Her ebeveyn yahut öğretmen yetiştirmekle sorumlu olduğu çocuğun bulunduğu zamanda ve gelecek yaşantısında başarılı olmasını arzular. Buna rağmen her bireyin başarı anlayışı birbirinden farklı olabilmektedir. Sözlük anlamına bakarsak başarı: Belirli bir eylemin belirli bir süre içinde gerçekleştirilmesidir. Peki başarı gerçekten bu kadar basitleştirilmiş bir olgu mudur ? Ya da başarı bir hedefin üstesinden gelebilmek, finansal ve sosyal statü olarak arzulanan yerlerde olabilmek midir ?
Başarı çocukla kurulan bağ sonucu oluşur ve kendini sürdürür esasında. Tabii sadece kurulan güvenli bağ ile bitmiyor Ek olarak çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimine katkı sağlamak da başarıyı etkileyen en önemli faktör. Kurulan bağ sonucu çocukta oluşan kendine güven, iletişim gibi özel beceriler çocuğun başarısını gösteren bir aynadır diyebiliriz.
Peki başarıyı nitelikleriyle tanımlamamız gerekirse bu nitelikler ne olmalıdır? Buyurun birlikte göz atalım.
Özgün olmak: Başkalarından farklı olmak amacıyla kullanılan aksesuarlar, giyim tarzı ve zıt düşünceler özgünlük değildir tabii. Çünkü bu tutumlar çeşitli toplumsal çevrelerden kopya edilmiş bir taklitten ötesi değildir. Çocuğun başkalarından farklı olması, başkalarını taklit etmemesi kendisin ait olan düşünceleri kendi ifadeleriyle ortaya çıkarması onu başarılı yapan niteliklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.,
Sağlıklı iletişim kurabilmek: Çocuğun karşısındaki bireyi küçük görmeden, yeri geldiğinde onu da dinleyerek fikirlerini ifade edebilmesi, herhangi bir sosyal alanda iletişime girmekte güçlük çekmemesi, tanımadığı kimseler arasında iletişimden kaçınmaması, sınıfta yahut toplumsal ortamlarda fikir sahibi olduğu bir konuyla alakalı fikirlerini belirtebilmesi başarıyı gösteren niteliklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Merak duyusuna sahip olmak: Sürekli olarak bir şeyleri merak etme güdüsüyle hareket etmesi neticesinde, okuması, araştırması ve tefekkür etmesi gibi olguların sonucunda şüphesiz başarı da kaçınılmaz olacaktır.
Çok çalışmak: Başarıyı belki en az etkileyen faktörlerden olsa dahi çalışmak, daha doğrusu şikayet etmeden, sürekli çalışmak yine başarı basamakları arasında yer almaktadır.
Pes etmemek: Başarıyı arzulayan çocukların pes etmek gibi bir lüksü olmamalıdır. “Vazgeçmek” “kabullenmek” gibi kelimeleri lügatten çıkaramayanlar başarıya ulaşamadan sönmüş, kaybolmuşlardır.
Yaratıcı olmak: Sosyal çevrede dışlanacağını bilse dahi yaratıcı düşünenler başarıya giden yolda emin adımlarla ilerlemektedirler. Yaratıcı olmak tabii ki aşırı fantastik, gerçeklikten uzak olgularla olmaz, olmamalı. Mevcut toplumsal düzene aykırı olması bir fikrin yaratıcı olması için geçerli bir sebep değildir. Yaratıcı olmak şimdiye kadar keşfedilmemiş olguları ortaya koymaktır diyebiliriz ve yaratıcı çocuklar yetiştirmek, başarılı çocuklar yetiştirmek ile neredeyse eşdeğerdir.
Özgüven sahibi olmak: Çocuk elinde olan imkanlarla her şeyin altından kalkabilmek dürtüsüyle hareket ediyorsa özgüven sahibidir. Buna ek olarak çocuğun sosyal çevresindeki hareketleri, fikirlerini, düşüncesini çekinmeden beyan edebilmesi yine özgüven olgusunun parçalarıdır. Ve bu parçalara sahip çocukların başarı anahtarını elinde tutabilme şansı diğerlerine göre çok daha yüksektir.
Geniş bakış açısına sahip olmak: Çocuklar tabiatları gereği her şeyin nedenini sormakta çekinmezler. Şayet yetişkin bu sorulara çekinmeden ve sıkılmadan cevap verirse çocuğun bakış açısının gelişmesine yardımcı olacaktır. Aksine cevap vermez de geçiştirirse çocuk bir süre sonra bu sorularını yetişkinle paylaşmayacak ve bakış açısı daralacaktır. Sormaktan çekinmeyen çocuklarımıza cevap vermekte çekinmezsek çocuklarımızı geleceğini daha parlak, daha başarılı hale getirebiliriz.
Çocuklarımıza bu saydığımız nitelikleri kazandırmak, onları bu niteliklere sevk etmek her yetişkinin boynuna borçtur. Düşünce dünyaları yetişkinler sayesinde şekillenen çocukların büyükleri olmak vazifemizdir. Büyükleri şeklinde ifade ettim çünkü çocuklar için “büyük” demek “örnek” demekten başkası değildir.
Başarıya giden yolda hata yahut hatalar kaçınılmazdır.Şüphesiz hata yapmaya hazırlıklı olanlar “başarı” denilen olgunun mimarlarıdır. Çocuklarımızın hata yapmasına ne kadar imkan verirsek onların başarılı bir hayat sürmesinde o kadar etkili olabiliriz. Unutmayalım ki çocuklar bizlerin geleceği ve bu geleceği kendi ellerimizle başarısızlığa sürükleme hakkına ve haddine sahip değiliz.
Salih Yozgat
Latest posts by Salih Yozgat (see all)
- Ey Şanlı Ordu - 11 Ekim 2021
- Zulmün Siyaseti Olmaz - 3 Ekim 2021
- Babaların Eğitici Rolü - 20 Haziran 2021
- Vicdani Mütalaa - 1 Mart 2021
- Taraf ve Tarafsızlık - 15 Ocak 2021