Aşağıdaki iktibas Sabah gazetesinin 20 Haziran 1994 tarihli nüshasında yayınlanmıştır. Hulusi Turgut’un Alparslan Türkeş’in hayatı üzerine yine Türkeş’le gerçekleştirdiği ve “Fırtınalı Yıllar” ismi verilen röportaj serisinin içinde neşredilmiştir. Söz konusu röportaj serisi sonradan kitap halinde de basılmıştır.
Türkeş 1944’te Irkçılık-Turancılık davasından tutuklanmış, kötü hücre koşullarına adapte olmaya çalışmaktadır.
Röportajın ilgili kısmı aşağıya alınmıştır:
“…Hücre yaşantısının böylesine sürüp gittiği bir gün havalanmak için avluya çıktığımda, bir başka hücre komşumla karşılaştım. Uzun boylu, yağızca, yuvarlak başlı bir sivil adam. Kendisiyle konuştuk, ahbaplık ettik. Bu süre içerisinde ikimizin odasını da temizliyorlardı. Süpürge işlemi bitmiş, bizleri tekrar hücrelerimize tıktılar.
O sivil kişiyle ayaküstü muhabbetim yarım kalmıştı. Selamlaşıp, hal hatır sorduk ama, ikimiz de kimliklerimizi açıklama fırsatı bulamadık. Ben asker, o sivil. Ama bir süre sonra bu fırsatı yakaladık. Tekrar avluya çıktık, karşılaştığımızda konuştuk. İşte o sivil kişiyle aramızda şöyle bir diyalog geçmişti:
Türkeş: Selamlar, geçmiş olsun.
Sivil: Size de geçmiş olsun. Ne kadar zamandır buradasınız?
Türkeş: Beş ayı geçiyor. Ne suçla buradasınız?
Sivil: (gülümsüyor) “Sınıf” adıyla, kırmızı renkli kapağı olan bir şiir kitabı bastırdım. Ondan dolayı, komünizm propagandası yapmak suçundan buradayım.
Türkeş: İsminiz nedir efendim?
Sivil: Rıfat Ilgaz. Ya sizin isminiz?
Türkeş: Benimki de Alparslan Türkeş.
Ilgaz: Sizin suçunuz nedir?
Türkeş: Bizimkine, “Turancılık” diyorlar.
Ilgaz: (sinirli bir vaziyette…) Yapma yahu! Sen yüzü gözü güzel, güler yüzlü, insancıl, sıcak bir kişisin. O haydutların içinde işin ne?
Türkeş: Onlar haydut değil ki, kime haydut diyorsunuz?
Ilgaz: İşte o Nihal Atsız’lar, bilmem neler. Yahu Alp, yazık değil mi sana?
Türkeş: Rıfat bey, Turancılık fena bir şey değil ki.
Ilgaz: Bak hala, fena değil diyorsun. Başına bunca belalar gelmiş. Daha ne olacağı da belli değil. Bari sus, bak ben bir kitap yazdım diye neler çekiyorum…”
Fırat Kazganoğlu
Latest posts by Fırat Kazganoğlu (see all)
- Otobiyografik Bir Veda - 11 Aralık 2020
- Türk Ansiklopedisi’ndeki Kür Şad Maddesi - 24 Eylül 2020
- Nostaljik Bir Turancılık Hikâyesi – Cemiloğlu’nu Şehid Zannetmişlerdi - 10 Eylül 2020
- Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kaleminden Alparslan Türkeş - 6 Eylül 2020
- Feyyaz Uçar’ın Süleyman Seba’ya Mektubu - 18 Ağustos 2020
You may also like
1 thought on “Alparslan Türkeş’in Rıfat Ilgaz ile Cezaevi Anısı”
Comments are closed.
Ne hazindir ki ülkemizde kendini aydın olarak tanımlayan büyük bir kitle Türkçülüğü sığ dünyalarının zifiri geceleri kadar anlayabiliyor. Anlayabildikleri bu kadar olduğundan sebep asıl faşistliği kendileri hortlatıyor.. Çok değerli bir yazı paylaşmışsınız tebrik ederim..