Bu yazımızda edebiyat meraklılarının çok yakından tanıdığı bu iki yazar hakkında farklı birkaç söz edeceğiz.

Öncelikle şuna bir açıklık getirmek isterim ki ; Atsız ve Orwell hakkında yazıyor olmamda ki neden bu iki yazardan birisinin diğerinden daha büyük bir değer sayılmasının haksızlık olduğunu düşünüyor olmamdır.

Yazarlar hemen hemen aynı dönemlerde yaşamış olmakla birlikte farklı düşünce ve dünya görüşlerine sahiptirler. Atsız bey cumhuriyetin kuruluş dönemlerine denk gelen bir yazın hayatına sahipken Orwell ise yine aynı dönemde yaşamış ve İngiliz edebiyatına ürünler vermiştir.

Yazarlar hakkın da ki ansiklopedik bilgileri  sizlere hiç vermek ihtiyacı duymadan direk olarak yazımızın yazılış sebebine gelmek istiyorum.

Atsız beyin özel ilgilenen ve ideolojik yakınlık hissedenler haricinde hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. Bu düşünceme ideolojik veya içtimai bir yakınlık içerisinde sahip olmuş değilim. Aksine Atsız beyden çok farklı düşünce dünyasına sahip olmuş birçok edebiyatçımızın da yeterli ilgili gördüğünü düşünmüyorum.

Yazımızın konusuna dönecek olursak. Edebiyat severlerin çok severek okuduğu dört kitap bu yazının ana malzemeleri olacak. Orwell’in Hayvan Çiftliği ve 1984 isimli kitapları ile Atsız beyin Dalkavuklar Gecesi ve Z vitamini isimli kitapları.

Orwell bilindiği üzere dünya edebiyatında çok değerli ve değişmez bir yer edinmiş yazarların başında geliyor. Kitapları içerisinde yaşadığı dünyaya ve sahip olduğu ideolojik düşünceye edebi bir taşlama, roman şekline büründürülmüş bir itiraz mektupları, Atsız bey ise en az Orwell kadar yetenekli ve edebiyatçı ama onun kadar şanslı değil. Bu şanssızlık elbette bir tesadüf ürünü değil, tamamen amaçlı ve bilinçli oluşturulmuş bir geri planda bırakılma çalışmasıdır. Bunu söylüyorum çünkü Atsız beyi özel tavsiye ile okuttuğum sayısız insandan tamamı ortak bir dille ”ya biz bu yazarı nasıl ve neden tanımadık bu zamana kadar” dediler.

Sizlere dört kitaptan bahsedeceğimizi söylemiştik. Orwell’in iki kitabını söylediğimize göre geriye iki kitap kalıyor.o kitaplar ise Atsız beyin kitapları. Atsız bey cum hürriyetin kurucu ideolojisine destek veren, o ideolojiye cumhuriyetten önce de sahip olan bir yazar, düşünür ve şair. Atsız beyin hak ettiği ilgili Türk ve Dünya Edebiyatında görmediğini söylemiştik. İşte bu yazıda bunun nedenlerinin bence ve bana göresini sizlerle paylaşmak istiyorum. Atsız beyin bir yazardan daha çok bir düşünür ve hareket insanı olduğunu söylemek bu geri bırakılmışlığın nedenini tahsilde bizlere yardımcı olacaktır.

Atsız beyin Orwell’den daha geri planda kalması, ifadenin daha doğru anlamıyla kitaplarının daha geri planda kalmasının nedenlerinden birisi Orwell dünya dili İngilizce ile eser vermiş, Atsız bey ise Türkçe eserler vermiştir. Haliyle bu durum okuyucu kitlesinin Atsız beyin aleyhine olacak şekilde etkilemiştir.

Yine geri planda bırakılmışlığın bir diğer sebebi Orwell güneşi batmayan bir ülkeden okurlarına seslenmiş Atsız bey ise daha yeni yeni dirilmeyen çalışan bir ülkeden sesini duyurmaya çalışmıştır. Bunu söylememde ki amaç, ülkenin refah durumu, okuma yazma bilenlerin sayısal azlığı, sanat ve edebiyatla ilgilenen çevrelerin azlığı gibi birçok sosyoekonomik sebeplerin bir etken olmasıdır.

Benim düşüncemde sonuncu ve en etkin sebep (bence) ise Orwell’ın bir sosyalist Atsız beyin ise bir Turancı oluşudur. Nitekim Atsız bey Turancı oluşu yüzünden birçok olumsuz etkilerini Türk yazın hayatında da yaşamıştır. Örneğin Ruh Adam kitabı Türk Edebiyatının ilk postmodern romanı olmasına karşın bu ifade başka bir kitaba adfedilmiştir. Bunun bir diğer ifade tarzı ise; Türkiye’de ve dünyada edebiyat ve sanat çevreleri sosyalist bir hegemonya içerisinde olduğu için Atsız bey gerekli değeri görememiştir.

Son bir söz söylemek gerekirse; Orwell küçük değilir, ATSIZ en az onun kadar büyüktür.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Şahin Altıntaş