TEHLİKELİ SOSYALLEŞME

Karantinada yaşadığımız şu günlerde evde kalan bireylerin internet ve sosyal medya kullanımında yüzlerce kat artış yaşandı. Bilgisayarın hayatımıza girdiği ilk yıllarda aileler ve eğitimciler bilgisayarların özellikle genç bireyleri sosyal yaşamadan izole ettiğini ve birçok sorunun ortaya çıkacağını öngördüler. Bu öngörülerden bazıları; bireylerin asosyal olacağı, obez olacağı, göz sağlıklarının olumsuz etkileneceği ve akademik başarılarının düşeceği şeklinde idi. Bu öngörüler doğru kısmen doğru olsa bile geçen zaman bunların tam tersini gösterdi. Korona virüsün tüm dünyayı esir aldığı şu günlerde çöpçatanlık uygulamalarını ülkemizde 2.7 milyon kişi kullanıyor. Yine aynı şekilde bireylerin özel hayatlarını sorgusuz bir şekilde tüm dünya ile paylaştıkları birçok uygulamanın ülkemizde kullanıcı sayısı yaklaşık 40 milyon. Üstelik veriler göstermektedir ki bir birey birçok sahte hesap ve hayali karakter ile birden çok uygulamayı kullanıyor. Bu da bizlere göstermektedir ki internet bu çağda artık sosyalleştirmekten uzak bırakmıyor tam aksine bilinçsiz ve yanlış bir sosyalleşme sürecini beraberinde getiriyor.

 

Bu yanlış ve bilinçsiz sosyalleşmenin toplumun çeşitli kesimlerine birçok olumsuz etkileri bulunuyor. Örneğin yüzlerce kat artmış olan boşanma davalarında bireyler birbirlerine vakit ayıramadıkları ve vakitlerini hayali karakterlerle sosyal medya hesaplarında geçirdiklerini söylüyorlar. Yine bu davalarda çoğu zaman kanıtlar ya bir instagram mesajı ya da bir whatsapp görüntüsü oluyor. Maalesef bu zamanın yetişkin bireyleri yani bilgisayar ilk hayatımıza girdiğinde onunla ilk tanışan kuşak bu süreci ziyadesiyle olumsuz tecrübelerle yaşıyor.

 

Bir diğer toplum kesimi ise hayatlarının ergenlik yıllarında sosyal medya ve teknolojiyi en çok kullanan gençler. Onlar için durum daha da vahim. Çünkü olumsuz örnekler bilinçsiz sosyal medya kullanımı ile binlerce hatta yüzbinlerce gencimizin anında telefonunda oluyor. Lider olma yarışı, gösteriş merakı ve ben daha iyisini yaparım düşüncesi birçok genç bireyimizi hem kötü alışkanlıklara itiyor bende eğitimden ve akademik süreçten alıkoyuyor. Birçok gencimiz ise bu süreci geleceği ile ödüyor.

 

Bilgisayarın ülkemizde ilk olarak Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde kullanılmaya başlandığı günden itibaren geçen 40 yıllık süreçte birçok yenilik getirdiği gibi birçok maddi ve manevi değeri de götürdü kültür ve sosyal hayatımızdan. Zannediyorum teknoloji okuryazarlığı eksikliği bize en büyük darbesini birkaç neslimizi bizden çalarak vurdu.

 

Şuandan itibaren yapılabilecek en anlamlı şey; bireylerimize daha hayatın ilk yıllarından itibaren doğru teknoloji kullanımı ve bilinçli medya kullanımı eğitimleri vermektir. Her yeni nesil bu çağın içerisine doğan nesillerdir ve geçmiş nesillerin hiçbirisi onlar kadar bu sürece adapte olmamaktadır. Bu gerçek kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.

Şahin Altıntaş