kampüs yaşamı ve maddi olanakların yeterliliği olarak değerlendirmeye karar verdik.

Her şeyden önce bir okulda okuyabilmemiz için oraya gidebilmemiz lazım. Bu konuda Bilkent Yönetimi okulun kendi sağladığı ulaşım sistemini ne kadar yeterli görse de yeterli olmadığını belirtmek zorundayım. Okul’un şehir merkezine olan servisleri saat başı Tunus Caddesi(Kızılay)-Merkez ve Doğu kampüs olmak olarak devam ediyor. Bir de sabah saat 7-8 arası oturduğunuz bölgeye göre belirli duraklardan sizleri alıp akşam 5.30’da geri götürmek üzere çalışan “Semt Servisleri” mevcut. Üzerine bir de Çayyolu-Kızılay hattında Bilkent Üniversitesi’nin metro durağı var -ana nizamiyeye 4.500 metre uzak olduğu metro istasyonunda yazmakta- fakat düzenli bir şekilde şehirde kalan, özellikle uzakta oturan bir öğrenci için pek kolay bir sene geçmediği malum.

Tabi ki okulun bu konuda çözümleri de var, mesela eğer arabanız varsa senelik 150 Türk Lirası karşılığında sticker alarak rahatça okula girip çıkabiliyorsunuz. Yoksa mı? Yoksa aktarma dolu bir öğrencilik hayatı her zaman orada; ya da gelip kampüsün içinde yurtlarda kalabilirsiniz.

Tabi bu yurtların güzel olduğu kesin. Haftada bir defa KYK yurtlarının aksine odalar temizleniyor. Çoğu zaman kendinize ait banyo ve tuvaletiniz olmasa da kat arkadaşlarınız temiz olduğu sürece oraları da kullanmanız pek sıkıntı yaratmıyor. Gün içerisinde iki defa katlar ve lavabolar temizleniyor. Bilkent Üniversitesi Türkiye’de ODTÜ’den sonra en hızlı interneti kullanan ikinci kurum, tabi ki yurtlar da kampüsün içinde olması hasebiyle bu internetten faydalanıyor. Ayrıca başka bir lüks(!) özellik yurtlarda mutfak olması.

Tabi bu mutfakları da her zaman bıraktığınız veya umduğunuz gibi bulmak kolay olmuyor. Özellikle okulda okuyan yabancı uyruklu öğrencilerin temizlik anlayışı bu coğrafyanın insanıyla hiç uyuşmuyor. Genellikle yurtlarda Araplar, Pakistanlılar, Arnavutlar, İranlılar ve Azerbaycanlılar kaldığı için ayrı temizlik(!) anlayışları yurtlarda yemek yapmayı hayal durumuna getiriyor.

Ayrıca memur bir ailenin çocuğu kapsamlı burslu olmadığı sürece herhangi bir yurtta kalınması ekonomik yönden pek de mantıklı değil. Ortalama fiyatların aylık 800-900 TL olduğu yurtlar yerine bir evde tek başına kalmanız da mümkün. Tabi ki bu olumsuz özellikler karşısında tek bir olumlu yön diğerlerini gölgede bırakmaya yetiyor. Sabah 8.40 derslerine girebilmek için 8.15’te uyanmak çoğu zaman yeterli oluyor. Ayrıca fakültelerin hemen üst kısmında olan yurtlara eşya taşıyıp indirmeniz gayet kolay. Konumu dolayısıyla yurt diğer seçenekler karşısında daha avantajlı görünüyor. ayrıca Bilkent’te ders araları çok uzun olabiliyor, sabah 10.40’da biten bir dersin ardından diğer dersi 15.40’a kadar beklemek de hayli zor.Bilkent civarında da Emlak Bankası’nın konutları mevcut. Tabi fiyatları yurt fiyatlarından da yüksek.

Yurtlar hakkında daha detaylı bilgiye http://yurtlar.bilkent.edu.tr/tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Bilkentin içinde karın doyurmak en kolayı, alışılmışın dışında fakülte kantinleri olmasa da her fakültenin içinde ayrı bir kafe mevcut. Özellikle okulun içinde iki adet Starbucks olması okulu efsaneleştiren başka konulardan. Ayrıca devlet üniversiteleri ile yarışamasa da çoğu özel üniversiteye göre yemek fiyatları da gayet uygun. 5.50TL’ye 4 adet yemek yerken, her öğünde et türlerinde bir tanesi ve vejeteryan seçenekleri de mevcut. Ayrıca okulun içinde bir adet pideci ve 3-4 adet lokanta da bulunmakta. Kampüsün hemen dibindeki Bilkent Center adlı AVM’de bulunan zincir mekanlar da sipariş alıyorlar.

Kütüphane olarak da okul ayrı iddialı, ne kadar çalışma süreleri -tam gün değil- yetersiz olsa da fiziksel imkanlar olarak aradığınız eğer çok gizli bir belge değilse kolayca ulaşabilirsiniz. Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinde bir tanesi olduğu iddia edilen Bilkent Merkez Kütüphane, her üniversitedeki gibi ilişkilerin başlayıp bittiği ilginç bir ortam olduğu için ben şahsım adına uzak durmayı tercih ediyorum. Sesli ve Sessiz olarak ikiye ayrılan bölümler içinde sesli Ankamall AVM’yi aratmıyor.

Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi hakkında daha detaylı bilgiye https://library.bilkent.edu.tr/tr/ adresinden ulaşmanız mümkün.

Spor faaliyetleri olarak Bilkent Üniversitesi’ni eleştirebileceğim hiçbir konu yok neredeyse. Amerikan Futbolu takımı, devamlı düzenlenen spor turnuvaları, adını daha önce duymamış olduğunuz spor dalları konusunda okul gayet başarılı. Öğrencilerin ücretsiz kullandığı 3 ayrı spor salonu ve bir havuz spor yapmak isteyenleri doyurmaya yeterli. Ayrıca halısaha ücretsiz ve yer bulmak gayet kolay. Basketbol sahaları ve tenis kortları doğu kampüste olmakla beraber 2019-2020 Güz Döneminde yeni spor tesislerinin yapımı da başlamak üzere.

Siyasi durum olarak Bilkent öğrencileri ekseri olarak liberal, çoğunlukla sıkıntısız bir sene geçiyor. Sol-ayrılıkçı grupların varlığı kalmamış durumda, genel olarak provokasyonun ilerisine gidebilmişlikleri yok, ayrıca CHP gençlik örgütü altında sadece sağda solda dolaşan bir ekip de mevcut. Tabi ne yaptıklarını kendileri de bilmiyor. AKP gençlik kolları ise varlığını unutturmuş durumda. Ara sıra TGB öne çıkmaya çalışsa da en aktif teşkilat Ülkü Ocakları Bilkent Teşkilatında. Mevcut olarak 15-20 kişi arasında değişken teşkilatçı sayısına sahip olan Teşkilat, ortam olarak da gücü elinde tutan yegane siyasi/ideolojik oluşum.

Öğrencilerin arkadaş ortamları da kendi aralarında ilginç yönlerde değişkenlik gösteriyor. Genel olarak isteyenin istediğini kimseye rahatsızlık vermediği sürece yapabildiği bir okul Bilkent. Çok tartışma yaşanmayan, insanların birbirlerine daha nazik ve kibar davrandığı bir yapı ortada. Ayrıca daha çok kitle hareketlerine zıt arkadaş ilişkileri ön planda. 16.000 kişilik okulun konsey başkanının Ülkücü olması da bu durumu daha kolay özetliyor.

Öğrenci toplulukları da gayet aktif, başkanı olduğum Bilkent Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu 2018/19 senesinde en aktif etkinlik yapan topluluk. Ayrıca kurulduğundan beri ulaştığı en geniş kitleye sahip.

TÜDAT dışında başka topluluklar da var fakat pek de dişe değer bir etkinlik yaptıklarını bu sene duymadık, görmedik.

Dersler de ayrıca zorlayıcı, ortalama yüzde 90 devamsızlık isteyen derslere düzenli olarak çalışmak gerekiyor. Tabi bu zorlukların mezun olduktan sonra kolay iş bulabilmek gibi bir avantajı da var. Bilkent Mezunlar Derneği oldukça aktif, ayrıca METEKSAN ve Tepe Holding de okulun olduğu için kendi öğrencilerini çalıştırmayı tercih ediyor. Önceden verilen hazırlık eğitimi sayesinde yüksek lisansın önünü açan Bilkent, ayrıca dünya çapında tanınırlığı ile de ön planda.

Son olarak, sene içerisinde devam eden bir çok şenlik mevcut. Okula ilk hafta giriş konserinden bahar şenliğine kadar bir çok konser düzenleniyor.

Tabi ki hep aynı düzen konserlerin aksine bu sene Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Nevruz’u, bahar şenliği alanı olan Mayfest’te kutlayarak yaklaşık 3 bin kişinin katılımı ile yine okula renk kattı.

Bölüm tercih edenlerin açıkta kalıp okul tercih edenlerin hayatını devam ettirme şansını bulduğu ülkemizde tercihlerinizde dikkatli olmanız dileğiyle.

Ayrıca yazarımız Merih Karacakaya’nın Bilkent Doğu Kampüs yazısı için https://misakizafer.com/2019/07/23/ihsan-dogramaci-bilkent-universitesi-dogu-kampus-ve-hazirlik/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

zaferyemin

You may also like