24 Nisan 2020 günü bazı sözde iddiaların yine propagandasını yapan oluşumların haberlerini şaşkınlıkla okurken, kendim düşünmeden edemedim. Nasıl utanmadan savunuyorlardı böyle şeyleri? Hiç mi utanmıyorlardı bu yalanları söylerken? Sözde bu iddiaları yapan zihniyetin Hocalı’da yada yurt dışında siyasetle denge sağlamaya gitmiş diplomatlarımızı nasıl katlettiklerini bilmiyorlar mıydı acaba? Umarım bilmiyorlardır dedim. Umarım hiçbir şeyden haberleri yoktur. Eğer durum böyleyse hiçbir şeyden haberleri yoksa, bizlerin bu durumu onlara anlatması gerek. Eğer haberleri olduğu halde amaçları hainlik ise o zaman daha fazla anlatmamız gerek bunları, onların seslerini susturmak için.
Bu düşüncede karar kıldıktan sonra sizlere ASALA terör örgütünün yurt dışındaki katlettiği diplomatlarımızı anlatmak istedim. Şu an okumakta bulunduğum Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümünde okumam da bu yazıyı yazmakta üstüme ayrı bir yük yükledi. Belki de şehit düşen diplomatlarımızın edindiği mevkilere ilerde ben sahip olacağım. Bunun için de bu yazıyı yazmak bana ayrı bir gurur ve onur katıyor.
ASALA terör örgütü 1975 yılındaki Lübnan İç Savaşı esnasında Filistin Halk Kurtuluş Örgütü’nün destekleri ile birlikte aşırı sol bir örgüt olarak Agop Agopyan tarafından kurulmuştur. Terör örgütünün temel amacı büyük Ermenistan’ı kurmak ve sözde soykırım iddialarını Türkiye Cumhuriyeti’ne yöntemi ne olursa olsun kabul ettirmektir. Bu yöntem olarak terörizmi kendine yöntem olarak seçmiş olan örgüt, militan eğitimi esnasında Yunanistan İstihbarat Servisi ve Suriye İstihbarat Servisi’nden çok büyük yardım almıştır. ASALA terör örgütü 1975 yılında Dünya Kiliseler Konseyi’nin Beyrut bürosuna yaptığı eylemle adını dünya kamuoyuna duyurmuştur.
Ermeni terör örgütlerinin katlettiği ilk diplomatlarımız ise Amerika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles Büyük Elçiliği’nde görev yapan Başkonsolos Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir’dir. Amerikan asıllı bir Ermeni olan 78 yaşındaki suikastçı Gürgen Yanıkyan tarafından katledilmişlerdir. Suikastçı kendisini İran asıllı olarak tanımıştır. Elinde Osmanlı mirası tarihi eserler olduğunu söylemiş ve bunları Türkiye’ye hediye etmek istediğini konsoloslara iletilmesini istemiştir. Bu durum karşısında bunu büyük bir hoşgörüyle karşılayan diplomatlarımız suikastçının görüşme talebini kabul etmişlerdir. Diplomatlarımız ile Biltmore Otelinde buluşan suikastçı burada diplomatlarımız Mehmet Baydar ve Bahadır Demir’i şehit etmiştir.
Gurbet ellerinde vatanına hizmet ederken, yine vatanına hizmet için gittikleri yerde vatanı için şehit olan bu iki diplomatımızın hayat hikayelerinden size bahsetmeyi bir borç olarak görüyorum.
Bahadır Demir 9 Mart 1942 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Bahadır Demir, öğrenimine Robert Kolejinde devam etti ve bu kurumdan başarı ile mezun oldu. Sonrasında 1966 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdi. Sonrasında kamu sınavlarına giren Bahadır Demir bu sınavları kazandı ve Dışişleri Bakanlığında Aday Meslek Memurluğuna atandı. Bu görevinde esnasında başarılarından dolayı Üçüncü Katipliğe terfi etti. 1967’de vatani görevini tamamlamak için askere gitti. Askerden döndükten sonra merkez görevini tamamlayıp, Los Angeles Büyük Elçiliği’ne gönderildi. Buradaki görevi esnasında şehir düşen Bahadır Demir, şehit edildiği zaman daha 20 aylık evliydi ve eşi hamileydi.
Mehmet Baydar 1924 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Mehmet Baydar, eğitime Robert Kolejinde devam etti. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Mehmet Baydar, sonrasında da Paris Üniversitesi Institut d’Etudes Politiques bölümünden mezun oldu. Meslek memurluk sınavını kazandıktan sonra Dışişleri Bakanlığında görevine başladı. 7 Eylül 1950’de Üçüncü Katip görevine başladı. Sonrasında vatanini tamamlamak için askere gitti ve askerliğini yedek subay olarak tamamladı. 1956 yılında Elçilik Başkatibi oldu.
Aynı yıl içerisinde Dışişleri Bakanlığı NATO Dairesi Genel Müdürlüğünde Şube Müdürü oldu. 1960 yılında Washington Büyükelçiliği’ne Başkatip olarak atandı. 1962 yılında Orta Elçilik Müsteşarlığı’na terfi etti. 1966’da merkezde İkinci Daire Genel Müdürlüğü’nde Şube Müdürü, Daire Reis Muavini oldu. Aynı yıl Merkez Antlaşma Teşkilatında (CENTO) Orta Elçilik Müsteşarlığına atandı. Sonrasında ise 22 yıllık bir diplomat olarak Los Angeles Büyük Elçiliği’ne Başkonsolos olarak atandı ve buradaki görevi esnasında şehit edildi. Şehir edildiğinde evli ve iki çocuk babasıydı.
Mehmet Baydar’ı ve Bahadır Demir’i şehit düşüren Yanıkyan, müebbet cezasına çarptırılmıştır fakat yaklaşık 12 yıl sonra 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakılmıştır. Serbest bırakılmasından iki ay sonra kendi eceli ile ölmüştür. Ermeni terörü tarafından ilk defa şehit edilen diplomatlarımız Mehmet Baydar ve Bahadır Demir’in kabirleri ise aynı iş hayatları gibi Zincirlikuyu Mezarlığında yan yana yatmaktadır.
ASALA ve JCAG terör örgütlerinin yaptığı eylemlerde 58’i Türk vatandaşı olmakla beraber 78 insan hayatını kaybetmiştir. Şehit olan diplomalarımızı tek bir yazıda yazmak yerine her sayımda teker teker biyografileriyle yazacağım. Hepsinin nasıl bir eğitimden geçtiğini ve nasıl bir vatan aşkıyla iş yaptıklarını öğrenmek Türk gençliğinin onlara olan borçlarından bir tanesidir. Bu borcun ödenmesini sağlamak benim ve Mısak-ı Zafer ailesi için büyük bir onurdur.
Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit
Mehmet Emin Yurdakul
Abdullah Barış Yılmaz
Latest posts by Abdullah Barış Yılmaz (see all)
- Türk Milliyetçiliği ve İşci Hareketi - 10 Mayıs 2021
- The Life of Hasan Şimşek - 12 Aralık 2020
- The Exile of the Karachay-Balkar Turks - 7 Kasım 2020
- Karaçay-Balkar Türkleri Sürgünü - 2 Kasım 2020
- Kırım’ın Günümüzdeki İdari Yapısı - 5 Eylül 2020
You may also like
1 thought on “Asala’nın Şehit Ettiği Diplomatlar-1”
Comments are closed.
Eline sağlık. Böyle yazıları bu günlerde mumla arıyoruz, devamını bekliyoruz.