“Naciyeciğim! Sevgili sultanım, cici efendiciğim!
Bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis, güneş görünmüyor. Düşmandan bir hareket yok fakat henüz sabahtır. Hastalarımı geri gönderdim ve Afgan Emîri’nin askerin ve muavenetin çekilmesinin iyi olmadığını ve Bolşevikler’e emniyet câiz olamayacağını bildirdim ve hiç olmazsa eczâ-yı tıbbiye vesair malzemesinin iadesini istedim. Bakalım ne olacak? Bir de Hacı Sami ve diğer arkadaşların bu tarafa geçmesine müsaade olunmasını talep ettim. İşte efendiciğim, hemân şu satırları yazarak mektubumu kapatıyorum ve içine hergün sana topladığım buranın yabanî çiçeklerinden maâdâ kaç gecedir altında yattığım karaağaçtan kopardığım ufak bir dalı leffediyorum.
Seni öper, sever, kucaklar, bu mevcudiyet-i maddiyemle, aşk ve iştiyâkımla sarılarak canını yakar, Hüdâ’nın birliğine yavrularımla beraber emanet ederim rûhum efendiciğim.
Karaağaca çakımla ismini yazdım.”
Enver’in.
25 Temmuz 1922
zaferyemin
Latest posts by zaferyemin (see all)
- ADI KÜRTÇÜLÜK TERÖRÜ - 25 Ekim 2024
- TÜRK VE TÜRKİYE HUSUMETİ OLANLARA - 3 Temmuz 2024
- Türkistan Rüyası - 6 Ocak 2022
- Geldik Bir Fırtına Gidiyoruz Bir Fırtına - 19 Ekim 2021
- Daha Güçlü Yarınlar İçin Bir Adım Geri - 3 Mayıs 2021