Alparslan Türkeş (KAZGANOĞLU) Çankırı’yı Anlatıyor.

Tarihte büyük Türk liderlerinin ortak özellikleri, Türkçe’yi güzel kullanmalarıdır. Alparslan Türkeş’in de yazarı olduğu Orkun Dergisinin 57. Sayısından güzel örnekler bulmak mümkündür.

Alparslan Türkeş’in, “KAZGANOĞLU” (bizde de bir tane mevcuttur) müstearıyla Çankırı’yı detaylı şekilde anlattığı Orkun Dergisinin 57. Sayısındaki raporu sizlerle sunmadan önce, artık gelenek haline gelmiş kısa hatırlatmalar ve teşekkürlerim olacak.

Öncelikle bu yazının 1951 Yılının 2 Kasım günü yayınlandığını hatırlatmak isterim. Burada önemle dikkat edilmesi gereken husus, Türk Dil Kurumu etkisiyle bizim bildiğimiz imla kuralları ile 1950 yılındaki imla kuralları bir değildir. Bazı yönlerle tam tersine değişmiş olduklarını söylemek gerekir.

Alparslan Türkeş, Çankırı’yı bir asker raporu edasında o kadar nizami hazırlamıştır ki, üç sayfada bu bilgilerin tümünü bulmak pek kolay değildir. Ayrıca Çankırı’dan çıkan büyük şahsiyetler fikri zamanına göre çok rastlanmış bir fikir değildir. Buradan şunları çıkarmak gerekir, Türkeş hayatta uğraştığı her işte askeriyeden gelen disiplinini kullanmıştır. Bundan da ötesi, bir subay olarak Türkeş’in yazdığı konuların mesleğindeki uzmanlık ile alakası yoktur. Zira Dünya’yı ilgilendiren her mesele Türk Milletini yakından ilgilendirmektedir.

Kazganoğlu’nun Çankırı yazısını, olabildiğince dergideki ile bir tutmaya çalıştım. Araştırmacıların dönemin şartları, yazım ve imla kuralları, Türkçe tamlamalarını arşatırmaya karar verdiklerinde, araştırmaları adına yararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca Çankırı hakkında okuma araştırma yapılacaksa eğer, konuya yeni giriş yapanlar için çok güzel bir temel oluşturacaktır. Albay araştırmanın temelini atmış. Geriye kalanı araştırmacıların.

Alparslan Türkeş’in Kazganoğlu Müstearıyla Çankırı Raporunu sizlere sunmadan, öncelikle bu yazıyı bana ulaştıran Semih Ayna’ya teşekkür ederim.

“Anadoluyu gezenler, her kentin ve kasabanın, Ergenekon destanlarında yaşatılan coğrafya şartları ortasına kurulmuş olduğuna belki de hiç dikkat etmemişlerdir. Dedelerimizin, şuurlu olarak veya şuur-dışı bir içgüdü ile Ergenekonu canlandıran şartlar ve görünüşler ortasında ocaklarını, şehirlerini kurduklarını, Orta ve Batı Anadoluyu dolaştıkça hayret ve sevinçle gördüm. Genel çizgilerini gözümün önüne getirdikçe, Kütahya, Eskişehir, İsparta, Afyon, Ankara, Kayseri ve Çankırının hep dört tarafı yüksek dağlarla çevrili bulunan yaylâların ortasında kurulmuş olmaları; bana daima o güzel efsaneyi hatırlatır. İşte Çankırı da gezip gördüğüm diğer birçok Anadolu Şehirleri gibi hem coğrafya hem de başka bakımlardan Türk’e has pek çok özellikler taşımaktadır.

İLİN COĞRAFYA DURUMU:

Çankırı, Türkiyenin altmış üç ilinden birini teşkil eder. Doğusunda Çorum, kuzeyinde Kastamonu ve Zonguldak, batısında Bolu, güneyinde de Ankara illeri bulunmaktadır. 40-41 arz daireleri ile 30-32 tül daireleri arasındaki dörtgenin üst yarısında yer almıştır. Tanzimat’tan önceki Osmanlı teşkilâtında Anadolu eyaletinin sol kol kuruluşu içindeydi ve on birinci livayı teşkil ediyordu. Bu kuruluş 1856 yılına kadar sürdü ve bu yıldan sonra Çankırı, Kastamonu’ya bağlı bir sancak haline geldi.

Bugünkü Çankırı ilinin yüz ölçümü 8665 kilometre dörtgendir. İl’in kuzey bölgelerinde, kuzey Anadolu dağlarının kolları uzanmaktadır. Bunlardan İl’in en yüksek tepesini teşkil eden 2350 metre yükseklikteki Ilgaz dağlarının batı parçası İl sınırları içinde bulunmaktadır. Genel olarak Çankırının kuzey ve batı yönleri yüksek dağlarla çevrili bulunmakta, güneydoğu ve doğu daha düz ve daha engebeli bulunmaktadır.

İKLİM:

İlin iklimi genel olarak bir yayla iklimidir. Kışlar gayet soğuk ve yazlar da çok sıcak geçer. Gündüzle, gece arasında da ısı farkları oldukça fazladır. Bölgede küçük ölçüde bir Orta Asya iklimi hüküm sürer. Isının kışın -26 ya kadar ve yazın da +36 ya kadar vardığı görülür. Şiddetli kışlarda ısı -36 ya kadar düşer. Kışın Ocak ayından Mart başına kadar devamlı don olur. Oturma ve yatak odalarında bile gece sular donar.

AKAR SULAR:

Kızılırmağın küçük bir parçası, İlin güneyinden geçmektedir. Bundan başka Devres, Terme, Acıçay, Tatlıçay, Soğanlıçayı ve Ulusçayı adlı sular da çeşitli yönlere doğru il içerisinde akmaktadır.

İDARİ KURULUŞ:

İl 6 ilçe ile 11 bucaktan meydana gelmektedir. Bunların adları aşağıdadır:

1- Çankırı (İl merkezi) bucakları:

  • a) Çankırı
  • b) Irmak
  • c) Yapraklı

2-Ilgaz (İlçe ve Bucak merkezi)

3-Şabanözü (İlçe merkezi) bucakları:

  • a) Şabanözü
  • b) Orta

4-Kurşunlu (İlçe ve Bucak merkezi) Bucakları:

  • a) Kurşunlu
  • b) Atkaracalar

5-Çerkeş (İlçe ve Bucak merkezi) Bucakları:

  • a) Çerkeş
  • b) Ovacık

6-Eskipazar (İlçe ve Bucak merkezi).

Bölgenin Türklüğü ve dili hakkında faydalı incelemeler yapmağa imkan vereceğinden sıra ile her bucağa bağlı bulunan köylerden bazılarının adları da aşağıya yazılmıştır:

Çankırı Merkez Bucağı:

1- Apsarı 2- Ahlat 3- Akçavakıf 4- Akören 5- Alaca 6- Alva 7- Anuza 8- Aşağı Çavuş 9- Aşağı Pelitözü 10- Aşağı Yanlar 11- Ayan 12- Balıbağı 13- Balıbıdık 14- Bayındır 15-Boyalıca 16- Buğay Korgun 17- Büyük Hacıbey 18- Çayırpınar 19- Çiftlik 20- Çivi 21- Çukurören 22- Dede 23- Deyim 24- Dutağaç 25- Dümeli 26- Fene (Nahnaz) 27- Genede 28- Genek 29- Germece 30- Gölez 31- Gölezkayı 32- Handırı 33- Hasakça 34- Hıcıp 35- Hıdırlık 36- Hısarcık 37- Hısarcık kayı 38- Ildızım 39- İkiçam 40- İnaç 41- İnandık 42- Karadayı 43- Karaşeyh 44- Karatekin 45- Kavra 46- Kayıçivi 47- Korgun 48- Küçüklü 49- Küçük Hacıbey 50- Maruf 51- Merzi 52- Mudun 53- Ovacık 54- Paşa 55- Saray 56- Seydi 57- Süleymanlı 58- Şarklı 59- Tuzlu 60- Urvay 61- Yenice 62- Yukarıavuş

Kızılırmak Bucağı:

1- Aşağıalagöz 2- Bostanlı 3- Cacıklar 4- Güneykışla 5- Hacılar 6- Halaşlı 7- Hüseyinli 8- İshakça 9- Kâhyaşı 10-Karallı 11- Kavaklı 12- Kemalli 13- Korçullu 14- Kuzeykışla 15- Saraycık 16- Tumarlı 17- Yukarı Elagöz

Yapraklı Bucağı

1- Akyazı 2- Alaçat 3- Aşağıbadiğin 4- Ayıseki 5- Bademçay 6- Bapsa 7- Bayırakseki 8- Bayırzeyve 9- Belibedir 10- Beştüt 11-Büyetakseki 12- Buğay 13- Buluca 14- Çağabey 15- Çakırlar 16- Çiçek 17- Davutlar 18- Doğanbey 19- Gürmeç 20- İncik 21- İğdir 22- Kabut 23- Karacaözü 24- Kavak 25- Kayacık 26- Kaymaz 27- Kıvçak 28- Kırzeyve 29- Kirliakça 30- Kullar 31- Müsellim 32- Samburu 33- Sarıkaya 34- Sazcığaz 35- Sofuoğlu 36- Şeyhosman 37- Topuzsaray 38- Ünür 39- Yapraklı 40- Yaka 41- Yenice 42- Yukarıayva 43- Yukarıbağidin 44- Yükü 45- Zekeriya

Şabanözü:

1- Bakırlı 2- Bulgurcu 3- Büyük yakalı 4- Bulduk 5- Çapar 6- Çaparkayı 7- Çiğdemli 8- Çerçi 9- Dağkalfat 10- Dalyasan 11- Demirciköy 12- Gümerdin 13- Özbek 14- Sarısu 15- Ereğez

Orta Bucağı:

1- Buğuören 2- Büğdüz 3- Kısaç 4- Sakaeli 5- Sakarcaören 6- Salur 7- Sançar 8- Tutmaç bayındır 9- Yenice bayındır

Çerkeş:

1- Yıprak 2- Yumaklı 3- Afşar 4- Kısaç 5- Sofuoğlu 6- Erkeç 7- Dudaş 8- Beymelik 9- Bölükören 10- Bozoğlu

Ovacık:

1- Ekincik 2- Gümelik 3- Pürcekören 4- Sarılar 5- Güney 6- Avlağıkavı

Eskipazar:

1- Aslanlar 2- Bayındır 3- Belen 4- Bölükören 5- Kıran 6- Kulat 7- Sallar 8- Tamuşlar 9- Yürecik

Ilgaz:

1- Akçaören 2- Alpagut 3- Bükcük 4- Çomar 5- Danışman 6- Gaziler 7- Gircen 8- Ilısılık 9- Ericek 10- Kayı 11- Kızılsin 12- Okçular

Kurşunlu:

1- Ağılözü 2- Dalaçlar 3- Sumucak 4- Göllüce 5- Dumanlı 6- Sünürlü 7- Çatak

Atkaracalar:

1- Bozkuş 2- Çavundur 3- Dodurga 4- Susuz 5- Üyük 6- Yalaközü 7- Yazıören

İLİN TARİHİ:

Çankırı tarihi bakımından bir hayli zengin bir yerdir. Eski kayıtlara göre, ilk adı (Kângırı, Hancere, Kengırı, Çengürü) diye yazılmaktadır. Halk arasında söylenen masallarda ise (Engürü ve Çengürü) diye Ankara ile kafiyeli bir şekilde ifade edilmekte olduğu gibi (Çengiri) de denilmektedir.

Çankırının tarihi, Hititlerle başlamaktadır. Hititlerden sonra Firikyalıların ve daha sonra da Lidyalıların uyruğu altına giren bu bölge, İsadan önce VI. Yüzyılda Perslerin eline geçmiştir. Bundan sonra da sırasıyla Makedonyalıların ve Romalıların idaresi altında kalan il, Bizanslılar zamanında, Ortodoks kilisesinin dördüncü kurultayının Çankırıda toplanması ile Ortodoksların gözünde özel bir önem kazanmıştır. 1084 yılında Selçuk komutanlarından Karatekin tarafından zaptedilerek Türklerin eline geçmiştir. (Halk arasında söylendiğine göre Çankırı’nın fethi Umur Beğ tarafından yapılmıştır. Fakat, tarafımızdan yapılan incelemede tarih vesikalarında böyle bir ada rastlanmamıştır).

Selçuk Devletinin yıkılmasından sonra, Türk Beğlikleri devrinde Candaroğulları hâkimiyetine geçmiş olan Çankırı, Birinci Sultan Murad zamanında Osmanlıların idaresine girmiştir. İstiklâl savaşı sırasında da, İnebolu-Ankara yolu üzerinde bulunan Çankırı, Türklüğe has bozulmamış yüksek vasıfları ile Millî Mücadelenin dayanağı olan illerimizden birini teşkil etmiştir. Bu bölge 867 yıldan beri aralıksız Türklerin elinde bulunmakta ve tam katıksız bir Türk (Türkmen) çehresi taşımaktadır.

İLDEKİ HALK:

Çankırı ilinin halkı, gerek yüz ve kafa şekilleri ile ve gerekse vücut yapısı ve konuşma bakımından ekseriyetle tertemiz Türkmen soyundandırlar. Bir kısım köylerin halkının Özbek aslından oldukları söylenmekte ise de, tarafımdan bu konuda özel bir inceleme yapılmamıştır. Benim gezdiğim köyler, İl merkezi ve ilçeler halkı her bakımdan Türkmen vasıfları taşımaktadırlar. Bilhassa köylülerde yüksek bir askerlik sevgisi ve askerlik kabiliyeti ile dürüstlük göze çarpmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar, il’de Ahilik esaslarına göre kurulmuş bir esnaf teşkilatı bulunmakta idi. Bu gün dahi Ahilikle ilgili birçok usul ve âdetlere rastlanmaktadır. İl merkezi olan Çankırıdaki eski aile adlarından birkaçı da aşağıya yazılmıştır.

1- İsfendiyaroğulları, 2- Hacışeyhoğulları 3- Hacıbostanoğulları 4- Zincircioğulları 5- Sipahioğulları 6- Yiğitbaşıoğulları 7- Yamanoğulları 8- Kirkitoğulları 9- Yüzbaşıoğulları 10- Dedeoğulları 11- Yavanoğulları

Daha birçok eski aile adları bugün de yaşamakta olup hepsinin yazılmasına lüzum görülmemiştir.

ESKİ ESERLER:

Göze çarpan en eski eser, Çankırı Kalesidir. Bunun bir özelliği de bazı kısımların harçsız taşlardan yapılmış olmasıdır. Kalenin içinde Çankırı fatihi Karatekin Beğin türbesi vardır. Bundan sonra Taşmescit denilen bina gelmektedir. Bu bina 1296 yılında Selçuk hükümdarı I. Alâaddin Keykubad’ın ata beği Cemaleddin Ferruh tarafından yaptırılmıştır. Zaman zaman hastahane, darülhadis, bimarhane ve mevlevihane olarak kullanılmıştır.

Candaroğullarından Kasım Beğin yaptırmış olduğu imaret camisi ve bugün metrûk bulunan bedesten de eski eserlerdendir.

En önemli olan ve mimarlık bakımından başlı başına bir değer taşıyan sanat âbidesi Ulucamidir. Bu cami, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1558 yılında İran seferine giderken yaptırılması emredilmiş bir seferdir. O sırada bu caminin yerinde Selçuklular tarafından evvelce yaptırılmış olup harap bir halde olan başka bir cami vardı. Bazı kayıtlara göre, Ulucami  Mimar Sinan’ın çıraklarından Sadık usta tarafından inşa edilmiştir. Yenimahallede bulunan Alibeğ camisi de Türk sanatının güzel bir örneğidir.

İl içerisinde birçok eski kervansaraylar, köprüler vardır. Fakat hemen hepsi harap olmuş durumdadır. Bunlardan Çörekçi köyünün karşısında, Devres çayının üzerinde IV. Sultan Murad tarafından Bağdada giderken yaptırılmış olan bir köprü ve çeşme varıdr.

İLİN NÜFUSU:

1950 sayımına göre Çankırının nüfusu 218,250 kişidir. Bundan önce yapılmış sayımların neticesi şöyledir:

-28 Ekim 1927 sayımına göre:

Erkek: 70606 Kadın:86613 Yekûn (Toplam): 157219 Kesafet(Yoğunluk): 20,0

1935 Sayımına göre:

Erkek: 81591 Kadın: 95966 Yekûn: 177687 Kesafet: 21,0

1940 Sayımına Göre:

Erkek: 82786 Kadın: 100996 Yekûn: 183782 Kesafet: 21,4

1945 Sayımına Göre:

Yekûn: 197356

1950 Sayımına Göre:

Yekûn: 218250

Nüfusun hemen hepsi Türktür. İki yüz yıl önce kıtlık dolayısıyla Musul taraflarından Ziveli adında bir Kürt aşireti getirilip yerleştirilmiş ise de, bugün onlar da tamamen Türkleşmiş durumdadırlar. Ayrıca İnallı Ballı soyundan olan köyler de bulunmaktadır. Bunlar, kendilerini Özbek soyundan saymaktadırlar. Ayrıca Alagöz oymağından Türkmenler de çok sayıda bulunmaktadırlar. İl merkezinde çok az sayıda bulunmak üzere, Çingeneler de vardır. İl içerisine biraz da Kırım, Kafkas ve Rumeli göçmenleri yerleştirilmiştir. Eskiden Rum ve Ermeniler de vardı. Fakat Kurtuluş savaşından sonra bunlardan hiç kimse kalmamıştır.

KÜLTÜR DURUMU:

Çankırı ili içerisinde 60 ilk okul, 1 orta okul, 1 erkek sanat okulu, 1 kız sanat enstitüsü ve akşam kız sanat okulu vardır. Bunlardan 3 ilk okul ile orta okul ve kız, erkek sanat okulları il merkezinde bulunmaktadır. Bunlardan başka piyade subay ve assubaylara özel piyade okulu da burada bulunmaktadır

ÇANKIRIDA YETİŞEN BÜYÜK ŞAHSİYETLER:

Çankırıdan gerçi ilk bakışta göz kamaştıracak durumda büyük şahsiyetler çıkmamışsa da memleketin ilim ve sanat hayatına hizmet etmiş birçok kimseler yetişmiştir. Bunlardan hayatta bulunanlardan adlarını elde edebildiklerimiz aşağıya yazılmıştır:

1- Hacışeyhoğlu Ahmet Kemal Beğ. Bu zat, <Çankırı Tarihi>, <Çankırı Coğrafyası>, <Görüp işittiklerim> adında değerli eserler yazmıştır.

2- Hacışeyhoğlu Sait Beğ, bu zat da Ahiliğin son devirlerinde Ahu Babalık yapmış. Meşrutiyet ve Cumhuriyet devirlerinde Milletvekilliği etmiştir.

3-Hacışeyhoğlu Hasan Beğ. Bu zat <Çankırı Halkiyyatı> adlı çok değerli bir eser yazmıştır. Bu kitapta ahilik hakkında faydalı bilgiler vardır.

4- Ziraat Bakanlığında fen müsteşarı Tahsin Nahit Beğ. Bu zatın <Çankırı Hal Edebiyatı> adlı değerli bir eseri vardır.

Bugün hayatta olmayan Çankırı ilinden yetişmiş ileri gelen şahsiyetler de şunlardır:

1- Eski Başbakanlardan Refik Saydam. Bu zat, Kurşunlu ilçesinin Saçak köyündendir.

2- Çerkeş ilçesinin köylerinden olan Türkçü Ali Suavi Beğ de Çankırılıdır.

3- Şair Tevfik Fikret de Çankırının eski sancak hudutları içerisinde doğduğundan Çankırılı sayılmaktadır.

4- Taifde Mithat Paşanın ağası bulunan ve Paşayı zehirlemek tekliflerini kabul etmeyen Osman Çavuş da Çankırılıdır.

Bunlardan başka Çankırı birçok halk şairi yetiştirmiş bir ildir.

Çankırıda bir Maarif Kütüphanesi bulunmaktadır. Ayrıca bir Halkevi Kütüphanesi de bulunmaktadır.

Maarif Kütüphanesi ve Halkevi Kütüphanesinde bulunan kitaplar:

Eski Yazıyla -3082

Yeni Yazıyla- 9218

Arapça- 1094

Farsça-56

Fransızca-146

İngilizce- 60

Almanca- 4

İtalyanca- 10

Rumca- 8

Çankırı toprakaltı cevherleri bakımından çok zengin bulunmaktadır. Kömür, tuz, kurşun, bakır, gümüş madenleri fazla miktarda mevcut olup, bunlardan yalnız tuz madeni işletilmektedir. Araştırmalar ve incelemeler yapılınca daha başka madenlerin de keşfedilmesi çok muhtemeldir. İl, ziraat mahsulleri yönünden de parlak bir geleceğe namzettir.

Bugün yurdumuzun diğer köşeleri gibi, burası da geri ve bakımsız bir haldedir. Ankaraya çok yakın bulunan, Zonguldak ve Karabük yolu üzerinde, her çeşit tabii imkanlara sahip olan bu il de, diğer bölgeler gibi yüz yılların ihmâlini ve en son da yirmi yedi yılın yüklediği bakımsızlık ve yoksulluğun yüklerini, taşımaktadır. Fakat, bugünkü durumu ne olursa olsun, Çankırının gelecekteki kaderi diğer bütün Türk illeri gibi hiç şüphesiz refah ve bahtiyarlık olacaktır.

KAZGANOĞLU”

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

zaferyemin