Yazımın başlığı sizleri ürkütmesin, insanlarla ve insanlıkla alakalı bir şeyler anlatmayacağım size. Okumaya devam edeceğiniz yazıyı düşünüp, kurgularken aklımdan bir sürü başlık geçti fakat en sonunda başlığın “NANKÖRLÜK İNSANA MAHSUSTUR” olmasına karar verdim. Bu konuda ne düşünüyorsunuz bilemiyorum ama ben birkaç ısırılma ve gagalanma olayı dışında hayvanlardan bir nankörlük görmedim.
Hayvanlar nankör değildir, nankörlük insana mahsus bir özelliktir. Hayvanlar, genetik özellikleri ve çevre şartlarının etkileriyle verdiğiniz yem, barınak, su, sevgi ve refah seviyesinin karşılığını size et, süt, yumurta, yapağı, tiftik, buzağı, kuzu vs. olarak en iyi şekilde verir.
Peki nedir bu refah?
Refah; Arapçadan dilimize geçmiş ve insanlarda bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı olma; yeme, içme, giyim ve barınma ihtiyaçlarının üst düzeyde karşılandığı bireylerin sürdürdüğü hayat için kullanılan bir ifadedir.
Hayvan refahını doğru bir şekilde tanımlamak için hayvanın bir canlı olarak insan tarafından kendine sunulan iyileştirmeye yönelik bazı uygulamalardan ziyade kendi karakteristik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bir hayvanın refah durumu o hayvana sunulan bazı hizmetlerin sonucunda iyileşebilir. Yani refahta devamlılık önemlidir.
Hayvan refahını etkileyen durumları; hastalıklar, yaralanmalar, açlık, uyarılar, sosyal ilişkiler, barınma şartları, veteriner hekim müdahaleleri olarak sıralayabiliriz.
Peki hayvan barınaklarının refah üzerine etkileri nelerdir?
Barınaklar, hayvanların barındığı ve hayvanları olumsuz çevre koşullarından koruyan kapalı veya yarı kapalı yerlerdir. Hayvanlar barınak dışında tutuluyorsa kesin olarak soğuk, yağmur, rüzgar ve güneşin olumsuz etkilerinden korunmalıdır.
Barınak içi faktörler; sıcaklık, hava kalitesi, aydınlatma, yerleşim sıklığı, zemin yapısı ve altlık olarak sıralanabilir.
Sıcaklık; Barınak içerisindeki sıcaklığın hayvan türü, yaşı ve yetiştirme şekline göre optimal aralıkta sağlanması hayvan refahı bakımından önemlidir. Optimal aralığın dışındaki sıcaklıklarda (soğuk veya sıcak farketmeksizin) hayvanların verim seviyesi olumsuz etkilenecektir. Örnek olarak sığırlarda sıcaklık konfor aralığı 10-15 °C olmasına rağmen besleme koşullarının iyileştirilmesi ile -5 °C ile +25 °C arasında değişmektedir.
Hava kalitesi; Barınak içinde uygun havalandırma ve nem oranı sağlanması verim ve refah üzerine olumlu etkilidir. Eğer barınak içerisinde amonyak gazı birikimini önlenmezse, hayvanlarda amonyak zehirlenmesi görülebilir. Ayrıca havalandırmanın yetersiz olması durumunda barınakta karbondioksit birikimi de görülecektir. Konfor sıcaklığının üzerindeki hava şartlarında hayvanların sıcaklık stresine girmemeleri için barınak içerisine vantilatörler ve su püskürtücüler eklenebilir.
Aydınlatma; Barınak içi aydınlatma hayvanların yem, su gibi temel ihtiyaçlarını görmeleri ve bakıcıların hayvanları kolayca kontrol edebilmeleri açısından önemlidir. Aydınlatmada kullanılan ışığın şiddeti ve günlük aydınlatma süresi hayvanların türü ve yaşına göre ayarlanmalıdır. Aydınlatmanın şiddetli olması strese, kanibalizme (tavukların birbirlerini gagalayarak yaralaması/öldürmesi) gibi durumlara ve dolayısıyla hayvan refahının düşmesine neden olmaktadır.
Yerleşim sıklığı; Yerleşim sıklığı modern hayvan yetiştiriciliğinde refahın düşüşüne neden olan en önemli faktördür. Barınak içerisinde hayvan başına ayrılan alanın az olması hayvanlarda saldırganlık davranışına ve dinlenme süresinin azalmasına neden olmaktadır. Yatan hayvanlara karşı saldırganlık davranışı daha fazladır. Hayvanların kendilerine ayrılan grup bölmelerinde rahatça hareket etmeleri hayvan refahını arttıran faktörlerdendir. Hayvan başına yemlik uzunluğunun azalması, saldırganlık davranışının artmasına ve hiyerarşik olarak alt kademede olan hayvanların daha az yem tüketmesine neden olmaktadır. Geleneksel yetiştiricilikte 500 kg’a ulaşması beklenen hayvanlar için en az 3 metrekare ve 800 kg’a ulaşması beklenen hayvanlar için 500 kg ağırlığın üzerine her 100 kg için 0.5 metrekare olarak hesaplanmaktadır.
Zemin yapısı ve altlık; Barınaklarda zemin engebeli ve pürüzlü olmamalı, kolay temizlenip dezenfekte edilebilmelidir. Zemin üzerine altlık serilmesi ve bu altlığın kalınlığı mevsime göre ayarlanmalıdır. Altlık malzemesi hayvanlara zarar verecek veya hayvanların yiyebileceği malzemelerden oluşmamalıdır. Sap altlık kullanılan barınaklarda sığırların daha fazla yatma davranışı gösterdikleri ve bu davranışı rahat bir şekilde gerçekleştirdikleri gözlemlenmiştir. Altlıkların nem çekme özelliklerinin iyi olması ve toz oluşmasına neden olmamaları gereklidir. Altlık ve zemin yapısı iyi olan barınaklarda, sığır yetiştiriciliğinde verim problemlerine neden olan ve hayvanların refahını olumsuz etkileyen tırnak ve ayak problemleri daha az görülür.
Bütün bu etkenler göz önüne alındığında nankörlüğün sadece insanlara mahsus bir özellik olduğu konusunda benimle hemfikir olmanızı arzu ediyorum. Çiftlik hayvanları onlara sunduğunuz imkanlara asla nankörlük yapmazlar. Siz onlara ne sunarsanız onlar da sunduğunuz olanaklara göre verim gösterirler. Hayvanlarınızın verim seviyeleri düşük değil, sadece daha fazla konfor istiyorlar. Size daha fazla et, süt, yumurta, yapağı, tiftik, buzağı, kuzu, oğlak vs. vermek için sizden biraz daha konfor alanı istiyorlar..
Verdikleri nimetler karşılığında bunu onlardan esirgemeyin…
Zafere Doğru
Latest posts by Zafere Doğru (see all)
- Kadınlar Seçme ve Seçilme Hakkını Nasıl Kazandı? (Afet İnan) - 24 Şubat 2021
- Ağız Sütü veya Kolostrum - 10 Şubat 2021
- Bir Sosyalistin Gözünden Tiflis’te Ermenilerin Mezalimi - 29 Ocak 2021
- 2021 Yılında Misak-ı Zafer - 1 Ocak 2021
- “Türklerin Babası” (Soyadı Kanunu) - 17 Aralık 2020