MARTIN LUTHER KING VE KISACA REFORM HAREKETLERİ

Reform hareketleri 16.yüzyılda yozlaşmış Katolik kilisesine karşı başlatılmış dini bir hareketlenmedir. Reform Avrupa tarihindeki dönüm noktalarından biridir; çünkü Avrupa’yı sadece dinsel açıdan değil, başta siyasi ve sosyal olmak üzere tüm yönlerden etkilemiştir. Reformun toplumun tüm yönlerini etkileyen bir olay olması, onun bu faktörlere bağlı olarak gelişmesiyle bağlantılıdır. Reformun dinsel, ekonomik ve siyasi faktörlerin hepsinin etkisiyle ortaya çıkması ise dinin ve Papalığın Ortaçağ toplumundaki konumunun sonucudur. Papalığın kendisini bütün siyasi otoritenin üstünde konumlandırması ve hangi ülkede olduğu fark etmeksizin bütün kiliselerin kendisine bağlı olduğu merkezi bir yapı kurmuş olması, özellikle ülke yöneticilerinin tepkisini çekmekte ve bu durum Papalık ile İmparator ve prensler arasında bir üstünlük mücadelesine sebep olmaktaydı. Katolik Kilisesinin aşırı derecede zenginleşmesi, yozlaşması, siyasetle ve dünyadaki olaylarla daha çok ilgilenmesi bazı din adamlarının dikkatini çekmiş ve tepki uyandırmıştır. Bu tepkilerin başını çeken isimlerden birisi de Martin Luther’dir

10 Kasım 1483’de Almanya’nın Eisleben şehrinde doğan Martin Luther 1497’de Magdeburg’da Latin okulundan sonra Erfurt Üniversitesinin Felsefe bölümünden mezun oldu. Önce Hukuk tahsiline girişti, bunu yarım bıraktı ve bir manastıra girdi. 1507 yılında Katolik papazı oldu. Wittcenberg Üniversitesine felsefe profesörlüğüne getirildi. Erfurt Üniversitesinde teoloji dersleri verdi. 1511’de Roma’ya seyahat etti. Orada türlü yolsuzluklar ve papazların tahakkümü, dinin kullanılması ve günahların parayla bağışlanmasına dair örnekler gördü, çok hayal kırıklığına uğradı. Roma’dan iğrenerek yurduna döndü. Luther, reformla ilgili önemli yazılarını yayınladı. Aforozla tehdit edilme mektubunu aldı ve papalığın kitaplarını ve emirnamesini yaktı. Papa çeşitli yollarla Luther’i yumuşatmağa ve bu işleri önlemeğe aylarca çalıştıysa da başarı sağlayamadı ve Luther’in yazılarının cellat tarafından yakılması ve ellerinin, ayaklarından bağlanarak Roma’ya gönderilmesini emir etti. Muhtemelen ateş içinde yaktırılacaktı. Papanın günahları affetmesi ve kiliseye para toplanmasını protesto etmesiyle, bu harekete Protestanlık denildi. 95 maddelik bir ret ve savunma hazırlayıp Wittenherg kilisesinin kapısına asarak meydan okudu. Reform hareketlerinin ilk bildirisi olarak sayılabilecek bu savunma daha sonra 95 Tezi olarak anılacaktı. Martin Luther, İncil’i Almanca ‘ya çevirdi. 1530 yılında Almanya’da Reform hareketi kuvvetlendi. Eleştirilere karşılık verirken bir yandan da, kilisesini kurmaya ve mezhebini aşırılığa döndürmek isteyenlerle mücadele etti. 18 Şubat 1546 tarihinde Eisleben ‘de öldü. Luther Türklerle ilgili de bir takım söylemlerde bulundu. Türklere karşı fikirleri zaman zaman değişse de ‘’Tanrının kırbacı Türkler’’, ‘’Deccal Türkler’’ gibi söylemlerine sürekli olarak rastlanır.95 tezinde bir maddesinde Türklerin İmparatoru Tanrı tarafından gönderilmiş olduğunu söylemiş ve her ne kadar kötü(!) bir iktidar olsa da ona itaat edip katlanılması gerektiğini de söylemiştir. Lakin küçük Hristiyan gruplarının Türkler karşısında aldıkları birkaç küçük zafer ve Protestan mezhebine bağlı Dük ve Prens arkadaşlarının Türklerden çekiniyor olması sebebiyle de bu fikirlerini de değiştirir Savaş yanlısı söylemlerde bulunmaya başlar. Özellikle Papa’nın Türklerle anlaştığı hakkındaki haberlerden sonra her ne kadar başarılı olunacağını düşünmese de Haçlı Ordularına destek vermiştir. Haçlı Seferleri sırasında Türklerden bahsederken ‘’Papacı Türkler’’, ‘’Savaşılması Gereken Düşman Türkler’’, ‘’Zalim ve Şehvet Düşkünü Türkler’’ ‘’Papa ile savaşmak kadar Türkler ile savaşmakta kutsaldır’’ diyerek vaazlar vermiştir. Luther’in İslam ve Türkler hakkında dışlayıcı, yargılayıcı ve tepkisel bir dil kullandığı gayet açıktır.

Protestanlık dışarıdan bakıldığında her ne kadar insancıl ve barışçıl gözükse de aslında öyle bir inanış şekillerinin olmadığını Luther’in söylemlerinden anlayabiliriz. Martin Luther’in otoriter, sosyal ve siyasi yapı tezleri ve tamamen dogmalara dayanan, insana özgürlük tanımayan bir düşünce sistemi vardır. 21. Yüzyılda Türk ve İslam düşmanlığı da ne yazık ki sözde aydınlanma dönemi olarak adlandırılan Reform hareketlerindeki olgu ve görüşlerin mirasçılığından başka bir şey değildir. Büyük Türk milleti tarih boyunca hoşgörü ve adaletin savunucusu olmuş ve olmaya da devam edecektir. Umarız ki dünya bu düşmanlığın kendilerine zarardan ve boş uğraşlardan başka bir şey getirmeyeceğini anlar.

 

KAYNAKÇA

-TANYU,HİKMET.MARTIN LUTHER’İN TÜRKLER HAKKINDA SÖZLERİ Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 1981
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/585497
-HAS,KENAN. TEOLOJİK BAZI KAVRAMLAR VE DİNSEL-SEKÜLER OTORİTE SORUNU ÜZERİNE: LUTHER – CALVİN. Tarih Okulu Dergisi.2014
http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423912816.pdf
-AKKUŞ,EVRİN. DESIDERIUS ERASMUS ve MARTIN LUTHER’İN REFORM GÖRÜŞLERİNİN AVRUPA KÜLTÜREL BİRLİĞİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi 2005
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/41052.pdf
-MACİT,NEDİM. TEO-STRATEJİLER VE TÜRKİYE. AY YAYINLARI 2016.
-KING,MARTIN LUTHER. 95 TEZİ. İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI 2018.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Buğra Kaptan

Erciyes Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi. C1 seviyesinde İngilizce bilmektedir.