Ülkemizde yaşanan son olayların ve siyasi gündemlerin ışığında; bu günümüze ışık tutar nitelikte, her okuyan kişide farklı bir “hisse” çıkaracağını düşündüğüm, Ömer Lütfi Mete  ağabeyimizin bir manifestosunu paylaşmak istiyorum sizlerle.

EN HAİN MANİFESTO

“Akıllı düşman, aptal dosttan yeğdir” sözünü, içerdiği tehlikeli genellemeye rağmen ciddiye alırım. Özellikle de bu sözün çağrıştırdığı en acıklı benzetmelerden birini öpüp başıma koyarım: Akıllı hain, aptal milliyetçiden yeğdir!

Diyeceksiniz ki o kadar da değil; hadi akıllı düşmanı aptal dosta tercih edelim ama hain kişi hiçbir zaman aptal milliyetçiden yeğ olamaz!

İzninizle hemen kanıtlayayım ki olur: Bir milliyetçi ancak aptalın aptalı ise hainliği ayağa düşürür! Hainlik ayağa düşünce de basitleşir, basitleştikçe de meşrulaşır, en azından doğallaşır. Hainliğin doğal bir davranış haline gelmesi ise en çok aptal olmayan milliyetçinin yüreğini yakmalıdır.

Onun içindir ki aptal milliyetçilerin en aptalı, ağzından tükürük savurur gibi sorumsuzca ve iğrenç şekilde ‘hain’ damgası üretir ve olur olmaz zamanda önüne geleni ihanetle ve işbirlikçilikle suçlar!

Böyle bir milliyetçi, eğer maskeli bir hakiki hain, su katılmamış bir dahili veya harici casus değilse, o zaman, başka bir ihtimal yok; milliyetçilerin en geri zekâlısıdır! Bu öylesine korkunç bir aptallıktır ki, toplumda sahiden bolca hain bulunsa bile akıllı bir milliyetçi bunu yaymaya çalışarak insanların böyle bir zanna kapılmasını kolaylaştırmaz.

Bir milliyetçi de kuş kadar beyin varsa, kendi camiasında bolca hain bulunduğu izlenimi vermekten sadece utanmakla kalmaz, bunun hesabını da kendi kendisinden sorar: Ben hem buranın sadakat timsaliyim, hem de camiaya sayısız hainin doluştuğunu söylüyorum, ahmak mıyım, neyim yahu? Bana sormazlar mı, ‘Madem onca hain var, sen ne güne duruyordun da camiaya sızdılar?’ diye…

Üstelik bir tekinin bile ihanetini belgeleyebilmiş değilim… Hasılı zerre kadar zekavet ve haysiyet sahibi olan her milliyetçi, kendi camiasındaki hainlik iddiaları karşısında önce kendi kendisini hesaba çeker! ‘Ben sadığım ama filancalar hain’ şeklinde zan ve söylem ancak milliyetçilerin en ahmaklarına yakışır. Eğer camiada yoğun bir sızma varsa akıllı milliyetçi bunun bilincinde olur, mücadelesini geliştirir… Fakat onun hiç yapamayacağı şey bunu yaymaktır.

Ötede beride şunun bunun casus veya hain olduğunu söyleyerek kendi insanının kalbini bozan, fitneyi dallandıran milliyetçi kadar azılı millet düşmanı yoktur. Bir topluluk içinde yusyuvarlak ve kahpece ifadelerle, ‘Burada birtakım hainler var’ derseniz, herkesi zan altında bırakır, kendi has tarlanıza fitne tohumu ekersiniz. Ayrıca bu yol, içeriden başkalarının da size hain damgası vurmasını meşrulaştırır!

Önüne geleni hain ilan edebilen geri zekâlı milliyetçi, aslında ‘benim camiam bir alçak sürüsüdür’ demiş olur. Ne hazindir ki, günümüzün birçok milliyetçisi, hakiki vatan hainlerine sadece ‘kahrol düşman, ay ne kadar da zalimsin’ demekle yetinmekte, buna karşılık çeşitli kademelerde başkanlık ve hatta milletvekilliği yapmış ülküdaşlarına sözlü ve fiili saldırıda bulunabilmektedir.

Tarih boyunca kaydedilmiş ve kaydedilebilecek en aptal ve en alçak milliyetçi, ‘Ben milliyetçiyim’ diyen herhangi bir kişiyi somut mesnet olmadan hain ve işbirlikçi diye itham edendir.

Aklın ve namusun emri şudur: Eğer milliyetçiler içinde hakiki bir hain aranacaksa, o da kendi insanına hain diyebilmekten sırtlanca bir zevk duyan kişidir. Hainin en aşağılık olanı, ha bire hain üretendir. Hainin en kuduzu, kendisini eleştirenleri hain ilan eden ve ettirendir. Hainin en katıksızı, suçladığı kişiler arasında gerçekten hainler bulunsa bile, bunu ulu orta dillendirerek kendi camiasını kahpe sürüsü gibi gösterendir.          25.11.2006

Rahmet olsun…

 

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.