Mekteb-i Ziraat-i Şahane’den Ziraat Fakültelerine

Türkiye’de tarım öğrenimi uzun yıllara dayanmaktadır. İlk tarım eğitimi 10 Ocak 1846 yılında, İstanbul-Yeşilköy Ayamama çiftliğinde Mekteb-i Ziraat-i Şahane adıyla bir tarım yüksekokulunun açılmasıyla başlamıştır. Ancak bu okul eğitimine iki yıl devam edebilmiş, ikinci eğitim yılında çeşitli sebeplerle kapatılmıştır.

Bu olaydan 21 yıl sonra, 1867 yılında yayınlanan bir kararname ile vilayet merkezlerinde ziraat mektebi ve numune çiftliği kurulması öngörülmüştür. Fakat 1884 yılına kadar ilerleme kaydedilememiş, o yıl yayınlanan bir nizamname ile Ziraat Mektebi kurulması için çalışmaları başlamıştır. Bu yıllarda Ticaret Nezareti bünyesinde Ziraat Müdür-i Umumiyesi kurulmuş olup, başına Fransa da Grinyon Ziraat Yüksek Okulundan mezun olmuş Agop Amasyan Efendi getirilmiştir.

Okul yerleşkesi için, Mısırlı Hurşid Paşa’nın eşi Rukiye hanıma ait 5984 dönümlük Halkalı’daki arazi 2,000 altın karşılığında satın alınmıştır. Okul yapımı için Ticaret Nezaretinde bir komisyon kurulur ve inşaata başlanır. Bu arada zirai eğitim almaları için Fransa’ya 8 öğrenci gönderilir. İnşaatın birinci bölümü bittiğinde ödenekte biter. İnşaat iki yıl bu şekilde bekler. Zihni Paşa’nın Ticaret Nazırlığı döneminde Ziraat Müdür-i Umumisi Nuri Bey, Fenn-i Baytari Müşaviri Mehmet Ali Bey ve Ziraat Müfettişi Agadon Efendi’den oluşan komisyon kurularak inşaat tamamlanmıştır.

Okulun resmi açılışı 13 Ekim 1892 Perşembe günü Ziraat Bankası Müdür-i Umumisi Celal Bey tarafından yapılır. Açılış merasiminde bir yıl önce sınıflarını birincilikle geçen Mehmet Akif(Ersoy) ve Agadon Efendi’ye hediyeleri verilir.

Bu dönem okulun adı Halkalı Ziraat ve Baytar Mekteb-i Alisi’dir. Mehmet Ali Bey okulun ilk Müdürü olarak göreve getirilir. İstirati Efendi Müdür Yardımcılığına, Zagaryan Efendi de Çiftlik Müdürlüğü görevine getirilir. Ayrıca beş şubeden bir Ziraat Teknik Kurulu oluşturulmuş, kurulun başkanlığına Aran Efendi getirilmiştir. Şube başkanlıklarına Agadon Efendi, Mashar Bey, Vahan Bey ve ek görev ile Mehmet Ali Bey getirilmiştir.

1893 yılında okul ilk mezunlarını verir. Bunlar hazırlık sınıflarına Tıbbiye-i Mülkiye mektebinde başlamış ve 1891 yılında Halkalı’ya nakledilmiş öğrencilerdir. Bunların ikinci bölümü 1894 yılında mezun olmuşlardır. Okul binası ziraat ve baytar talebeleri için yetersiz kalınca 1894 yılında Baytar Mektebi, Cindi Meydanında kiralanan bir binaya kaydırılmış, bu okulun müdürlüğüne Mehmet Ali Bey getirilmiştir. Ziraat Mektebi müdürlüğüne de Mashar Bey getirilir.

Halkalı Ziraat Mekteb-i Alisi ilk mezunlarını 1895 yılında verir. 1892 yılında bu okulun açılışı sırasında kapatılan Orman Maadin Mektebi’nin öğrencileri de Halkalı’da öğrenimlerine devam eder. Bu durum 1910 yılında Orman Mekteb-i Alisi’nin açılışına kadar devam etmiştir.

1908’de İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra, ziraatin çeşitli dallarında öğrenim görmek üzere Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiştir. Bu öğrenciler Avrupadan döndükten sonra okulda alanları ile ilgili şubelerde görev almışlardır. Ali Rıza, Nureddin, Süreyya Beyler Avrupa’da öğrenim görmüş kişilerdir.

Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılında diğer okullarda da olduğu gibi Halkalı Ziraat Mektebi’nde de derslere ara verilmek zorunda kalınmıştır. Öğretmen ve öğrencilerin büyük çoğunluğu cephelere koşmuş, gazilik ve şehitlik mertebesine ulaşmışlardır. 1916 yılında savaş içerisinde tarım üretimine duyulan ihtiyaç sebebiyle okul yeniden açılmıştır.

1922 yılında Okul Müdürlüğü, Rektörlük adını alır. 1928 yılında yeni çıkarılan, Islah-ı Tedrisat Kanunu sebebiyle kapatılana kadar ziraat mühendisi yetiştirmeye devam etmiştir. Bu okulun kapatılmasıyla meydana gelen boşluğu doldurmak amacıyla 1930 yılında Ankara Yüksek Ziraat Okulu açılmıştır. Alman Ziraat Fakülteleriyle aynı eğitim sistemini benimseyen bu okul daha mezun vermeden üç yıl sonra Yüksek Ziraat Enstitüsü’ne dönüştürülmüştür. Dönemin Cumhurbaşkanı olan Ulu Önderimiz M. Kemal Atatürk’ün isteğiyle çıkarılan bir kanunla, Cumhuriyetimizin 10. Yılında kurulan ve 30 Ekim 1933 tarihinde öğretime açılan Yüksek Ziraat Enstitüsü işlevsel ve yapısal yönden Halkalı ve Ankara Yüksek Ziraat Okullarından çok farklı özellikler taşımaktaydı.

 

Türk tarımını modernleştirmek, sorunlarına bilimsel açıdan bakmak ve çözmek, Türk tarımına hizmet edecek Ziraat Yüksek Mühendisleri yetiştirmek ve bu alanda eğitim-öğretim ve araştırma yapmak amacıyla kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün içerisinde, Ziraat, Orman, Veteriner, Tabii İlimler ve Ziraat Sanatları Fakülteleri yer almışlardır. Bu enstitünün eğitim ve öğretim sistemi, ilk iki yarılı kapsayan 10 aylık sürekli stajla birlikte 8 yarıyıl, yani 4 yıllık genel ziraat öğretimi esasına dayandırılmıştır.

1946 yılında çıkarılan bir yasa ile Türkiye üniversitelerine yeni bir yapı kazandırılmış ve özerklik verilmiştir. Bu yasa kapsamında İstanbul, İstanbul Teknik ve Ankara Üniversiteleri kurulmuştur. Yüksek Ziraat Enstitüsü ise 1948 yılına kadar öğretimine devam etmiş Ziraat ve Veteriner Fakülteleri Ankara Üniversitesine, Orman Fakültesi İstanbul Üniversitesine bağlanmıştır. Enstitü bünyesindeki Tabii İlimler Fakültesi Fen Fakültesi, Ziraat Sanatları Fakültesi ise Ziraat Fakültesi ile birleştirilmiştir.

1948 yılında yeni bir düzenleme ile Ankara Üniversitesi bünyesi içinde Türk yüksek öğretim hayatına katılan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ülke tarımının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuş, Ziraat Yüksek Mühendislerinin ve bilim insanlarının yetiştirilmesinde önemli rol oynamıştır.

1955 yılına kadar Türkiye’deki tek ziraat fakültesi olarak görevine devam etmiştir. 1955`te Ege, 1958`de Erzurum, 1967`de de Çukurova`da Ziraat Fakültelerinin kuruluşu ile tarım öğrenimi Türkiye’de yaygınlaşmış ve hayatına devam etmiştir. Bugün Türkiye’de 40 üniversitede ziraat eğitimi verilmektedir. Modern ziraat eğitimin başladığı tarih olan 10 Ocak Türkiye’de Ziraat Mühendisleri günü olarak kutlanmaktadır.

”Milli ekonominin temeli ziraattır. Bunun içindir ki, ziraatta kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır.”

Ulu Önder Başbuğ M. Kemal ATATÜRK

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.