Tarih boyunca dillerini yaşatabilen milletler dünya üzerinde varlıklarını uzunca yıllar sürdürebilmişlerdir. Daha sonra yok olma veyahut özünü kaybetme tehlikesi yaşayan diller milletlerini de yok etmişlerdir. Millet olmanın ilk vasfı bir dile sahip olmaktır. Dillerin görevi, öncelikle insanlar arasında iletişimi sağlamak, bu iletişim vasıtasıyla duygu ve düşünce birliğini oluşturmak ve devam ettirmektir. Belki de dilimizin tarihinde en çok bugünlerde özünü zarara uğratan nesil bizleriz. Bu konuda eleştiri yapanlar da dahil olmak üzere, kültürel bozukluk ile öz dilimizi zaman zaman unutarak yeni türettiğimiz veya farklı milletlerden aldığımız kelimelere hayatımızda yer veriyoruz. Dilin önemini yazan birçok makale, yazı ve şiir bulabiliriz. Ama çok hoşuma giden bir şiir var ki onu sizlerle paylaşmak istedim. Bu şiirin bende olan anısı da gariptir.
Üniversite yıllarımda fakültemiz şehidi olan Ertuğrul Dursun ÖNKUZU ağabeyi anma gecesi için çalışmalara başlamıştık. Arkadaşlarım ile farklı fikirler üzerine konuşurken, Dursun ağabeyin dönem arkadaşlarına ulaşma kararı aldık. Belli başlı çalışmalardan sonra yaklaşık 30 kişilik bir listeye ulaştık. Ulaşabildiklerimizi tek tek ziyaret edip, sohbet ederek hem eskileri yad ediyorduk hem de program davetiyesini kendilerine sunuyorduk. Şehidimizin dönem arkadaşlarının birçoğunu dinledik, verdikleri mücadeleden dolayı hepsinden Allah razı olsun. Dönem arkadaşlarından birini dinlerken, muhabbet çay eşliğinde uzunca sürdü. Daha sonra bir şiirden konuşmaya başladık. ‘’Arıyorum’’ şiiri idi bu. Bende birçoğunuz gibi başlığı ile şiiri hatırlayamasam da birkaç mısra okuyunca hemen hatırlar oldum. Bu şiir milli eğitim bakanlığının kitaplarında yayınlandığını anımsadım. Birçok yerde karşıma çıkmış olan bu şiirin yazarı karşımda oturuyordu. Şehidimiz için düzenleyeceğimiz anma gecesi bu şiirin sahibinin aslında çok yakınımız da olduğunu ama haberimizin olmadığı bana fark ettirdi. Bu olaya vesile olan şehit Ertuğrul Dursun ÖNKUZU ağabeyimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Sevgili Yusuf YANÇ beye de bu vesile ile saygılarımı sunuyorum.
”
ARIYORUM
Karamanoğlu Mehmet Bey’ i arıyorum.
Göreniniz bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı.;
“Bu günden sonra, divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste,
meydanda Türkçe’ den başka dil konuşulmaya.” diye,
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü şehiri,
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucun spiker,
Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun discjokey,
Hanım ağanın, firstlady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun, damping olduğuna kananınız var mı?
İlan tahtasının billboard, sayı tabelasının, skorboard,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklârasyon,
Merakın uğraşın, hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome,
Çıkışında, goodbye okuyanınız var mı?
Korumanın muhafızın, body guard,
Sanat ve meslek pirlerinin, duayen,
İtibarın saygınlığın, prestij olduğunu bileniniz var mı?
Sekinin alanın, platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin, nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?
İş hanımızı plaza , bedestenimizi galeria,
Sergi yerlerimizi, center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast food,
Yemek çeşitlerimizin menü,
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?
İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini, flora diye koklayanınız var mı ?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa, sponsorluk diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezintisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını, air bag,
Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı, okey diye konuşanınız var mı ?
Çarpıcı önemli haberler, flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları, star diye seyredeniniz var mı?
Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe show levhasının altında,
Acının da acısı, kahve içeniniz var mı ?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün el diline özendiğine, içiniz yananınız var mı ?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi, ata sözlerimizi unuttuk ,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı…
Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı ?
Yusuf YANÇ ”
Hasan Süha Doğan
Latest posts by Hasan Süha Doğan (see all)
- Arıyorum Şiiri - 14 Mayıs 2020
- Ege’de Şımarık Bir Çocuk! - 21 Nisan 2020
- Salgın Geçer, Bozuk Psikoloji Miras Kalır! - 31 Mart 2020
- Vatan Yalnız Vatan - 24 Mart 2020
- Dünya Mutfakları! - 2 Şubat 2020