Karabağ’dan Turan’a

Karabağ azat oldu, Türk için ne güzel oldu…

Bir yazımda Türk’ün pürü pak geçmişinizi vurgulamak için şöyle yazmıştım; Türk’ler bilinen insanlık tarihinde çoğunlukta olup kendi yönettikleri veya azınlıkta olup da içerisinde var oldukları hiçbir toplam ve devlet içerisinde terör faaliyetlerinin hiçbir türlüsüne bulaşmamış ve terör faaliyetlerinin hiçbir türlüsünü gerçekleştirmemiştir.

Bu söylemim hem Türklüğe bir övgü hem de asil milletimizin temiz mazisini dışarıya karşı bir savunma içgüdüsü içermekteydi. Bunu her fırsatta biz Türk milliyetçileri sözlü ve yazılı olarak dile getirme gayreti içerisinde olacağız.

Yazıya böyle başladım çünkü dünya milletleri bir tarihsel hesaplaşmanın içerisine girmektedirler. Biz Türk Milleti bu süreçte haklılığı en fazla vurgulanması ve diğer milletlerden alacağı en fazla olan bir milletiz.

Karabağ’ın işgalden kurtarılması ile başlayan ve Turan’ın kurulmasıyla sonuçlanmasını arzuladığımız bu süreç Türkiye Cumhuriyeti’nin artık dünya milletler sahnesinde ne denli güçlü bir yeri olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin içeride Turan ve Türklük sevgisine sahip devlet adamlarıyla yönetilmesi, dışarıda ise Türk soylu millet ve devletlere hamilik yapması bizleri adım adım Türk birliğine götürmektedir.

Bu başlangıcın ilk adımı olarak yakın mazimizin kanayan yarası Karabağ işgalinin hesabının sorulması olmuştur. Bizler bu gelişmeden büyük mutluluk duysak da gerçekçi olarak da bilmekteyiz ki şuan ki durum daha bu yolun başıdır. Terörist ermeni devletinden Karabağ’ı almak yetmez, bu terör devletinin 1920 öncesinde ki sınırlarına gerilemesi gerekmektedir.

Dünya Türklüğünün himaye edicisi ve yol başı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilmin ve fennin her alanında güçlendikçe iç ve dış Türkler de ayrı oranda maddi ve manevi olarak güçlenmekte ve gelişmektedir.  Bu açıdan devletimizin yaşadığı çağa, bulunduğu coğrafyaya silinmez bir iz bırakması, Türk birliğine giden yolda birinci şart olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yıllar boyu Turancı düşünce ve inançları romantizm ile suçlayanları haksız çıkartmak elbette kolay olmayacaktır. Fakat Türkler bunu çabayı nihayetlendirecek irade ve güce sahiptirler, tarihin her dönemin de de sahip olmuşlardır.

Bu ilk kazanımdan sonra yakın coğrafyamızın bir diğer kanayan yarası olan Güney Azerbaycan meselesi ciddi ve somut olarak ele alınması gereken ikinci adım olmalıdır. İran devleti içerisinde yaşayan Türk nüfusu bu coğrafya için Turan’a giden yolda en önemli değerlerimizden birisidir. Turan ideali bir ve bütün Azerbaycan’dan geçtiğine göre iki Azerbaycan’ın birleşmesi en büyük hedeflerimizden birisi olmalıdır.

Bizler Türk birliğinin dünya milletlerine huzur ve barış getireceğine inanmış insanlar olarak Doğu Türkistan’dan Kosova’nın en ücra köylerine kadar, Kırım’ın Dağlık bölgelerinden Tunus coğrafyasına kadar, hatta Cennet mekân Fatih Sultan Mehmet Han’ın düşünce de vasiyeti olan Kızılelma’yı koyduğu Floransa’ya kadar Türk’ün ayak bastığı her toprak parçasını Turan Ülkesinin mübarek vilayetleri saymaktayız.

Karabağ azat oldu, Türk için ne güzel oldu. Darısı azatlık bekleyen Türk yurtlarına…

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Şahin Altıntaş