çatlak ruhumdan şiir sızamadığında
oklar ıslıklarını çalar en matemlisinden
temren ellerinde baldıran zehri taşır
karışır toprağa vefatından memnun ifadesiyle
nabzım kırk kilometre hızla atar kıkırdağımda
burnumdan damla damla nar parçaları gelir
annemin beyaz nevresimlerinin kanına girerim
sendelerim ellerimi sarar lanetli ayrılıkların cezası
bir sevdalı haldir bu infazını taşır göğsün üstünde
imanımı tazeler sina dağı kutsallığında gözlerin
seksenler kadar perde arkası utançlarda
yanağımın damarlarında pembe karıncalarla
naftalin kokulu yeminler ederim zeytine
sen kekeme bakışlarımdan fırsat bul başını koy yine
en yorgun hislerimde bile dizelerimi titretmedim
ciğerlerimi buhranlı havalarla dağladılar
nefesimi tutup içimde senden eksiltmedim
ben yeniden giyeceğim japon kiraz çiçeklerini
eli boş gidip dolu döneceğim mezar ziyaretlerinden
gözlerimle dirilteceğim öldürdüğün ceylanları
sen ellerimi sula çok soğuklar üfledi israfil
ellerim sahranın en kırık toprağı bu havalarda
parlak alnından izliyorum cennetin seyrini
mahvetti bu serap ve babamın suskun akşamları bizi