Vatanımız ve tüm dünya adına geçirdiğimiz bu zor dönemde işlerinin başında yılmadan ve yıkılmadan çalışan başta sağlık görevlileri ve diğer tüm emekçilere teşekkürü borç bilirim. Tarihe isimleri altın harflerle kazınacağı ve her zaman minnet duyacağımıza eminim.
Yaşadığımız bu dönem içerisinde bilgiye ulaşmak çok kolay lakin doğru bilgi edinmek imkansıza doğru gidiyor.
“Şu anda bunların üzerine yine bir kademe daha ekleyerek; alaycı ve günümüzdeki yabancı yaygın terimle “trolcü” büyüyen çocuklar, gençlik döneminde yaşının bilinci ve sorumluluğuna hakim olamayarak içi boş dışı bukalemun bir genç kuşağı temsil edecektir.”
|Türk Gençliği Nerede? |6 Haziran 2019 https://misakizafer.com/2019/06/06/turk-gencligi-nerede-mzhsd/
Geçmiş yazımdan alıntıladığım bu paragrafın üzerine bugün şunları da eklemek istiyorum. Sosyal medyanın asılsız haberler ve iğrenç çukuruna düşmüş yaşlılarımızı da bu dönemde kaybediyor olduğumuzu düşünüyorum. Bu kayıp yine bizim gençlerimiz üzerinde kötü rol model olarak maalesef etkisi altına alıyor.
Kullandığım ve zaman zaman kullanmak istemeyerek kapatıp geri açtığım twitter ve ınstagram hesaplarımı, evin içerisinde uzunca bir zaman geçirdiğimiz bu günlerde daha aktif ve yoğun bir şekilde inceleme fırsatı buldum. Bu incelemeler sonucunda gördüğüm ana başlıkları sizinle paylaşmak isterim.
1.) Etkileşim hastalığı
2.) Öz güven patlaması
3.) Eziklik psikolojisi
4.) Ukalalık
5.) Yalan haber
6.) Algı yönetimi
7.) Linç kampanyaları
8.) Gündem tecrübesizlikleri
gibi sayacağım daha onlarca başlıkla negatif yanlarını daha iyi fark ettim. Bunların yanı sıra pozitif başlıklarımız da çok fazla. Fakat biliyoruz ki bir yanlış bütün bir doğruyu aşağı çeker.
Peki bu konular neden bu kadar önemli?
Sosyal medyanın hayatımıza etkisini tartışmasız bir şekilde hepimiz iyi biliyoruz. Kişinin karakterini değiştirebilecek ve yaşam tarzını ölene kadar etkisi altına alarak farklı sonuçlar doğurabilecek bir güçten bahsediyoruz.
Bu yazıyı yazma amacım Kovid -19 salgınıyla ülkemizin zor günler geçirmesi ve birçok kişinin üzerinde psikolojik bir etkisini görmem sebep olmuştur. Kovid-19’un ne olduğu ve bunun bilimsel açıklamaları sitemizde ilgi alanında olan arkadaşlar yazmıştır. Benim değinmek istediğim ise bu salgının sosyal medya ile buluşması ve psikolojimizi nasıl alt üst ettiğidir.
Maalesef her olayda olduğu gibi gündemimizi tutan bu salgınla alakalı da sosyal medyada bin türlü ses kaydı, video, bilgilendirme! metni gibi bizlerin devamlı neye inanacağımızı şaşırtan mesajlar kol geziyor. Bu mesajları kimi daha çok etkileşim almak, kimisi ise sevmediği bir mecrayı kötülemek amacıyla paylaşılıyor olması epeyce can sıkıcı. Bu bağlantılar gerçek anlamda doğru bilginin ve bilgilendirmenin yanında daha yüksek istatistiklerle yer alıyor. Asıl bizlere bu bilgileri, fütursuzca ve – başlığı ne kadar ilgi çekici olursa o kadar iyi – mantığı ile yansıtan büyük gazete ve basın kuruluşlarının bu ‘’Meksika Dalgası’’ gibi yayılan mesajları bizlere resmi bir şekilde iletmeleri diyebiliriz.
Twitter gibi yoğun kullanıcısı olan ve gündem oluşturan bir mecrada bu iletiler kalıyor mu dersiniz. Tabi ki hayır.
Bildiğiniz üzere WhatsApp gruplarından bir furya başladı. İşte bu furyayı başlatan asıl sebep kontrolsüz ve bilinçsiz sosyal medya kullanıcıları. Örnek Twitter’da gördüğümüz ve yok artık! diye bir tepki verdiğimiz iletiyi hemen iki tık ile WhatsApp’a taşıyoruz. Öyle bir güce sahibiz ki Afrika Kıtası’nda çekilen bir görüntüyü, başlığını ve sesini değiştirerek Asya Kıtası’nda cereyan etmiş gibi paylaşıyoruz. Bu ileti milyonlarca insana saniyeler içerisinde yayılıyor. Ve başlıyoruz yorum ve eleştiri yapmaya. Gel gelelim bu iletileri görüp insanın psikolojisinin düzgün kalabilmesi olacak gibi değil. Belli yalan ve algı haberleri gündem olunca teyit edilip düzeltilmeye gidiliyor. Lakin gördüğüm aslı açıklanan ve doğruluğu kabul edilen bir ileti kendisinden önce yalan olan iletilen daha fazla etkileşim almıyor.
Zor bir dönemden geçiyoruz ve inanıyoruz ki bu salgında geçmişte ki diğer tüm can alan salgılar gibi gelip geçecek. Kayıplarımız olacak üzüleceğiz, iyileşmelerimiz olacak sevineceğiz. Lakin dikkat edelim bu dönemde geçmeyecek ve ağır hasar bırakacak en büyük durum psikolojimiz olacak. Ve kötü günleri atlattığımızda, bizlere kötü bir psikoloji miras bırakan bu gibi durumları kimse göz ardı etmemesi gerekir. İsteğim şudur ki ; kişiler bir ileti gördüğünde araştırmadan soruşturmadan ve resmi kurumlardan teyit gelmeden artık iki tık ile milleti bilgilendirme yapmamamız gerektiği. Ya gördüğümüz ile kalacağız ya gördüğümüzü araştırıp paylaşacağız. İlla ki yine yanıldıklarımızdan olacaktır. Bu yanılmaları ne kadar aza indirirsek o kadar insanların psikolojilerini serbest bırakmış olacağız. Bu yazının içerisine birçok bu durumlardan örnek vermek isterdim fakat gördüğüm o durumlardan bile yeterince sağlam kaynaklar açıklamadığı için yer vermedim. Sizler gördüğünüz ve paylaştığınız iletilerin yalan ve yanlış olduğunu öğrendiğiniz zaman hiçbir tepki vermeden üzerine daha çok ileti atarak kapatmaya çalışanlardan olmayın.
Unutmayın bir gün milyonlarca kişinin elinde gezen ve izlenen yanlış bir videonun baş karakteri siz olabilirsiniz.
Bu günlerin hem beden sağlığı hem zihin sağlığı açısından bir an önce geçmesi ve sağlıklı kalmanız adına;
Sağlıcakla Kalın.
MZHSD
Hasan Süha DOĞAN
Hasan Süha Doğan
Latest posts by Hasan Süha Doğan (see all)
- Arıyorum Şiiri - 14 Mayıs 2020
- Ege’de Şımarık Bir Çocuk! - 21 Nisan 2020
- Salgın Geçer, Bozuk Psikoloji Miras Kalır! - 31 Mart 2020
- Vatan Yalnız Vatan - 24 Mart 2020
- Dünya Mutfakları! - 2 Şubat 2020