Kategori: Tarihi Vesikalar

  • Afşın’a Ağıt (H.Nihal Atsız)

    Afşın’a Ağıt (H.Nihal Atsız)

    Nejdet ve Reşide Sançar çiftinin tek oğulları, Nihal Atsız’ın yeğeni Afşın Sançar çocuk denecek yaşta vefat etti. (5 Kasım 1960) Ömrünce hastalıklarla boğuşan Afşın’ın vefatı üzerine Atsız, İstanbul’dan Ankara’ya yola çıktı. Trende, Afşın Sançar’ın mezar taşına da yazılacak olan şu şiiri kaleme aldı : “Ne ümitlerle gelip dünyaya En güzel ismi takındın: Afşın! Böyle erken…

  • Attila İlhan’ın Nihal Atsız ile Anısı

    “1941’di galiba, İzmir’deki bir liseden komünistlikten dolayı kovuldum. Belge aldığım için hiçbir yerde okuyamıyordum. Özel bir lisede okuyabilir mi diye beni İstanbul’a yolladılar. Boğaziçi Lisesi’ne geldim. Boğaziçi Lisesi’nde edebiyat hocam kimdi, biliyor musunuz? Nihâl Atsız idi. Ben, “eyvah” dedim, “Bu adam beni hemen mimleyecek ve perişan edecek.” Ne bekliyorum biliyor musunuz, bir Hitler bekliyordum ben. Geldi,…

  • Falih Rıfkı İmparatorlukla Hesaplaşıyor: “Hangi Ahmed’i?”

    Allaha ısmarladık: Üç tabur, ah üç tabur… Nebi Samoil siperlerinde Kudüs için kan döken Türk askerlerine bu kadarcık yardım edemiyoruz. O sene Galiçya topraklarında döğüşmek için yirmi bin lüzumsuz Türk bulmuştuk. Bir yığın Anadolu çocuğunu, artık kopmuş, uzaklaşmış Medine içinde, iskorpite ve çöle yediriyorduk. Bir sabah kumandanın odasına girdiğim zaman, gözlerinin ağlamaktan yorulmuş olduğunu gördüm;…

  • Çırpınırdı Karadeniz Şiirinin İlk Nüshası

    Ahmed Cevat tarafından kaleme alınan Çırpınırdı Karadeniz şiiri, ilk kez şairin Dalga isimli şiir kitabında 1919 yılında yayınlanmıştır. Şair Ahmed Cevat 12 Ekim 1937 tarihinde “Türkçü” olduğu gerekçesiyle Sovyetler tarafından kurşuna dizilmiştir. “Çırpınırdı Karadeniz, Bakıp Türk’ün bayrağına! “Ah!” deyirdin, hiç ölmezdim Düşebilsem ayağına! Ayrı düşmüş dost elinden, Yıllar var ki çarpar sinen… Vefalıdır geldi, giden,…

  • Nejdet SANÇAR’ın 3 Mayıs Savunması

    “Beni beraat ettirin demeyeceğim çünkü benim için suç olarak gösterilen şey bu toprakları, bu ırkı sevmekten başka bir şey değildir. Yurdumu ve ırkımı seviyorum, onun içindir ki Türk ırkçısıyım. Bu sevginin manasını anlamayanlara sözüm yok. Eğer bu günahsa beni mahkum ediniz. Bu mahkumiyeti övünçle kabul ederim, şeref sayarım. Sizden adalet bekliyorum da demeyeceğim çünkü bu…

  • Gazi Paşa, Sabiha Gökçen’i Tunceli’ye uğurluyor…

    Gazi Paşa, Sabiha Gökçen’i Tunceli’ye uğurluyor…

    “Yüzünde bir ışık yanıp söndü, “Peki… dedi. “Madem ki bu kadar istiyorsun ben sana izin veriyorum… Ama sayın Mareşal Çakmak’a da bir kere sormak lazım… Bu bir askeri harekattır. Eğer o da müsaade ederse gidersin. Yalnız şunu unutma, sen bir kızsın. Alacağın görev oldukça çetin. Aldatılmış bir eşkıya çetesi ile karşı karşıya kalacaksın. Onların da…

  • Bülent Ecevit’in Tuna Başlıklı Şiiri

      ( 1943 yılında, Gök Börü dergisinin 6. sayısında yayınlanan “Tuna” başlıklı bu şiir, 30 yıl sonrasının CHP Genel Başkanı olacak olan Bülent Ecevit’e ait.) Bir destanın yasları gibi yükselir Tuna kıyılarında Türk kaleleri. Bu kalelere girme, belki ürkersin: Taştan duvarlarında bu kalelerin Yarasaların kanat sesi parıldar Tarih içinde söndü artık kılıçlar. Kalelere yaklaşma, belki…

  • 1950 Yılından, Torpile ve Adam Kayırmacılara Bir Cevap

    1950 Yılından, Torpile ve Adam Kayırmacılara Bir Cevap

    (1950 yılında torpille yükselmek isteyen Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğü memuruna, dönemin Vakıflar Genel Müdürü’nün verdiği tarihi cevap.) “Üstad-ı kâmil, Büyük Şefimiz” gibi bende eseri olmayan iddialı laflarla, tantanalı, sayfalar dolusu mektup yazacağına, otur da işinle meşgul ol ! Daha yerine ısınmadın. Terfi yolu Beyoğlu müdüründen ve müfettişlerinden geçer. Eski devir, çoktan geçti. Terfi edebilmen için, buna…

  • “Karaağaca çakımla ismini yazdım”

    “Karaağaca çakımla ismini yazdım”

    “Naciyeciğim! Sevgili sultanım, cici efendiciğim! Bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis, güneş görünmüyor. Düşmandan bir hareket yok fakat henüz sabahtır. Hastalarımı geri gönderdim ve Afgan Emîri’nin askerin ve muavenetin çekilmesinin iyi olmadığını ve Bolşevikler’e emniyet câiz olamayacağını bildirdim ve hiç olmazsa eczâ-yı tıbbiye vesair malzemesinin iadesini istedim. Bakalım ne olacak? Bir de Hacı…