Başbuğ Alparslan Türkeş’in Vefatı Üzerine

Gençken tabutluklarda gördüğü işkencelerden Kazganoğlu olup sesini duyurduğu günlere, siyaset sahnesinde var olup Türk’e Başbuğ olduğu günlere…

Yalnızca siyasetin değil yüce Türk milletinin de adamı olan Alparslan Türkeş beydir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yokluğunun bedelini en derin duygularla hissediyoruz. Onu görmeyen bizlerin bile kendisine özlem duyduğumuzu söylemekten imtina edemeyiz.

Türk milliyetçiliğinin çelik iradeli lideri, fikirleriyle nesillerin yolunu aydınlatan devlet adamı, Başbuğ Alparslan Türkeş’i vefatının yıl dönümünde rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz.

Ömrünü Türk milletinin birlik ve dirliğine, vatanın bölünmez bütünlüğüne ve büyük Türkiye idealine adayan Türkeş, sadece bir siyasi lider değil, aynı zamanda bir dava adamı ve fikri bir rehberdi. O, inandığı değerler uğruna yılmadan mücadele etmiş, Türkiye’nin geleceği için güçlü bir fikir ve aksiyon hareketi inşa etmiştir.

Bugün bizlere düşen görev, onun mirasını yaşatmak, Türk milletinin hürriyetini, birliğini ve gücünü koruyarak daha büyük hedeflere ulaşmasını sağlamaktır. Onun izinde, inançla ve kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.

Bir insanı görmek, dokunmak, fikirlerini bizzat kendinden duymak, sevmeyi kolaylaştırır. Biz senin fotoğraflarınla, tebrik mektuplarınla, yazdığın kitaplarla, tuttuğun dokuz ışıkla buradayız.

Her zaman izindeyiz!

Ne demişti Başbuğ:
“Ben Türk milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, Rüşvet ve hile çiğnen, çiğnenen hukuk düzenlerine, Ahlaktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türklük şuur ve gururuna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası Hak yolu, Hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. Modern medeniyetin en ön safına geçmek üzere sıçramaya çağırıyorum.”

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.