ÜLKE NE HALDE?

KONDA ANKET SONUÇLARI

Türkiye, sürekli olarak sosyal değişim geçirmekte ve bu durum kendini özellikle 2 binli yıllarda daha da hızlanan bir şekilde belli etmekte. Bu değişimi en çok kadınların hayat tarzlarını konu alan araştırmalarda ve kadınlarla erkeklerin mukayese edildiği istatistiklerde hissediyoruz. “KONDA Hayat Tarzları 2018- Kadınlar, Kasım 2019” başlıklı araştırmadan ilgimi çeken bazı hususları paylaşmak istiyorum. Çünkü on yıl içindeki bu müthiş değişimin ekonomik, sosyal ve siyasi yansımalarını göz ardı eden ticari işletmelerin, idari kurumların ve siyasi partilerin başarılı olması beklenemez kanaatindeyim.

EĞİTİM

Türkiye’de ortalamada kadınlar 7-8 yıl, erkekler 3-9 yıl eğitim görmüştür. Kadınların yüzde 10’u okuryazar değildir, yüzde 51’i ortaokul seviyesinde, yüzde 25’i lise seviyesinde eğitim almıştır. Buna karşılık erkeklerin yüzde 3’ü okuryazar değildir ve ortaokul ve lise seviyesinden eğitimi olanlar sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 33 oranındadır. İlköğretim/ortaokul, lise ve üniversite seviyelerinde, kadınların oranı yüzde 41-42, erkekler yüzde 58 mertebesinde olması kadınlar açısından olumlu bir gelişmedir. Özellikle 32 yaşa kadar olan genç kadınlarda üniversite mezunlarının oranı yüzde 22’ye çıkmıştır. 32 yaş ve altındaki üniversite mezunu kadınların oranı erkeklerden daha yüksektir. Kadınların eğitim seviyesinin hızla arttığı ama toplamda aradaki açığın hala kapanmadığı görülmektedir.

ÇALIŞMA DURUMU

“Türkiye’de 15 yaş üstü kadınların yüzde 22’si gelir getiren bir işte çalışıyor. Kadınların çalışmayan yüzde 78’lik kalan kesimin ise çok büyük bir kısmı, yani her iki kadından biri ev kadını. Diğer çalışmayan kadınlar ise ya öğrenciler, ya emekliler ya da işsizler. Son on yılda kadınların çalışma durumunda dikkate değer değişimler söz konusudur. Kadın istihdamında yüzde 13 gibi bir artış gözlenmiştir. Çalışan kadın oranı yüzde 18’den yüzde 22’ye, emekli kadın oranı yüzde 3’den yüzde 17’ye ve öğrenciler ise yüzde 7’den yüzde 11’e çıkmıştır. Bu değişimlerin bir sonucu ev kadınların oranının 10 yıl içinde yüzde 66’dan yüzde 53’e düşmesidir.” Artık özel sektördekilerin ve memurların yüzde 32’sini, esnafların ve çiftçilerin ise yüzde 18’ini kadınlar oluşturuyor. “Kadınların istihdamı artarken erkeklerinki aksine düşmektedir. 2008 yılında 15 yaş üstü nüfustaki erkeklerin yüzde 67’si çalışıyordu. Hâlbuki şimdi yüzde 62’si çalışıyor. Bunun en önemli iki nedeni emekli olan ve öğrenci olan erkeklerin artmış olması.” Ancak uzun yılların sosyal yapısı çok kısa sürede dengeye kavuşmaya izin vermiyor. “Hala kadınlar çalışanların yüzde 22’sini oluştururken, işsizlerin yüzde 38’ini oluşturuyor.” Ekonomik krizlerde ilk önce kadınlar işsiz kalıyor.

DİNDARLIK DURUMU

Dindarlık eğilimine bakıldığında kadınların erkeklerden çok daha dindar olduğu görülüyor. Kadınların yüzde 67’si, ev kadınlarının ise yüzde 80’i kendini ‘dindar’ ya da ‘sofu’ olarak tanımlıyor. Bu oran erkeklerde yüzde 56 ile sınırlı kalıyor. Diğer yandan beklenenin aksine toplumda dindarlaşma genel olarak azalan bir eğilim gösteriyor. Zira 2008 yılında ‘dindar’ ya da ‘sofu’ olduğunu belirten kadınların oranı yüzde 71, erkeklerin oranı ise yüzde 64 düzeyindeydi. “Kadınların yarısı sık sık veya her zaman namaz kıldıklarını belirtmektedir. Erkeklerin ise ancak üçte biri bu sıklıkta namaz kılmaktadır.” “Genç erkekler ve özellikle genç kadınlar arasında düzenli namaz kılma alışkanlığında son on yılda önemli bir düşüş gözlenmektedir.”

BUNCA KONUT YAPILDI, EV SAHİBİ ORANLARI DÜŞTÜ

Konda’nın araştırmasından ilginç bir sonuca göre, inşaat sektörünün adeta uçtuğu son on yıllık dönemde “ev sahipliği oranında önemli bir gerileme görülmektedir. On yıl önce görüşülen erkeklerin yüzde 75’i, kadınların yüzde 72’si ev sahibi olduğunu beyan etmiştir. Kiracı olduğunu beyan edenler ise erkeklerin yüzde 19’i, kadınların yüzde 22’i idi. On yılın sonunda kirada oturanların sayısında da önemli bir artış görülmektedir. Görüşülen erkeklerin yüzde 68’i, kadınların yüzde 65’si ev sahibi olduğunu beyan etmiştir. Kiracı olduğunu beyan edenlerin oranı ise erkeklerin yüzde 28’i, kadınların yüzde 31’ine çıkmıştır.” Dar gelirlileri ev sahibi yapmak idealiyle yola çıkıldığı söylense de konutları daha çok hali vakti yerinde insanların yatırım amaçlı olarak aldığı anlaşılmaktadır.

GAZETE YERİNE SOSYAL MEDYA

Konda araştırmasına göre, “Gelişmeleri takip etmek, olan bitenden haberdar olmak için en güvenilir kaynak olarak hâlâ televizyon görülmektedir. Kadınların yüzde 77’si, erkeklerin ise yüzde 67’si haber için televizyona güvenmektedir. Gazete okuma alışkanlığının ülkede giderek yok olduğu görülmektedir. Özellikle kadınlarda gazete okumayan oranında muazzam bir artış vardır. 2008 yılında hiç gazete okumayan kadın yüzde 48 iken, 2018’e gelindiğinde bu oran yüzde 83’e çıkmaktadır. Erkeklerde de son on yılda gazete okuyanların oranı yüzde 74’den, 34’e düşmüştür. Erkeklerin yüzde 70’inin, kadınların yüzde 59’unun sosyal medya hesabı vardır. Kadınlarda en çok kullanılan sosyal medya uygulamasının Whatsapp olduğunu görüyoruz. Erkekler arasında Facebook kullanımı daha yaygın görünmektedir. Ancak erkekler hemen hemen her sosyal medya platformunu kadınlardan daha sık kullanmaktadır. “Tek haber kaynağı” veya “en güvenilir haber kaynağı” yandaş TV kanalları olan kırsal kesim ile kadın nüfusun (özellikle de ev kadınlarının) siyasi iktidarı en çok destekleyen kesim olması tesadüf değilmiş.

Please follow and like us:
The following two tabs change content below.