Baro; avukatların mesleklerini yapabilmesi için kaydolmasının zorunlu olduğu bir meslek örgütüdür. Baroların amacı, hukukun ve avukatlık mesleğinin gelişimine katkıda bulunmak, avukatların çalışma şartlarını ve sosyal statülerini iyileştirmektir. Günümüz Türkiye’sinde son yıllarda açılan hukuk fakültesi sayısının ve mezun olan kişi sayısının çokluğuyla paralel bir biçimde avukat sayısı hızla artmaktadır. Öyle ki üye avukat sayısı binleri, on binleri bulan barolar mevcuttur. Durum böyleyken bu sayısal büyüklükten elde edilen güç, baroların meslek örgütü olarak gütmesi gereken amaca uygun olarak kullanılmalıdır.
Barolar siyasi parti değil mesleki kuruluşlardır. Barolar insan haklarına, düşünce özgürlüğüne saygılı olmalı; bunu yaparken de güncel siyasetin içine girmemelidir. Ne yazık ki bizim ülkemizde üye sayısı on binleri aşan bazı barolar siyasete dahil olmaktan çekinmemektedir. Üstelik bunu yaparken de devlet ve millet düşmanlıklarını belli etmekten de kaçınmamaktadırlar. Terör örgütlerini kınayacak cesareti kendinde bulamayan bu barolar ne hikmetse Türk Milleti’nin manevi değerlerini aşağılayacak mesnetsiz açıklamalara imza atacak kudreti kendilerinde görmektedirler. Bunu yaparken de sözde insan hakları şemsiyesini kafalarına siper etmekten utanmamaktadırlar. Şunu unutmasınlar ki bazı yağmurlar şemsiye deler…
Bu barolar öyle bir akıl tutulmasına kapılmışlar ki, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun vatansever, uzlaşmacı, yapıcı duruşunu ve bu duruşun tezahürü olarak Adalet Bakanlığı ile hukuk devletinin tesisi amacıyla ortak bir zeminde buluşmasını dahi çekememektedirler. Metin Feyzioğlu’nun terör örgütlerinin karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin yanında yer alması bu baroları adeta çılgına çevirmektedir. Bu barolara göre devletle bir araya gelmek, olasılık dışı bırakılması gereken bir şeydir. Madem öyle, bu barolara soruyorum: METİN FEYZİOĞLU, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI OLARAK BU ÜLKEDEKİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN, ALMANYA ŞANSÖLYESİYLE Mİ GÖRÜŞECEKTİ? Hendek operasyonlarında ve terör örgütünün finansal kaynağı haline getirilmiş muhtelif belediyelere kayyum atanması kararlarında da takındıkları tavır ve durdukları konumdan da hatırlayacağımız üzere, sözüm ona “bir fırsat bulalım da devlete yüklenelim, milleti aşağılayalım” diyerek tetikte bekleyen bu barolar, hukuk devletinin yokluğundan dem vurup terör örgütlerinim siyasi uzantılarına ve ona üye olan vatan hainlere de arka çıkmaktan hiç geri kalmamışlardır. Yazıma son vermeden hatırlatmakta fayda olacağını düşünerek, sözlerimin bütün barolara olmadığını, üstüne alınması gereken baroların kendilerini çok iyi bildiğini belirtmek isterim. Son olarak siz değerli okuyuculara da iki tane sorum var: BUNLAR BARO MU YOKSA MÜSVEDDE Mİ ? MESLEK ÖRGÜTÜ MÜ YOKSA İHANET MÜESSESESİ Mİ ?
Pusat Kadıoğlu
Latest posts by Pusat Kadıoğlu (see all)
- BU BAROLAR MESLEK ÖRGÜTÜ MÜ? İHANET MÜESSESESİ Mİ? - 10 Mayıs 2020