Teknolojik Tekelleșmeye Karşı Özgür Yazılım ve Açık Kaynak

Gelişen teknoloji bizi programlama dilleri ile tanıştırdı. Makina dili ile uğraşılmasına gerek kalmadı. Para sağlayan araç bilgisayar donanımı olmaktan çıktı. Yazılımın finansal getirisi arttı. Firmalar daha fazla kâr etmek istediler, yazılımlarıyla ilgili kurallarını giderek sıkı tutmaya başladılar.

Bir zamanlar kaynak koduna ulaşabildiğimiz programlar, tamamen kapalı hale getirildi. Böylelikle bir defaya mahsus emek harcanarak yapılan ürün, defalarca satılabiliyor ve arkasında neler olup bittiğini kimseye söylemiyordu. Yazılımın gelişimi engellendiği gibi bilgi de tekelleştiriliyordu.

Oysa sanatsal yapılar ve bilimsel bulgular insanlığa aittir. Yazılımda entelektüel bir çalışmadır ve insanlığın malıdır. Elbette yazılımdan para kazanabilirsiniz ancak bilgiyi yalnızca kendinize saklamanız bencillliktir.

 

Özgü yazılım felsefesini oluşturan idealist düşünceler kapalı kaynak kodlara karşı ufak adımlarla ortaya çıktı. Günümüzde ise bu fikirler kapalı kaynağı destekleyenlere rahatsızlık verecek boyutlara ulaştı. Bütün bu adımların başlangıcı Richard Stallman’dı.

Stallman ilk defa yazılımların özgür olması gerektiğini ortaya koymuş ve bunu eyleme dökmüştür. 1984 yılında, Stallman; değiştirilebilen, kopyalanabilen ve dağıtılabilen bir işletim sistemi olarak GNU’yu geliştirmeye başladı. Linus Torvalds ise GNU projesi kapsamında Linux adını verdiği bir işletim sistemi çekirdeği yazdı ve artık GNU projesinin ismi GNU/Linux şeklinde kullanılmaya başlandı.

Değiştirilebilen, kopyalanabilen ve dağıtılabilen Özgür Yazılımın dört temel prensibi vardır.

– Yazılımı sınırsız kullanma özgürlüğü,
– Yazılımı kullanırken kaynak koda erişme özgürlüğü(Programın nasıl çalıştığını inceleme),
– Yazılımı kopyalayarak yeniden dağıtma özgürlüğü,
– Yazılımı iyileştirip tekrar dağıtma özgürlüğü(Böylece yazılım toplum yararına geliştirilmiş olur).

Özgür Yazılım bilginin gelişmesinin en efektif ve en hızlı yöntemidir. Özgür yazılım bir seçimdir, dayatmalar içermez. Felsefenin temelinde para değil toplum yararı ve özgürlük vardır.

Peki Açık Kaynak nedir? 1995’lere doğru Özgür Yazılım kavramı bir çok kurumsal firmayı ürkütmüştür. Bu bağlamda Özgür Yazılım felsefesine çok da bağlı kalmadan açık kaynak kavramı ortaya atılmıştır. Temelde Özgür Yazılım ve Açık Kaynak arasında çok büyük farklar yoktur, esas fark felsefi düşüncedir.

Stallman’a göre özgür yazılım bir sosyal sorun, açık kaynak yazılım faydası, yazılım geliştirme paradigmasıdır.
Açık Kaynak yazılımın faydaları ise;
– Yazılımın maliyetini düşürür,
– Kullanmış olduğunuz açık kaynak projesinde buglar(hatalar) hızlı bir şekilde kapanabilir çünkü koda bir tek siz değil bir çok kişi aynı anda erişebilmektedir.

Peki bu kodları özgürce yazıyoruz da patentimiz yok mu? Elbette var. Yazılım lisansı üreticisinin ve kullanıcısının yazılımın kullanımı ve dağıtımı ile ilgili haklarını belirten hukuki bir anlaşmadır. Özgür Yazılım lisanslarının en yaygın kullanılanı GPL(General Public License)dir. GPL ile lisanslanmış bir yazılımın kaynak kodunu kullanıcı geliştirebilir, istediği gibi kullanabilir ve yine GPL ile lisanslayıp dağıtabilir. Fakat kodun ilk halinde geliştiricisinin imzası bulunmaktadır. GPL, yazılımın ticari olmasını engellemez ancak GPL’e sahip bir çok yazılım ücretsizdir. Para işi değil, gönüllük ve özgürlük demiştik! GPL’in bir diğer hafifletilmiş versiyonu ise LGPLdir.(Lesser General Public License). Özgür olmayan kaynak kodla harmanlanmıştır. Genel ağırlıkta kütüphane olarak geliştirilen yazılımlarda kullanılmaktadır. Bir diğer Özgür Yazılım Lisansı ise BSD(Berkeley Software Distrubution). University of California tarafından çıkarılan bu lisans açık kaynak kodu destekler ancak copyleft zorunluluğu taşımaz. Lisansın tek şartı kaynak kodu değiştirildikten sonra University of California’ya ait olduğu belirtilen ve özgün kaynak koduyla birlikte gelen yazının dağıtılmasıdır.

Yazımı Stallman’ın her şeyi özetleyecek bir sözü ile sonlandırmak istiyorum.
“Parayı bu şekilde kazanabilirdim ve büyük olasılıkla kendimi çok eğlendirirdim kod yazarken. Ama kariyerimin sonunda geriye bakıp insanları ayırmak için duvarlar ördüğümü görürdüm ve hayatımı daha kötü bir dünya yaratmak için geçirdiğimi hissederdim.”

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.